Akel’in yeni aşkı! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Akel’in yeni aşkı!

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Bir süredir “Güney’deki komşumuzdan çok da alışlık olmadığımız değişik sesler işitiliyor..

“Kim bilir hangi hesabın ve şeytanca planın siyaset sahnesine sürülmesidir” gibilerinden şüphelere  kapılmadan tutun ki “barışçı” olması gereken bu “seslere” tabi ki bigane kalamayız.


NİTEKİM Akel genel Sekreteri Kibrianu mesela Yunanistan’a kadar uğradıkta Çipras ile görüşmekte, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki gaz rezervleri ve (mesela) AB’ye nakli gibi konularda dışta bırakılmasının yanlış olduğunu söyleyebilmekte, tutun ki “uyarıda bulunmaktadır!”

Bu tip olumlu ve TC’i kayırıcı “Rum seslerini”  işitmeyeli asılar oldu diyeceğiz de şimdilerdeki bu “işbirliği ve barışçı” yaklaşım çağrışımı (acaba) neyin nesi olmakta!

ÇÜNKÜ AKEL’in geçmişteki sicili “temiz” değil! Mesela “Enosis” yani “Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı ideasının” Sağ’dan gelmesi beklenir ve gözlenirken, “hayret bir şey” denecek siyasi tutumda ne yaptıydı bu AKEL?

1966 Mart’ında toplanan 11. Kurultayında (özetle)  “Kıbrıs’ın egemen bağlantısızlığı vurgulayıp, “halkın ulusal rehabilitasyonuyla tüm bağlarından kurtulmuşluğunda, zorlanmadan ve özgür iradesiyle Yunanistan’la birleşmesi kararına vardıydı!” Ki o karar galiba hâlâ da bozulmadı!  (Bak 1964-74 dönemi siyasi gelişmelerine..)

Ki öncesinde de AKEL 1 Mayıs İşçi Bayramında ilk kez Türk işçilerle birlikte kortej düzenlediğinde BM’lere gönderilen  “ortak bildiri” “Enosis” isteği çıktıydı!

PEKİ AKEL artık bu adada Enosis’i gerçekleştirmenin  mümkün  olmadığını bilmez mi?

Yani “Kibrianu”lu AKEL  Enosis’ten vaz geçerken yerine “Türkiye ile işbirliği dolayısıyla dostluğu mu koydu” diyelim?

Dahası AKEL’in, “garantilerin devam etmesinde mahzur yoktur” demesini de mi bekleyelim?

“Megali hayal” olmaz mı? O halde nedir Kibrianu’nun bu Türkiye aşkı?

Cevap: “Türkiyesiz bir Kıbrıs!”

“Kıbrıs’ı bırak gaz’a ortak ol..”

Sonrası? Türkiyesiz bir Kıbrıs sonrasında KKTC ne olacaksa o olur işte!                                                         **********

İLLE DE NÜFUS SAYIMIZ!

Bir zamanlar bu ülkede beş yıllık planlar bile yapardık..

Hatta “yeter” denecek sıklıkta “Eğitim Şuraları” da..

Ha, denecek ki “yaptık da çok hayır ettik!”     Öyle demeyin eğer hâlâ ayakta duruyorsak o bir zamanların “var olma” seferberliğinden kalma heyecanların şimdilerde  “yürek sızısı” da olsalar hâlâ atmasındandır..

Mesela kaçımız anımsar Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin “Didakta” denilen Rumdan kalma bir okulda, hangi koşullarda nasıl yeşerdiğini?

“Sanayi Holdinglerin” oluşturulması, KTHY’nin kurulması, Cypfruvex’in oluşturulması..

Koop. Merkez Bankası bünyesinde oluşan beş fabrikamızı.. Bankasıyla birlikte “Peyak” gibi “halk kuruluşlarını..” Diriltip yeniden yüzdürdüğümüz için kutlamalarını yaptığımız “kooperatifçiliğimizi…”

Bunları Türkiye’nin “on sente muhtaç olduğu dönemlerde yaptıktı!” Ki adaya TC’den akacak suyun tasavvur ve planları da o yıllarda  tasarlandıydı..

ŞİMDİ şu hale bakın ama. Bir süredir “nüfusumuz bilinmeden kalkınma planları sağlıklı yapılamazmış” gibilerinden bahanelerle “çuvaldız torbaya sığdırılmaya” çalışılıyor!

“Yurttaş olarak 350 bin kişiyiz” deniyor ama hayır! İlle de “kesin nüfus rakamı!” Hemen ardından da “vatandaşlıklar” konusunda değişiklik yasasıyla yeni düzenlemeler yapılması için çalışmalar başlatılıyor!

(Vallahi inanırım! Bakarsınız yarın “bu kadar vatandaş tamamdır” denilerek KKTC kapıları yenilerine kapatılarak, nüfus dondurmasına bile gidilebilir!)

OYSA başımıza ne geldiyse, “nüfus azlığımızla” “defakto nüfus” çoğalırken yeterli tedbirleri alamamaktan geldi. Tabi bir de dıştan akan nüfusu rehabilite edemedik bu da ayrı sorunumuz oldu!

O kadar ki DAÜ kurulduğunda iki üç bin öğrencisi vardı zaten adada başka da üniversite yoktu.

Şimdi 15’in üzerinde üniversite ve yüz bin üniversite öğrencisi vardır..

“Defakto” ve “dejure” olan nüfus yapımızı konuşurken bile akıldan “şu kadar kişi” rakamını da verebiliyorken; şimdi tutturduk “plan yapacaksak nüfus sayımızı bilmeliyiz diye inatlaşmaya!”

Yani 350 bin kişiysek, 350 bin kişilik “yemek yapar gibi” nüfusa bağlı kalkınma planı mı yapacağız?

eğer artık yollar beller yetersiz kalıyorsa.. İstihdam politikası tutmuyorsa.. Üretim yoksa.. Hâlâ ihtiyaçlara göre değil, keyiflere göre insan yetişiyorsa..

Bunun nedeni bırakın geleceğin nüfus artışını, mevcuduna bile cevap veremeyen “cüce ve yetersiz plan programlarla” vaziyetlerin idare edilmeye çalışılmasındandır!

ÖRNEK mi? İşte artan nüfus.. Dolayısıyla artan araba sayısı.. Ve işte bu “artışa” karşın yol yapamadığı bir yana, çarpık yapılaşma ve denetimsizlikler nedeniyle  olanları da geçilmez yaparak memlekette trafik felaketi sorunu yaratan “plansızlığın” sorumluluk yüklenmeyen astronomik maaşlı “yetkilileri!” Ki trafik kazalarındaki ölümler yarattıkları eserleridir!

Nüfus sayısını bilmek! Bilip de ne yapacaksınız Allahasen?

Her halde donduracaksınız! Çünkü çözümde Rumlar da gelecek değil mi? Onlara da yer bırakmak gerek, öyle mi?

**********

KISACA TAKILDIĞIM: (GENE HATA!)     

Eğitim Bakanlığının” önünde “milli” yazar. Oysa Eğitim Bakanlığı “Burs Programı” doğrultusunda “ihtiyaç alanlarını” saptayarak bu bölümlerdeki öğrencilere burs verecek.. “İhtiyaç fazlası” bölümlerdeki öğrencilerse yararlanamayacak!

İlk bakışta olumlu da hani bu konuda “Eğitim Bakanlığının” önündeki “Milli” denilen konsensus. Bugün bu hükümetin bu tasarrufu yarın iktidar değişikliğiyle bozulursa kararın kıymeti harbiyesi ne olacak. Hep şu “ben yaparım olur” hikâyesi!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar