Baktıkça içim kararıyor... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Baktıkça içim kararıyor…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Dünkü haberlere şöyle bir göz attım…

Kendi kapalı gündemlerimizde ne kadar boğulduğumuzu gördüm.


Asayiş olayları başı çekerken, sıradan haberler de yine kendi iç çekişmelerimizden başımızı kaldıramadığımızın deliliydi.

Arada sadece bir kaç tanesi, dünyanın sadece Kıbrıs olmadığını, koskoca bir dünyada yaşadığımızı hatırlattılar bana…

Şimdi bakın; bu sayacaklarım birinci kategori haberler. Bunlardan istemediğiniz kadar var.

UBP adaylarından Sunat Atun, Berat Albayrak’la fotoğraf çektirmiş, bunu da basına dağıttırmış. “Ankara’yla en iyi ilişki, benim” dercesine…

Bir UBP milletvekili, UBP’nin desteklediği bir belediye başkanına ziyaret yapmış…

Sokak hayvanlarının popülasyonu gün geçtikçe artarken bu işe ne vakit ne para harcayan belediyeler, Hayvan Hakları Günü açıklamaları yapmışlar.

Sokaklardan pislik görüntüleri; sabotaj olduğu iddia edilen, en turistik bölgeyi basan lağım suları; elleri kelepçeli adamlar; siyasilerin bel altı konuşmaları…

Şimdi bunlar da, günün haberleri içinde zar zor bulabildiğim, dünyalı haberler…

Belki de tarihte ilk kez, bir uluslararası örgüte karşı, devlet olarak “tutum” ortaya koymuşuz.

Dışişleri Bakanı, Mağusa kentinin orta yerinde, artık hiç bir anlamı kalmayan ve General Stefanik denen BM kampının kaldırılmasını istediklerini, bunu BM’ye ilettiklerini söylüyor. Yerine bir kent park yapılması düşünülüyormuş.

Ne güzel…

Kaymaklı’dan Derinya’ya ara bölgenin sorumluluğunu taşıyan bu birim, ara bölgeye yerleşmeli. Doğrusu da bu.

Hatta belki de Lefke’deki kontenjan bile taşınmalı. Görevi ara bölgede değil mi? Güney Kıbrıs toprakları içinde de gördüğüm kadarıyla hiç bir kampları yok. Neden KKTC’de olsun ki?

Cımbızla çekip bulduğum bir başka güzel haber…

Avrupa Gazeteciler Cemiyeti (Society of European Journalists) Kuzey Kıbrıs irtibat bürosu Lefkoşa’da açılmış.

Bizim gazetecilerimize, AB ülkelerinde geçerli basın kartı verecekmiş…

Bir tane daha; Cumhuriyet Meclisi Avrupa Birliği Uyum Yasa Tasarılarını Görüşmek Üzere Oluşturulan Geçici ve Özel Komitesi toplanmış, gündeminde bulunan, Veteriner Tıbbi Ürünler Yasa Tasarısı’nın genel görüşmesine başlamış…

Dünyada bizden başka insanlar yaşadığını, bizim de bu düzene uymaya çalıştığımızı hatırlatan nadir bir haber…

Bu iki kategoriyi karşılaştırın, çoğunluk doğal olarak içe dönük, yarıdan fazlası moral bozucu, gerisi fasa fiso haberler.

Ne ekonomik krize dair bir umut, ne ülkenin çarpık sisteminin düzeleceğine dair. Treni içeriden sallar gibi bir durum…

İçimizi ferahlatan haberler de, öyle her gün, bugünkü gibi üç taneyi falan bulmaz ha.

Böyle bir toplum, üretmek için, gelecek için, çaba göstermek için motivasyonu nereden bulacak söyler misiniz?…

Gençlik bu topraklarda kalmak için nasıl heves duyacak?

Karamsarlık, içe kapanıklık, kavga-dövüş, bir de üstüne her yerde suç…

Gerçekten üzülüyorum…

 

YERİN KULAĞI VAR

ŞARTLI MÜZAKERE:

Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis, altı madde çerçevesinde, müzakere sürecinin hemen başlamasına hazır olduğunu açıkladı. Rum lider müzakere masasının yeniden kurulması için, BM Genel Sekreteri’nin Crans-Montana’da belirlediği maddeleri de şart olarak öne sürmeyi de ihmal etmedi. Yani diyor ki, ya benim şartlarımda bir masa kurulur, ya da süreç başlamaz. Vallahi paşa gönlü bilir. Zaten bu saatten sonra masadan bir çözüm çıkacağı yönünde kimsenin ne umudu, ne de beklentisi var…

 

ÖNEMLİ OLAN NİYET:

Derinya ve Aplıç kapılarının açılışının uzamasının tek nedeni, her iki tarafın da bazı ufak tefek pürüzleri bahane olarak göstermeleri. Derinya için Rum siyasilerin tavrı ortada, açılmaması gereketiğini söylüyorlar. Anastasiadis de ‘bekle gör’ politikasına yatıyor. Sonra çıkıp, yeni bir müzakere masasının kurulmasından bahsediyorlar. Yahu siz bir kapının açılışına bile rıza göstermezken, tüm adada bir çözümü nasıl gerçekleştirebiliriz ki. Önemi olan niyet. O var mı, siz onu söyleyin…

 

DESTEK Mİ ARIYOR:

UBP Genel Başkan adayı Sunat Atun temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya gitmiş. Bir muhalefet milletvekili olarak, ne gibi temaslarda bulunacak doğrusu merak ettim. Hani bir söz var, “Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü” diye. Tam da onun gibi. Şuna, “kurultay öncesi belki destek bulurum” dese daha inandırıcı olurdu. Ama unuttuğu birşey var. Bugüne kadar “Türkiye beni destekler” diyenlerin sonu hep hüsran oldu…

 

GÖREV POLİSİN:

Arasta’da kanalizasyonun taşması olayının yılda iki üç kez gerçekleştiğini söylüyor bölge esnafı. Her seferinde de yine konu, yağ konusuymuş. Ne kadar açık aslında, bölgede bir işletme, atık yağını sisteme boşaltıyor. Şimdi, “bize sabotaj yapıldı” diyen Belediye Başkanı önceki olayları bilmiyor mu? İş polisin aslında. Bu işi yapabilecek olanlar sorgulanacak, soruşturma yapılacak, faili ortaya çıkacak. Herhalde daha önce bunlar yapılmamış ki, sürekli tekrarlanıyor…

 

KAMERA, BAŞKA ÇARE YOK:

5 kişi bir kişiyi Dereboyu gibi bir yerde, tekme tokat dövüyor. Aradan iki gün geçiyor, bu defa bir benzeri Gönyeli’de tekrarlanıyor. 15 kişi bir kişiyi dövüyor bu sefer. Ne kolay, ne rahat. Oralarda kameralar olsaydı, hem suçlular derhal yakalanabilirdi, hem de sokak ortasında böyle bir suça cesaret edemezlerdi. Dilimizde tüy bitti ama nafile…

 

DEVLET KAPISI AÇILIR MI?:

Mahkeme, CAS hisselerinin devlete devri talebini reddetti. Mahkemenin bu kararının ardından çalışanlar, geçmişte KTHY personeline uygulanan prosedürün kendilerine de uygulanması için hukiki süreç başlatma kararı aldı. Bunun Türkçesi, CAS çalışanlarının da KTHY çalışanları gibi devlete istihdam edilmeleri. Hükümet bu konuda nasıl bir tavır alacak, bekleyip göreceğiz…

 

 

ZİRVEDEKİLER

Doğuş Derya (CTP Milletvekili): “Dağıttığı uyduruk haritaların fotokopi parasını bile cebinden harcamak istemediği için meclisin fotokopisini kullanan bir zat. Vatan millet sakarya edebiyatının altında yatan devlet kaynaklarını yeme halini iftira atarak örtmeye çalışıyor. Şahsi işleri için sabah akşam kullandığı makam arabalarının meclise masrafı 20 bin TL… Bir de çıkmış utanmadan sarhoş diye iftira atıyor. Biz muhatap olmayalım dedikçe azıtıyor. Ortada bir sarhoşluk varsa o da seninle aynı meclis çatısı altında olmanın utanç sarhoşluğudur”…

 

DİPTEKİLER

Yakışmadı: Meclisin açılmasıyla birlikte eski defterler de açıldı. Hükümet programında da yer alan “Meclis Başkanlığı” konusu yeniden tartışılmaya başlandı. Hiç başka işleri yokmuş gibi, Angolemli’yi başkan yapma formülleri aranıyor. Hatta eğer bu gerçekleşmezse, hükümetin dağılabileceği bile konuşuluyor. 3 vekille iki bakanlık tutan parti Meclis Başkanlığı için de bastırıyor. Haktan, hukuktan adaletten bahseden bir partiye yakıştıramadım doğrusu.

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar