Beyhude gündemler... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Beyhude gündemler…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Cumhurbaşkanı görevlendirmeyi neden iki gün geciktirmiş diye kıyamet kopuyor. Dünden verse ne olacaktı? Saniyesine yeni hükümet mi kurulacaktı? İki gün geç kurulsa ne olacak? Onu bırakın siz, bugünden itibaren, en az bir ay, hatta daha fazla bir süre hoş ve boş gündemlerle geçmeyecek mi?

Bu arada sterlin 9’u bulacak, belki geçecek, bizler bir o kadar daha fakirleşirken, sektörler çığlıklar atacak, bir sonraki ayın nasıl geleceğini bile bilemeden, oyalanıp gideceğiz.


Bu arada muhabir arkadaşlarımız, o kapı senin, bu kapı benim gezecekler, açıklamaları duyuracaklar,  güzel programlar, müthiş vaadler duyacağız, inanmasak da umutlanacağız.

Birileri koltuk kavgaları yapacak, bu çaresizliğin içinde, cepteki parayı boş verip onları takip edeceğiz, eğleneceğiz, kızacağız, sonuçta harcanacak bir dakikamız olmadığı halde, uzunca bir süre dalga geçeceğiz.

Neden dünyanın bu topraklarında böyle dehşet bir istikrarsızlık var diye kafa bile yormayacağız.

Daha birkaç yıl önce tekrarlanan senaryoları, yeniymiş gibi yutup, peşinden gideceğiz.

Dün birisi “geçmiş hatalardan ders alarak” diyordu.

Aslında hep yaptık bunu, kendi kendilerine ders almalarını umduk.

Oysa hataların tekrar edilmemesini sağlamak elimizdeydi, yapmadık. Siyaseten cezalandırılan kaç kişi gösterebilirsiniz bana? Kırk yılda bir elin parmaklarını geçmez.

Mesele budur.

Kendi kısır döngümüzü kırabileceğimizi hiç düşünmedik.

Alışkanlıklarımızdan hiç vaz geçmedik. Temelde partizanlık oldu hep. Ve “ben” duygusu. Hükümetler değişti, isimler değişti, aynı hükümet programlarına, aynı boş vaadlere “acaba bu defa bana faydası ne olur” diye baktık.

Toplumsal kazanımların, köklü değişimlerle sağlanabileceğine hiç inanmadık.

Böyle gelmiş, böyle gider diye baktık.

Çok geriye gitmeyin; 2015’de CTP-DP hükümetinin, 2016’da CTP-UBP hükümetinin bozuluşlarını hatırlayın. Krizler, imzalamayan ekonomik protokoller, her dönem Kıb-Tek’in özelleştirilmesi konusu, buna ilave güncel bir takım problemler, ama sonuç değişmiyor…

Ardından yeni hevesler, bir hayli tantana ve her seferinde bir başka formül, ama değişen bir şey olmuyor. Uyarsa, erken seçime gidiliyor, uymazsa bir değişik formül daha….

Başka bir şey yok.

Çünkü hep aynı rayların üstünde gidiyor bu tren.

Yeni yollar açma, yeni hedefler belirleme işi bize uymuyor.

Türkiye verirse yaşayabiliriz, vermezse yokuz…

Oysa, “En iyi ben alırım” diyen de bir şey başaramadı ki…

Yine de bu zihniyet buralarda geçerli akçe olduğundan, “biz ne yapabiliriz” gibi zor işlerle uğraşmak gerekmiyor.

Bakın göresiniz, geçmiş tüm hükümet programlarında yer alan mükemmel hedeflerin birleştirildiği yeni bir hükümet programı göreceksiniz yakında.

Ama orada yazılanların hiçbiri de uygulanmayacak. Belki protokol imzalanacak, yine bir miktar kaynak alınacak, yola aynen devam.

Diğer taraftan, “Çözümden başka şansımız yok… Biz bir şey yapamayız” lobisi sesini yükseltecek, bu pespaye yapıyla çözüme bile gidilemeyeceğini, hiç bir muhatabın bu halimizle bizi kaale almayacağını hiç düşünmeyecek, öz eleştiri yapmayacak…

Bu tek yönlü tren rayını bozmayı, yenilerini yapmayı göz almadığımız sürece, böyle maskara bir şekilde demokrasicilik oynamaya devam edeceğiz.

Kendi geleceğini eline almayan, almayı aklından bile geçirmeyen, bunun için asla fedakarlığa hazır olmayan bir insan topluluğuyuz biz. O zaman başımıza gelenleri çekeceğiz.

Daha çok yazıp çizeceğiz ama, ben önümüzdeki hükümet sürecinde, şu son dönemde yaşananları tekrar yaşamamak adına, demokrasimizle, ekonomimizle, sosyal yapımızla gerçekten kendine yeter bir dönüşüme dair niyet var mı yok mu, ona bakacağım…

 

 

 

YERİN KULAĞI VAR

ÖZERSAY’IN MUCİZESİ NE?:

Fal bakmaya lüzum yok, HP hükümet ortaklığına hazır. Şimdi merak ederim, “her şey tıkandı” dediklerini yeni bir hükümetle aşabilecek mi? Elinde nasıl bir mucize formül var ki, yeniden hükümete girecek? Bu hükümette icraatlara engel ne vardı ki, şimdi olmayacak? Yoksa “biz kendi kendimize bir şey yapamayız” mı demek istiyor. Söylediklerinden biri de “bol keseden” dağıtılan maaşlar, ek mesailer ve hayvancıya ödemeler. Bundan, yeni dönemde kesinti planı yaptıklarını mı anlamalıyız?

 

 “TEMİZ SİYASET” DİYEREK GELDİLER:

Sadece ben değil konuştuğum birçok kişi, yaşanan bu süreçte Serdar Denktaş’a hak veriyor. Çünkü Halkın Partisi’nin ortaya attığı “bozma” gerekçesi toplum tarafından pek kabul görmedi. “Temiz ve şeffaf siyaset” sloganıyla iktidar ortağı olan HP, siyasetin kirlenmesine ortak oldu…

 

BU LAF ÖNEMLİ:

HP milletvekili Tolga Atakan, seçimden sonra kendilerine  ‘Birinci çıkan partiyle hükümet kur’ telkini geldiğini açıkladı. Bence bu tantana içinde, tarihe not düşülmesi gereken söz budur. Malumun ilanı olsa da, kayıtlara geçmesi bakımından, resmi bir açıklamadır bu…

 

CTP ARTIK KONUŞMALI:

Sesimizi çıkarmadığımız sürece bu ne ilk ne de son olacak. 2016 yılında da benzer gerekçelerle ve birilerinin talebi üzerine hükümet bozulmuştu. Bugün yine sudan bahanelerle aynı oyun bir kez daha oynanıyor. O gün de, bu gün de neler olduğunu CTP’nin bu topluma analatmak mecburiyeti var. Sustuğunuz, perdeyi aralamadığınız sürece bu tür “senarolar” daha çok yaşanacak. CTP olarak neler döndüğünü topluma anlatmak boynunuzun borcudur…

 

UBP’DE BAKANLIK KRİZİ:

Yeni hükümetle ilgili herşey tamam gibi görünse de, kimlerin bakan olacağı konusunda UBP içinde ciddi sıkıntılar olduğunu biliyoruz. 10 bakanlığı hepsi UBP’ye bırakılsa bile yine de yetmeyecek. Özellikle kurultay döneminde açıktan Tatar’a destek veren isimler bakanlık konusunda oldukça talepkar. Yani Tatar’ın işi hiç de kolay olmayacak. Bize gelen bilgilere göre birisi dıştan olmak üzere 4 bakanın ismi netleşmiş durumda. Bu isimler tesbit edilirken, parti içi ve dışı “dengelerin” göz önünde tutulduğu çok net anlaşılıyor…

 

EĞLENCELİ MAGAZİN:

“Özersay geçmişte UBP için ne dediydi, UBP tabanı ister mi, istemez mi, kim hangi bakanlığı alacak, bu hükümetten cumhurbaşkanlığı için çatı aday çıkar mı, çıkmaz mı” bunlar konuşuluyor. Ne boş işler. Asıl sorgulanması gereken, sıkı maliye politikaları devam edecek mi, gelir artırıcı ne yapılacak, asayiş, nüfus politikaları, denetimler ne olacak? Korkarım ki, vatandaş da bunun cevaplarını bulmak yerine, magazin kısmıyla ilgili. Baksanıza hükümete aday olanlar dahi ne yapılması gerektiği hakkında konuşmuyor. Çok rahatlar. Bu rahatlık da, halka sorma gereği olmamasından geliyor.

ZİRVEDEKİLER

Albert Einstein: “Çok hırslı insanlar, toplumda övülürler ve onların hep başarıya ulaştıkları düşünülür. Ama hırslı insanlar bana; kendilerini durmadan yıpratan, asla doymayı bilmeyen, ‘başarı için her yol mübahtır’ diyecek kadar ilkelerinden uzaklaşabilen insanlar gibi gelirler… ”

DİPTEKİLER

Sorunlarının Bile Farkında Olmayan Bir Toplum:  Akdenizde sular ısınıyor, her an sıcak bir çatışma yaşanabilir. Akdeniz fokur fokur kaynıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi ekonomi dibe vurdu, dövizin ateşi düşmek bilmiyor. Peki böyle bir ortamda bizler ne yapıyoruz? Sanki herşey güllük gülüstanlıkmış gibi hükümet bozup, hükümet kuruyoruz…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar