Zincirleri kırmak! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Zincirleri kırmak!

Adalı olmak dünya ile bütünleşmeye, gelişmeleri yakından izlemeye engel mi?

Ya da insanların veya toplumların gelişimini etkiliyor mu?
Son günlerde bu sorular beni fazlası ile meşgul etmeye başladı.
Küçük hesaplar, günü birlik kişisel kazanımlar peşinde koşmak, bizim gibi küçük adalar üzerinde yaşayanlar için doğal mı?
Küçük bir adada yaşıyor olmak vizyon ve hedefler açısından insanların bakışını etkiliyor mu?

Gelinen aşamada biz büyük hedefler ortaya koymaktan çok uzaklaştık.
Küçük hesaplar ve meselelerle uğraşıp duruyoruz.
Bir birimizi yiyip bitirme konusunda uzman olduk.
Ülkede tartışılan konulara bakıyorum da gerçekten üzülüyorum.
Doğu Akdeniz’in göbeğinde bir ada üzerinde yaşıyoruz.
Ama bölgemizde ne olup bittiğiyle ilgili değiliz.

Bölgemizde yaşanan gelişmeleri değerlendirip, bu gelişmelerin bizi nasıl etkileyebileceği konusunda kafa yormuyoruz.
İngiliz üsleri olmasa, Suriye krizini neredeyse konuşmayacağız.
Bu işin bir boyutu…
Bir diğer boyut ise hemen yanı başımızdaki komşu ülkeleri neredeyse hiç bilmiyor olmamızdır.
Örneğin Lübnan’ın nasıl bir yapısı var, Suriye’de kim neden çatışıyor, ya da Mısır’da Mursi ve Müslüman Kardeşler siyasi olarak neyi hedefliyor…
Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Suriye, Lübnan ve Mısır’ı ya da İsrail’i bir tarafa bırakalım, biz Türkiye’yi ne kadar iyi biliyoruz?
Tamam, coğrafya ya da tarih derslerinde hepimiz Türkiye ile ilgili bir şeyler okuduk. Ama Türkiye, coğrafya ya da tarih kitaplarında yazılanlardan ibaret değil!
Türkiye’nin demografik yapısı konusunda kaçımızın gerçek anlamda bilgisi var?
Ya da Türkiye’deki siyasi gelişmeleri ne kadar doğru okuyabiliyoruz?

Bence en yakın ilişkiler içerisinde olduğumuz Türkiye’yi doğru dürüst bilenlerimizin sayısı sınırlı.
Ama bilmeden fikir yürütenlerin sayısı ne yazık ki çok fazla.
Ülkedeki durum sadece komşu ülkeleri bilmemekle sınırlı değil.
Uluslararası ilişkiler, dünyadaki gelişmeler ve değişimlerle ilgili de çok fazla bilgi sahibi değiliz.
Ancak o konularda da gelin görün ki fikir sahibiyiz.

Nasıl olabiliyorsak!
Sonuçta durumumuz çok iç açıcı değil.
Altı üniversite sahibi olmakla övünüyoruz, ama bölgemiz ateş içerisinde yanarken, bölgede ne olup bittiğini akademik olarak tartışacak bir toplantıya ev sahipliği yapmadık.

Bunu dahi yapamamış oluşumuz durumun vahametini göstermesi açısından önemli bir göstergedir.
O kadar bir içe kapanık yaşıyoruz ki, kendi içimizde yaşadığımız sorunlara bile çözümler üretemiyoruz.
Bu nedenle de sorunlar her geçen gün biraz daha büyüyor.
Ve biz büyüyen sorunlar altında ezilirken, Türkiye ile de aramızda sorunlar yaratmak suretiyle hayatı daha bir zorlaştırıyoruz.
Sorunlarımıza çözüm üretebilme açısından bize yardımcı olma potansiyeli olan Türkiye ile yaratılan sorunlarla birlikte işleri daha da karmaşık bir hale sokuyoruz.
Öylesine kısır bir döngü içerisinde yaşıyoruz ki, yanı başımızdaki Türkiye’nin, Suriye’de ya da bölgesinde yaşanan sıcak çatışmaların kendisine sıçramasını engellemek için caydırıcılık yaratma adına NATO’nun sınırlarının bekçisi olduğunu söyleyip durmasının nedenini bile anlayamıyoruz.
Ama biz kalsa, biz bize yeteriz.
Türkiye buradan gitse de olur!
Biz kafamız kuma gömülü tartışırken, Güney Kıbrıs’ta işsizlik artıyor, bu arada, Kıbrıs Cumhuriyeti adına Brüksel’de yardım için kapı çalınıyor.
Troyka Güney Kıbrıs’ın geleceğini şekillendirecek biçimde adımlar atılmasını zorluyor.
Gelinen aşamada, dünyada oluşan ekonomik ilişkiler ve bağımlılık her ülkeye farklı bir şey dayatıyor.
Ama nedense biz kendimize özgü yaklaşımlarla dünyadan kopuk yaşarken, dünya gerçekleri ile örtüşmeyecek şekilde kendi içimizde kavga etmeye devam ediyoruz.

Geleceğimizi kurtarmak yerine riske sokuyoruz.
Ama kimin umurunda…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar