Öte yandan uzmanlar, teknolojinin market alışverişi için harcanan zamanı yüzde 60 oranında azaltacağı görüşünde.

Ancak robotların insanları “on yıl içinde” ev işlerinden kurtaracağına dair tahminler yeni değil.

1966’da Tomorrow’s World adlı TV programı, akşam yemeği pişirebilen, köpeği gezdirebilen, bebeğe bakabilen, alışveriş yapabilen, kokteyl hazırlayabilen ve diğer birçok işi yapabilen bir ev robotu hakkında bilgi vermişti.

Habere göre, bu robotun yaratıcılarına 1 milyon sterlin ödeme yapılsaydı, bu teknoloji 1976’da bizimle olabilirdi.

Oxford Üniversitesi’nde yapay zeka ve toplum alanında çalışmalar yapan ve aynı zamanda araştırmanın yazarlarından da biri olan Doç. Dr. Ekaterina Hertog, kendini sürebilen araba hayalinden bir örnek veriyor:

“Kendini sürebilen arabaların sokağa çıkma ve taksilerini yerini alma vaadi, on yıllar öncesinde de vardı. Yine de robotların iyi çalışmasını sağlayamadık. Ya da bu kendini süren arabalar, sokaklarımızın öngörülemeyen çevrelerinde geziniyor. Evlerimiz de bunlara benziyor.”

Araştırmanın katılımcılarından Londra’daki King’s College’da yapay zeka ve toplum bölümünden Dr. Kate Devlin ise teknolojinin insanların yerini almaktansa insanlara yardım etme olasılığının daha yüksek olduğunu öne sürüyor:

“Birçok işi yapan genel bir robot yapmak zor ve pahalı. Bunun yerine, bizim yerimizi almaktansa bize yardımcı olan yardımcı teknolojiler yaratmak daha kolay ve kullanışlı.”

Araştırma, ev otomasyonlarının, ev işlerine harcanan zamanı boşa çıkarabileceğini öne sürüyor.

İngiltere’de erkekler çalışma çağındaki erkeklerin yaklaşık yarısı, ev işlerini çalışma çağındaki kadınlar kadar yapıyor. Japonya’da ise erkekler beşte bir oranında daha az ev işi yapıyor.

Prof. Hertog, ev işlerinin kadınlar üzerindeki orantısız yükünün kadınların kazançları, birikimleri ve emeklilikleri üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğunu savunuyor.

Bu nedenle de araştırmacılar, artan otomasyonun daha fazla cinsiyet eşitliğine yol açabileceğini söylüyor.