Akıncı Anastasiadis görüşmesi… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Akıncı Anastasiadis görüşmesi…

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Girişim Sn. Akıncı’dan geldi. Sonucunun ne kadar olumlu yada olumsuz olacağını bilemiyorum ama zaman zaman Türk Rum liderlerinin bir araya gelmelerinde fayda vardır..

Yani  gitgide “yabancılaşıp” müzakereleri de iyice soğuturken, birbirlerinden kopma aşamasına gelmek yerine; karşılıklı kahveler içilirken esprilerle süslenen sohbetler daha faydalı olmaz mı?..


Bu nedenle siyasi gerilimin arttığı, sivrileştikçe tedirginlik yaratan  gelişmelerin kuşku ve korku uyandırdığı böylesi “gayri resmi toplantılarda” konuşmanın  mutlaka faydası vardır..

Nitekim eğer bir değişiklik olmazsa ortalarda salınan  haberlere göre  Sn. Akıncı ile Anastasiadis 9 Ağustosta görüşeceklermiş..

Eee canım görüşecekler de ne olacak? Crans Montanada BM’ler gözetiminde hem de beşli görüşmelerde bile bir sonuç alınamazken, şimdi iki Cumhurbaşkanının görüşmesinden ne beklenebilir ki” denebilir!

Birbirlerinin gözlerinin içine bakarak konuşmaları  eğer Doğu Akdeniz’de gitgide tırmanırken, yanlışlıkla da olsa baş gösterebilecek bir “çatışmayı” en azından engelleyebilecek bir   “barışçı yaklaşım  atmosferi” yaratsa bu bile kâr olmaz mı?..

ANCAK yıllardır soruyorduk, bugün de soruyoruz. “Nereye kadar?”

Ki  Doğu Akdeniz’de Türk ve Rum-Yunan tarafları eğer hidrokarbon yataklarının sahiplik ve sondajları konusunda, Türk tarafıyla ortak  bir paylaşım uzlaşısına varmazlarsa, sakın kimse Kıbrıs siyasi sorunuyla ilgili olumlu gelişme beklemesin!

Ha, Sn. Akıncı ile Anastasiadis bu “barışçı ortamı yaratabilirler mi?”

Arkasına AB desteğiyle dünyaca ünlü şirketlerin sondaj çalışmalarını alan Rum tarafının, hele Yunanistan faktörüyle de perçinlenen Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine karşın böyle bir ortamın yaratılması her halde kolay değildir!

Yine de yukarıda vurguladığımca “iki liderin gayri resmi de olsa görüşmelerinde fayda vardır” demeye devam etmek; her halde savaş çığlıkları atmaktan evladır..

**********

VE İŞTE PROTOKOL!

Sonunda “TC-KKTC Mali Ve Ekonomik i

İşbirliği Protokolünün”   ilk  etabı olması gereken ve 2019 yılını kapsayan ancak bundan sonrası “protokollerin” de “yol haritası” niteliğindeki “plan programı” medyada ayazlatırıldı..

Tahmin edildiği gibi bu kez de öncekiler gibi Kıbrıs Türk halkının “beğenisine” sunulan Protokol beğenilmedi!

“Niçini” tutun ki pek çok “müktesep ve sendikal hakların” ilga edilmesi!

Yani bazılarının budanması bazılarının da köklü değişimlere uğraması..

Nitekim gazetelerde yansıyan “protokole” bir göz atmak bile aklıma şunları getirdi:

Bir: Bu protokol ancak bir “seferberlik toplumunda” uygulanacak kadar büyük “fedakârlıklarla feragatleri” içermektedir!

İki: Baştan sona devlette yeniden  yapılanmayı amaçlamaktadır!

Üç: Bugüne kadar “hantal ve merkeziyetçi dediğimiz Bürokrasiyi” daha dinamik ve işlevsel  hale getirmeyi hedeflemektedir.

Dört: Bu “hedefe” de Devlet kademelerindeki “Kurumları”   yeniden yapılandırmakla varılmak istenmektedir.

Beş:  Amaca ulaşılması için gerekli olan uygulamaların rahatlıkla gerçekleştirilmesi için de “kamu görevlileri yasasında” yer alan pek çok maddenin ilga edilmesi yoluna gidilmiştir..

YANİ öncesi 4’lü Hükümetin Başbakanı Erhürman’ın da “toplumun seferberliğe ihtiyacı vardır” yollarındaki önerisine nazire; söz konusu “protokoldaki” maddelere baktığımızda açık seçik gördüğümüz    “seferberlik toplumunda” yapılması gereken ne kadar “fedakârlık” varsa hepsinin de  “protokolde” yer  aldığıdır..                                      

Örneğin  artık Kamu Çalışanlarının, aylık maaşlarının ve diğer ödeneklerinin düzenlenmesi yasası ile oluşturulan “ücret rejimini” bozucu ilave hak ve menfaat verecek herhangi bir yasal düzenleme ve toplu iş sözleşmesi yapılamayacak!

Mesela 2019’a kadar Kamuda işçi istihdamı da yapılamayacak!

Mesela 2019 yılı Ocak ayında verilen 203’lük fazladan artış Temmuz ayında verilecek Hayat pahalılığından düşecek!

Mesela Kıb-Tek zapturapt altına alınırken, Telekomünikasyon Kamu-Özel işbirliği modeli ile ihale ilanına çıkılacak, falan…

(Yukarıdaki “maddeleri”  dünkü Havadis Gazetesinden örnekleyerek aktardım..) ,Zaten Önümüzdeki günlerde protokol tüm ilgili kesimlerce didik didik didiklenecek  ki daha şimdiden kopacak kıyametin ayak seslerini işitiyorum.. Çünkü:

*****

HALK PROTOKOLE HAZIR MI?

Yani  bu ve benzeri radikal değişimlerle fedakârlıkları gerektiren böylesi “yapısal bir değişime” hazır mı?

Açık seçik yazayım: Tatar Hükümeti sırtını dayadığı Ankara’dan aldığı güç ve teşvikle, (belki çok da gerekli olan böyle bir yapısal değişimi gerçekleştirmek isterken) öncesi hazırlığını yapmadı!

Dobra söyleyim. “UBP’nin o yıllar öncesinden gelen huyu ile “ben yaparım olur” dedi ama bilmeli ki çok zor olacak!

OYSA Kıbrıs Türk halkının gerçekte böyle bir “yapısal değişikliğe” çok ihtiyacı vardır. İspatı da bugüne kadar, çalışamaz duruma geldikleri için kamu oyunda  adeta aforoz edilen  “Kurumlara” yönelik toplum  tepkisidir!

Ancak Tatar hükümeti yürürlüğe koyacağı “Mali ve Ekonomik Protokolü” ne öncesinde ne de hazırlık döneminde “halkla yada Meclis’le paylaşmadı!”

Yanılmıyorsam Koordinatörümüz Fuat Oktay da şöyle düşünmüş olmalıdır ki protokolü tepeden bindirdi!

“Ben bu Kıbrıslıları disipline sokup adam edeceğim!”

…Protokolün ne kadar uygulama şansı olabileceğini söyleyebilmek için Sendikaların, Birliklerin, Muhalefet partilerinin, Ticaret Odası’nın değerlendirmelerini bekleyeceğiz.. Yoksa iyi biliyoruz, “ben yaptım oldu” ile olmuyor bu tip radikal kararlar!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar