ARTIK HEM DEĞİŞMELİ HEM DEĞİİTİRMELİYİZ! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

ARTIK HEM DEĞİŞMELİ HEM DEĞİİTİRMELİYİZ!

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Deniz kendinden korkanlar için korkunçtur.” Fakat “korkunun da ecele faydası yoktur!..”

Koranavirüs salgını üzerine düşünce praktisi yaparken elbet söylenip önerilecek hatta benim gibi geriye bakıp, “bunlar olmasa, şu hatalar yapılmasa şimdi bu kadar büyük açmazları yaşamaz, korkmazdık” diyenler bile, evet çok korkuyorlar!


ÖNCE kendileri için: Çünkü, bütün vatan millet hamasetine karşın insan kendi için vardır, kendi için yaşamaktadır..

Eğer varsa kendinden artanlarla fazlalıklar, “vatan millet” dediğimizle paylaştığı da onlardır..

Dolayısıyla Koranavirüs nedeniyle bozulan düzenleri yeniden “kurulu düzenlere” çekmek görevi; zaten bunun için “sistemleşip örgütlenmiş Devletin” görevidir..

BİR dakika ama: Devleti dolayısıyla “Devletimizi” çok yazdım. Çünkü yıllardır “Devleti” gelip giden “Hükümetler” yada Yönetimlerle birlikte telaffuz ediyoruz.

Oysa biliyoruz ki “Hükümetler” halkın oylarıyla Devleti yönetmek için seçilmişlerdir… Süreleri dolunca giderlerken,  yerlerine “yeni seçilmişler” gelir. KKTC gibisi diyarda bu süreç dört beş-yıl olmasına karşın, en kabadayısından görevde kalmaları bir, bir buçuk yıldır!

DEMEK ki “iktidarı yüklenler Devletin kaderini yüklenemiyorlar!Demek ki “seçilmişler” Devleti yönetemiyorlar!

Demek ki devlette sürekliliği sağlayan yasalarla yönetim mekanizmaları arızalıdırlar! Onarılmaları için belki daha rasyonel sistemlere ihtiyaç vardır!

…Tutun ki Tatar koalisyon hükümeti de bu Devlet yapısı içinde görev yüklenen kırk yılda kırkıncı Hükümettir! “Hükümetiz ama yok birbirimizden farkımız” dedirtircesine..

***

YUKARIDA esprisini yaptığım “Devlet-Hükümet” tanımına bağlı vurgulamak istediğim asıl olay, “Kırk yıldır yürütemediğimiz parlamenter sistemi “değiştirme’ gereğini duymamamızdır!

Sakın “Ne var sistemimizde” demeyin: İşte ispatı: “İstenmediği halde aramıza katılan şu Allahın belası Koronavirüsü defetmek için toplumda seferberlik başlatılır, tedbirler almak için harekete geçilirken; bir de baktık ki “iktidar erki” ile “Cumhurbaşkanlığı” alınan kararlarda bir bütünsellik sağlayamamış, uzlaşamıyorlar!

Ve görüyoruz ki böylesine bir felaket karşısında bile Meclis’teki muhalif siyasi partilere mensup Milletvekillerinden bazılarının “Hükümetin yanında görev almaya hazırız, bizden de yararlanılsın” tekliflerine Tatar Koalisyon Hükümeti sırtını dönüyor, “ben yaparım olur” diyor!

Öte yandan Virüs daha ilk tahribatını gerçekleştirirken Cumhurbaşkanı’nın “olağanüstü hal ilan edilmelidir” tavsiyesini KKTC’nin Başbakanı “duymazlıktan” geliyor!

Böylesi bir dünyasal felaket bile “seçim malzemesi haline getirilmek” isteniyor! Ve tüm bu “ayrı gayrı,” “sen ben” çekişmeleri KKTC’nin “olağan sistemi içinde yer alıyor!”  Onaylayalım mı yani?İşte cevabı:BAZEN “bir musibet bin nasihatten evladır” derler. Koronavirüs o musibetlerden biridir. Mutlaka bize de öğreteceği dersleri olacaktır. Olmazsa o dersleri bize zorla verecekler!

Devlette sistem değişikliği bunlardan biridir ve olmalıdır. En basiti Güney ile “iki eşit Devlet” iddiasındaysak yanına “siyasi mütekabiliyeti” de koyarak “Başkanlık sistemine” geçebilmeliyiz..

Kısaca 350 bin kişilik bu toplumu mutlaka fantaziya haline getirdiği bitmeyen seçimleriyle Devlete dayandırılamayan Hükümetler furyasından kurtarmak, kurtarıp “istikrarı” sağlayacak uzun süreli planların uygulanmasını sağlayacak yeni sistemlere ihtiyaç vardır..


İŞTAH KABARTAN 1 BUÇUK MİLYAR!

Yavaştan büyük bildiğimiz şirketlerin bile yanlarında çalıştırdıkları işçi ve personeli “işlerinden durdurdukları” yada bunun için hazırlık yaptıklarını işitiyorum..

Birisi diyor ki “hiçbir şirket bir daha ne zaman faaliyete geçeceğini bilmediği “x tarihli” bir gelecek için yanında çalışan onlarca hatta yüzlerce “insanın” istihdamını sağlayamaz..

Başbakan Tatar zaten uzmanlık alanına giren bilgisiyle bunu çok iyi bilir. Bildiği için de “İşletmeler için Kredi Garanti Fonu Destekli 12 ay Vadeli “1 miyar TL.lik Kredi Paketi” hazırladığını açıkladı. Üstelik 6 ay ödemesiz!

Açıkça yazayım: Ben dıştan ve bu tip sosyoekonomik olayların yabancısı sıradan bir yurttaş olarak Hükümetin yarattığı bu kaynağa “faydalı” olacak düşüncesinden önce “bravo” diye alkış tutarım…

FAKAT!..Sonra başlarım hani şu kamu görevlilerinden kesilen yüzde 15 oranındaki paraların düşük gelirli çalışanlara kanalize edilmesi olayını düşünmeye. Şöyle ki “fakirleşeceksek hep baraber fakirleşelim düşüncesinde! Tutun ki daha düne kadar Komünist Yönetimlerin marifetiydi bu tutum!

SONRA memleketimin “huyunu” düşünürüm: Bu güne kadar Parti İktidarı Yandaşlarının… Tanıdıklarının… Partililerinin ve onların da yandaşlarıyla partililerinin  ötesindeki kesimlere himmette buludu ki? Üstelik bunların yanına arsa yağmalarını da koymadı mı? Devlette istihdamları ulamadı mı?

1 buçuk milyar TL. büyük paradır! 12 ay vade ehven koşuldur! 6 ay ödemesizlik ise bal kaymaktır!.. Kısaca bu kredilendirme İştah kabartıcıdır!.

Yine de “inşallah hakçasına, mağdurlardan yana kullanılır” diyeyim..

Ve ekleyim: Bu para dağıtılırken yararlanacak olan şirketlere, “tek bir çalışanı bile işten durdurmama taahhüdünde bulunmalıdırlar..

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar