Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olmak... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olmak…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Rum basınının gündemi belirlemesine öyle alışmışız ki, sorgulamadan üstüne atlıyoruz.

Zaten her zaman için reaksiyoner bir tavrımız vardır.


Onlar kafalarına göre bir şeyler planlar, biz de yetersiz bilgilerimizle, Rum basınının yarattığı gündemin peşinden koşarız.

İşin aslını bize anlatan çok olmaz. Siyasi demeçler bile “hayır, yapamazlar”dan öteye geçmez.

Son dönemde doğal gaz olayı bunun en belirgin örneği.

Eminim sondajlar konusu bizim gördüğümüzle sınırlı değil.

Türkiye’nin ve KKTC’nin Dışişlerinin elinde başka bilgiler de vardır.

Mesela İtalyan gemisi… Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın İtalya’da yaptığı temaslardan sonra geminin çekilmesi. Kimbilir ne diplomasi işliyor. Neler dönüyor. O kadar da çaresiz değiliz yani.

 

 

 

 

 

 

 

 

Şimdi de ABD gemisi meselesi.

Geldi, Exxon Şirketi adına araştırma yapacak… Exxon ne..?

ABD’nin Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın hayat boyu çalıştığı ve en son da CEO’su olduğu şirket.

Tillerson, bir kaç hafta önce Ankara’da yaptığı temaslarda, bölgeye sondaj değil, “araştırma” gemileri göndereceğini söylüyor. O gün çıkan haberlerde, sondajın, eğer olacaksa, Ekim’den önce olmayacağı zaten vurgulanıyor.

Yani Ankara ile yakın temas var. Bir oldu-bitti durumu yok.

Diğer yandan Rum basını, “ABD gemileri geliyor, 6. Filo koruyacak” haberleri yaptığında, biz burada neredeyse savaş çıkıyor havasına giriyoruz…

İşte bilgi eksikliği dediğim bu…

Kimse işin aslını faslını araştırmadan, Rum basınının haberlerine yorumlar getiriyor.

Sansasyona bayılıyoruz…

Oysa bizim de Türkiye’nin de yetişmiş, konuyu bilen, yakından takip eden insanlarımız var.

Bunlardan biri de Yrd. Doç.Dr. Hayriye Kahveci Özgür…

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlşkiler Uzmanı. Konusu enerji, hem de “petrolün ekonomi politiği”…

Zaman zaman sosyal medyadan, bu “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma” durumlarına tepki gösteriyor, açıklama getiriyor.

Önceki günkü gönderisi çok kısacık, ama yeteri kadar net ve açık…

hayriye kahveci

Diyor ki Hayriye Kahveci,

“Altıncı filo 1950 den beri Akdeniz’de….

Bahsi geçen arama gemilerinin birisi Yunanistan’da, diğeri İsrail’de …

İkisi de sondaj gemisi değil…”.

Hadi buyurun…

Bir de bu tür gemileri takip eden bir siteden görüntü atmış, gemilerin yerlerini gösteriyor.

Dün de, Anadolu Ajansı güvenilir kaynaklardan derlediği haberinde, ABD savaş gemilerinin, planlı tatbikatlar nedeniyle bölgede olduğunu, bu durumun Rum basınınca sanki Exxon’la ilgiliymiş gibi gösterilmeye çalışıldığını, bunun bir algı operasyonu olduğunu yazıyor.

Dahası, &. Filo Sözcüsü, gemilerinin tatbikat için bölgede olduğunu resmen duyuruyor.

Yüzeysel, derinliği olmayan, araştırmaya hatta bilgiye dayanmayan gündemlerin peşinde koşarken, kendi kendimize zarar verdiğimizin farkında bile değiliz.

Aslında kimse uyumuyor. Herkes herşeyin farkında da, biz bu eziklik modunda gitmeyi seviyoruz…

 

YERİN KULAĞI VAR

GÜNDEM KIBRIS:

anastasiadisUzun süredir gündemden düşen ve buzdolabına konan Kıbrıs sorunu yeniden hareketleniyor. Hükümetin Ankara ziyareti ve Anastasiadis’in “sosyal buluşma” davetinin olumlu yankı bulması, önümüzdeki günlerde Kıbrıs sorunuyla ilgili yeni gelişmelerin yaşanacağını gösteriyor. Kurulması olası masa, kaldığı yerden mi devam edecek, yoksa Türk tarafı yeni bir starteji ile mi masaya oturacak, bunları önümüzdeki günlerde göreceğiz…

DAHA NE OLSUN:

Sosyal medyada bir “Ne yaptı bu hükümet” diyenler var ya, bence sadece denetimler ve cezalar hepsine değer. Daha bir kaç haftalık hükümetin denetimlerine biz bile yetişemiyoruz. Okullarda temizlik işleri yapan bir şirketin, çalışanlarının yatırımlarını yapmadığı için, ihalelere girmesi yasaklanıyor. İş kazası yaşayan işçilerin, çalışma izninin olmadığı saptanıyor ve soruşturmanın başladığı hemen açıklanıyor. Bunların ikisi de sadece bir günlük haber. Hemen her gün benzerleri var. Bu değil miydi istediğimiz? Kimsenin gözünün yaşına bakılmasın demiyor muyduk..?

DİKKAT EDİLMELİ:

En az Din İşleri Dairesi kadar dikkat edilmesi gereken bir diğer kurum da Vakıflar İdaresi. Henüz yeni bir Yönetim Kurulu atanmış değil ancak, Vakıflar İdaresine ait Dome Hotel’in, 15 Mayıs’ta süresi dolacak olan sözleşmesinin yenilenmeyeceği ve otelin özel bir şirkete devredileceği yönünde iddilar var. Vakıflar İdaresi, çoğu zaman amacının dışında ve daha çok siyasi kararlarla dikkat çekiyor…

HANGİSİ DOĞRU:

KKTC Din Görevlileri Sendikası ve KKTC Din Görevlileri Derneği, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin’de yürüttüğü “Zeytin Dalı Harekatı” kapsamında görev yapan Mehmetçiğe 1974 kilo hellim gönderdi… Geçen gün ise, herşey devletten olmak üzere, Zorlu Töre başkalığında 40 kişilik heyet Hatay’a giderek harekata destek belirtip geldiler. Sizce bu iki destekten hangisi doğru ve anlamlı…

“DOSYALARI İRSEN KÜÇÜK KAPATTI”:

UBP milletvekili Hasan Taçoy, katıldığı bir tv programında, CTP iktidarı dönemine dayanan iki dosyanın İrsen Küçük’ün Başbakan olduğu dönemde kapatıldığını iddia ederek, siyaset oyunlarına dikkat çekti. Taçoy’a göre dosyaların kapatılmasının ardında, bazı siyasi menfaatler yatıyormuş. İyi de iddilarından bu kadar eminse, kendilerinin de destek verdiği son UBP hükümeti döneminde niye hiç gündeme getirmedi acaba?

SİZ NİYE AYRILDINIZ:

Yıllardır bazı Rum ve Türk siyasi partileri Slovakya elçiliğinin başkanlığında Ledra Palace otelde bir araya gelip, Kıbrıs’ın yendien birleşmesi  için ortak bir zemin oluşturmaya çalışıyorlar. Önceki gün yine bir araya gelip, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin MEB içerisindeki egemenlik hakları”nı tartışmışlar ama, ortak bir zemin bulamamışlar. Hepsi bir yana da, onlar Çek ve Slovakya diye ikiye bölünmüşken, bizi birleştirmek için bu kadar uğraşmaları nedendir anlayamam…

 

ZİRVEDEKİLER

Nazım Hikmet Ran: “Kimi der ki, kadın uzun kış gecelerinde yatmak içindir. Kimi der ki kadın yeşil bir harman yerinde dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir. Kimi der ki ayalimdir, boynumda taşıdığım vebalimdir. Kimi der ki hamur yoğuran. Kimi der ki çocuk doğuran. Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal. O benim kollarım, bacaklarım başımdır. Yavrum, annem, karım, kızkardeşimdir, hayat arkadaşımdır…”.

DİPTEKİLER

Öztürk Yılmaz: Bu adam nasıl diplomattı anlamak mümkün değil. Türkiye KKTC’yi tanıtmıyormuş; Özel Temsilci atamıyormuş(!); elin oğlu gaz, petrol arıyormuş da, bu bizim elimizi zayıflatacakmış. CHP’nin eski Dışişleri mensubu Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz… Dışişleri tecrübeniz, KKTC’nin tanınması konusunda ne diyor? Yapılsa, Ecevit yapmaz mıymış? Sonra elçinin bulunduğu bir ülkeye özel temsilci atamak ne demek? Uluslararası ilişkilerde böyle bir makam var mı? Sen BM misin?  Tribünlere oynayacaksınız, Kıbrıs konusunu da dibine kadar kullanacaksınız anladık da, hiç olmazsa biraz tutarlı olun yahu…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar