ADİ BİR PROPAGANDA… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

ADİ BİR PROPAGANDA…

basaran duzgun banner

Önce bir soru ile başlayalım;

“Dörtlü koalisyon hükümeti görev yaptığı sürede kaç kişiye vatandaşlık verdi?”


Arada bir açıklanan “istisnai vatandaşlıkları” falan kast etmiyorum.

Hükümetin görevde olduğu yaklaşık bir yıllık sürede vatandaş yapılan toplam sayıdan bahsediyorum.

***

Dörtlü koalisyon hükümetinde Kıbrıs sorunuyla ilgili ciddi sorunların yaşandığı söyleniyor.

Özellikle HP Genel Başkanı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın bazı söylemlerinin CTP içinde ciddi itirazlara yol açtığı, bazı milletvekillerinin CTP’nin Kıbrıs sorunundaki tarihsel misyonuna yönelik vurgular yapması ve bunu yüksek sesle dile getirmeleri üzerine Özersay’ın Başbakan nezdinde görüşmeler yaptığı belirtiliyor.

Başbakan’ın da CTP milletvekillerini “acil” bir toplantıya çağırıp “Özersay ile asla ama asla kavga etmeyiniz” ültimatomu verdiği.

Başbakan sadece Özersay ile ilgili değil, Akıncı-Çavuşoğlu krizinde de enteresan davranışlar sergiledi.

Herkesin “Çavuşoğlu federasyon üzerinden Akıncı’ya saldırdı” dediği bu ortamda Başbakan mecliste yaptığı konuşmada “Çavuşoğlu federasyonu dışlamıyor” türünden ifadeler kullandı.

CTP’lilerin “kol kırılır yen içinde kalır” kültürlerinden dolayı bu krizde taraf olmamaları nedeniyle konu henüz büyümedi.

Bir de gördüğüm kadarıyla hükümette olmanın sorumluluğu noktasında Başbakan’a CTP’lilerden henüz destek vardır.

Yani “kamuoyu önünde kavga etmeyelim” görüşü henüz prim yapmaktadır.

Fakat CTP’nin Kıbrıs sorunundaki misyonunu erozyona uğratacak tutumların önündeki engel de bazı milletvekillerinin yanında CTP eski Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’ın tavrıdır.

Talat, tecrübenin de verdiği olgunlukla aslında Kıbrıs sorununda sadece CTP’nin değil tüm tarafların hangi pozisyonda olması gerektiğini bilgece anlatıyor.

Kavgacı bir görüntü sergilemeden ve ikna edici bir şekilde bunu yapıyor.

Başta CTP yönetimi olmak üzere herkesin bundan ders çıkarması gerekir.

***

Cumhurbaşkanı Akıncı’yı “seçim zamanı yaklaştı, aday olacağı için imaj hareketleri yapıyor” şeklinde suçlamak, en hafif deyim ile aymazlıktır.

Akıncı’nın yeniden aday olup-olmayacağını bilmiyorum.

Şu anda yürüttüğü bir görev vardır ve yeniden aday olabilir.

Taraftarı kalemşorların yazdığı gibi “geniş bir kesimin desteğini görürse” yeniden aday olabilir.

Veya olmayabilir.

İçinden geçtiğimiz koşullarda Akıncı’nın derdinin seçimler olduğunu asla düşünmüyorum.

Çünkü Kıbrıs sorunundaki gelişmeler ve Ankara’nın tutumu kimseye seçimleri düşünecek bir marj bırakmıyor.

Anastasiadis ile Çavuşoğlu arasındaki “özel” görüşmelerden ortaya çıkanlar her iki tarafta da depremlere yolaçtı.

Çavuşoğlu “Anastasiadis bana iki devletliliği fısıldadı” diyor ve bizdeki federasyon savunucularına yükleniyor, Anastasiadis ise “ben desantralizasyonu önerdim” diyor ve Rum tarafındaki federasyon savunucularını susturmaya çalışıyor.

Birleşmiş Milletler ise federasyon temelinde görüşmelerin yeniden başlatılması için çaba sarf ediyor.

Bu ortamda birilerini geleceğimizi değil seçimi düşünür” diye suçlamak olsa olsa adi bir propagandadan başka bir şey değildir.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar