“Bir” Mayıs sabahı güzellememdir!.. - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

“Bir” Mayıs sabahı güzellememdir!..

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Uzun yılların alışkanlığıyla her günkü gibi yine erken kalktım.  Ve sabahın saat 7’sinde her günkü gibi  gazete bayiime uğradım.

Tabi söylememe gerek yok. Yollar bomboştu. Dükkânlar tümden kapalı.. Hatta bizim gazete bayii de.. Pazar günleri bile bu kadar ıssızlık görülmez, kent böylesi “terk edilmişlik” hissi uyandırmazdı!..


Belki öteki bayilere gazeteler ulaştı düşüncesinde, Mağusa’yı bir baştan öte başa arabamla dolanmam neyse ki işe yaradı, bir büfeden gazetelerimi alıverdim..

Ve bizim İbo’nun  kahvehaneye uğradım. Arka arkaya iki sade kahvemi içer ve  benim gibi erkenci arkadaşlarla yarenlik yaparken her zamanki gibi yine memleketin ahvalini konuştuk. En çok da “1 Mayıs dolayısıyla günlük gazetelerimizi bile tedarik edemeyeceğimiz şu “yasaklı 1 Mayıs  gününü!”

Ki  1Mayıs’ta “İşçi haklarının” arkasına sığınan  opertünist  politikacıların  en kolayından becerileri olan  “yasaklarla”  memleket yönetmeleri olduğunun bir kez daha icraatıyla ispatı olan kararlarında!..

*****

HADİ  bir fıkra anlatayım size.  Eskiden çöllerde deve kervanları vardı ya.. O develerin oluşturduğu kervanın önünde  çok iyi bir iz sürücüsü ve  “rehber” olan “eşekler” yürürdü.

Vakti zamanında, işte öylesi bir kervanda, devenin biri çok yaşlanmış, azat edilecek..

Kervan sahibi son kez devesini sevip okşamış, “seninle çok uzun ve güzel yıllar geçirdik. Hakkını helal et. Kusurumuz olmuşsa affet” demiş.

Deve, “helal olsun usta” demiş. “Sadece ölüp gitsem de affetmeyeceğim, söylemezsem açık gidecek gözlerim..  Hani bizi yıllar yılı bir eşeğin arkasında yürüttün ya!..

…KASEDİ değiştiriyorum: Her devletin bir “Yönetimi” bir de “Yönetileni” vardır. Ki bugün yaşadığımız büyük sorun “iyi yönetilemediğimizdir!”

Üstelik “iyi yönetilemediğimizi” mesela ben  söylemiyorum. İktidar muhalefet olarak siyaset kulvarlarlarında koşan “politikacılarımız” söylüyorlar.

Örneğin şimdilerde “UBP’li Tatar!” Yada YDP’li Arıklı! “Hatta “Dörtlü koalisyonu”  oluşturan   partililer..

Kaldı ki sorun, yönetip yönetilmek üzerine laflamaya geldi mi “işte kurumlarımız” diyeceğim ve ekleyeceğim:

Belediyeleri kim batırdı?

Kıb-Tek’i kim bu günkü kaotik duruma soktu?

Yada çok somut ispatıyla “KTHY”nın iflasına kim neden oldu?

OYSA ne zaman böylesi “yönetim zafiyetleri” söz konusu olsa ne zaman kendi özeleştirimizi yapmak zorunda kalsam, 1974 Barış Harekâtından hemen sonra Türkiye’deki bazı “elitlerin” bizim için söyledikleri, değerlendirmeleri gelir hatırıma.

Ki o dönemlerde Kıbrıs Türk insanı  Türkiye’dekilerin “omuzlarına alınıp alkışlarla, “işte kahramanlar” diye kutsanacak kadar bir nadide topluluktu..

Nitekim  Kıbrıs Türk halkı  için, “büyük gemileri küçük çatanaların çektiği çok görüldü” diyorlardı.

Şöyle ki Kıbrıs Türk halkının  Türkiye’yi bile çekip götürecek “çok özel” bir toplum oluşuyla..”

ŞİMDİ ne kadar acı bir tecellidir! Aradan 45 yıl geçmiştir ve “Türkiye’yi bile çekip salâha  kavuşturacak kadar çok özel Kıbrıs Türk halkı” şimdi o Türkiye’ye “iki kuruş için muhtac’ı dide”  duruma düşmüştür!

Gene soralım ama:  “KKTC iyi yönetilmediği için mi?” Kesin bir cevap veremiyorum.. Ve şu 1 Mayıs güzellemesinde şaşkınca düşünüyorum: “Neden Türkiye yükseldikçe, batmaktadır KKTC?”

OYSA ne dediydi geçenlerde Sn. Başbakan Erhürman: “Eğer biz Yönetme sorumluluğunu üstlenmezsek ülkeyi hangi zihniyetin yöneteceği, dahası nasıl yöneteceği herkesin bildiği bir şeydir!”

İşaret ettiği de tabi ki bugüne kadar en uzun süreyle iktidar olan UBP idi!

Yani bu “devleti” kuran UBP!

HA! Bir maruzatım var: Her iktidara gelen kendini vatan kurtaran aslan sanır..

O zaman ne olur? Karşısında ne varsa “aykırı, beceriksiz, günahkar, sahtekâr…” Bir tek kendi kalır “muteber!”

UBP yönetimleri yıllarca memleketin canına okurken, öyle baktılardı kendilerinden yana olmayanlara! CTP’de UBP’ye öyle baktıydı ama! Siyasi ve sosyal vakıa devam ediyor yanlışa yanlış kata!                                **********

KISACA TAKILDIKLARIM. (EL-SEN SORUYOR.)

Geçtiğimiz gün son günlerin en çarpıcı sorusu, son dönemlerde “sorular bombardımanı” altında viran harap olan “Tel-Sen”den geldi. Soru şuydu:

“Yani dedi, TC ile protokol imzalanmamasının nedeni gerçekten KIB-TEK’in durumu mudur? Açıklayın da öğrenelim…”

Doğru soruya ne denir! Yoksa hükümet “protokol imzalama”  krizinde zevahiri kurtarmak için Kıb-Tek’i mi zoka yaptı? Açıklayın da bilelim!..

İNSANLIK ÖLMEDİ!  “Kayıp Şahısların” bulunmasında   iki  insanımızın fedakârlığıyla çabaları sadece bu ülkenin tarihine değil, “insanlık tarihine” de kazanacak kadar önemlidir.

Sevgül Uludağ’la Gülden Plümer Küçük…

Geçtiğimiz gün Kayıp Şahıslar Komitesi Başkanı Gülden Plümer Küçük, “Türk tarafı işbirliği yapmamış olsaydı bin 200 kişiyi nasıl bulup çıkaracaktık” derken; her halde Güney’e, Türk halkına hâlâ yaptıkları zulüme karşın, unuttukları için hatırlayacakları bir insanlık dersi daha vermiş oldu..

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar