Yeni binamızda, ilk konuğumuz Mehmet Ali Talat oldu.
Sıfatlandırmada bolca bonkör davrandığımız bir memlekette yaşıyoruz.
Ama aslında zorlama ve “fıtratımıza” uymayan bir durumdur bu.
Mehmet Ali Talat adının başına Cumhuriyetçi Türk Partisi eski Başkanı, eski Başbakan ve 2. Cumhurbaşkanı gibi ifadeler ekleyebilirdim.
Tümü de doğrudur.
Resmi konular sözkonusu olduğunda belki de yapmak da gerekir.
Ama, Mehmet Ali Talat ile tüm bunların ötesinde bir ilişkimiz vardır.
Hem benim hem de Havadis’in.
Gençlik yıllarımıza dayanan tanışmışlığımız ve yoldaşlığımız yanında, Havadis’e sahip çıkan, destek veren ve gelişmesi için katkı koyandır.
Üstelik de, yedi düvelin Havadis’in ümüğünü sıkıp, nefessiz bırakıp yok etmeye çalıştığı günlerde.
Rahmetli babamın bize vasiyetiydi:
“Talat ailemizden biridir, O’na sahip çıkacaksınız” diye.
Benim de Havadis ailesine vasiyetimdir;
“Her hal ve koşulda Talat’a sahip çıkacaksınız…”
O bizim abimiz, kardeşimiz, koruyucumuz ve yoldaşımızdır…
***
Yeni binamızda ilk “fasulye yemeği” konuğumuz Mehmet Ali Talat oldu.
Eskiler bilir ama yeni nesiller için bir daha hatırlatmakta fayda vardır.
Havadis’in geleneksel “fasulye yemeği” toplantılarının “mucidi” rahmetli Rauf Raif Denktaş’tır.
10 yıl önce Havadis’in ilk kuruluş günlerinde rahmetli Denktaş “bir öğle yemeğinde buluşalım” teklifi yapmıştı.
Türkiye’de, karanlık güç odaklarının Denktaş’a karşı 2000 seçimlerinde nasıl kirli operasyonlar yürüttüklerinin belgeleriyle konuşulduğu günlerdi.
Ve elbette onun da konuşma hakkı vardı.
“Doktorlar bana et yedirmezler, fasulye ve pilav yapın, yanına da gabbar turşusu” diyerek menüyü Denktaş söylemişti.
İşte o gün Denktaş ile yediğimiz fasulye gelenekselleşti.
Sonrasında onlarca büyükelçi, politikacı, sivil toplum örgütü temsilcisi ve Havadis severler ile devam etti.
***
Mehmet Ali Talat’ın ne söylediklerini Havadis’in manşetinde detaylarıyla okuyacaksınız.
Ben, birkaç gözlemimi paylaşmak istiyorum.
Talat, cumhurbaşkanlığına yeniden aday olabilir.
Her ne kadar mevcut hayatından çok mutlu olduğunu söylese de CTP’nin kararlı bir şekilde ortaya iyi bir program koyması halinde aday olacağı intibaı bıraktı bende.
Sibel Siber, Serdar Denktaş, Kudret Özersay, Mustafa Akıncı ve olası Derviş Eroğlu’nun adaylığında ilk turda belirleyici olacak olan CTP’dir.
Talat, CTP’nin, yerel seçimlerde olduğu gibi ittifak yapmasına karşıdır ve en erken zamanda adayını belirlemesi gerektiğini söylüyor.
Peki CTP Genel Başkanı olarak Tufan Erhürman’ın aday olmayı istemesi halinde tavrı ne olur?
Bu soruyu ona sorduk.
“Elbette hakkıdır” diyor.
Ve ekliyor: “CTP’nin geleneğinde genel başkanın aday olması vardır. O’nun da bir an önce kararını vermesi gerekir…”
Kıbrıs sorununda be gibi gelişmeler yaşayacağımızı henüz bilmiyoruz ama daha önce de yazmıştım, cumhurbaşkanlığı seçim, kazanı çoktan kaynamaya başladı bile…
