Zamansız estirilen soğuk rüzgârlar! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

Zamansız estirilen soğuk rüzgârlar!

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

CTP genel Başkanı ve Başbakan Erhürman Türkiye’deki seçim sonuçlarının  açıklanmasından sonra, “Türkiye Devletinin” bundan sonrası rejim değişikliği gereği,  “Başkanı” olacak Recep Tayyip Erdoğan’ı kutlarken; kampanya süresince demokratik ve barışçı tutumu nedeniyle CHP’li Muharrem İnce’yi de kutladı..

Sadece Türkiye’ye değil, artık dünyaya da çok gerekli olan “barışı” Türkiye’deki iktidarla muhalefet arasında böylesi bir değer yargısında kutlayarak paylaştırmak,  doğrusu düşünceli ve doğru bir jest oldu…


FAKAT  ayni sıralarda CTP’nin Mağusa milletvekili Akansoy seçimlerle, dolayısıyla Türkiye ile ilgili  Kathimerini gazetesine  demeç verirken bakın (özetle) neler söyledi:

“…Kıbrıslı Türklerin kendini yönetme hakkına saygı duyacak, Kıbrıslı Türklere emrivakiler dayatmayacak, federal çözüm isteğini destekleyecek ve Kıbrıs sorununa AB süreci açısından, büyük öneme sahip her sorun gibi yaklaşacak bir güç olmalıdır…”

ÖTEDEN beridir  büyük sorunlarımızdan birinin Türkiye ile olagelen ikili ilişkiler olduğunu söyleyenlerdenim. Laf ola beri gele değil; 1974’den bugünlere kadar uzanan olayları ve mümkün olduğu kadar gerçekleriyle!

Ki bunları genelleyip bir parantez içinde ifade etmek gerekirse diyeceğim ki:

1974’den sonra bizzat CTP odaklı kampanyalar sonucunda kendimizi hep, “Türkiye tarafından kurtarılmış Kıbrıs Türk halkı gibi değil, Türkiye ve Türkiyeliler sultası altında elimizden alınmış siyasi irademizle  yaşamak zorunda bırakılmış mağdur ve mazlum bir toplum olarak gösterdik! Hem komşumuz Rum’a hem dünya siyasi çevrelerine.. Üstelik kurduğumuz devlete bile inanmamak gerçeğinde!

O kadar ki çok uzun yıllar Türkiye ve Türkiyeliler karşısında “halis muhlis Kıbrıslılık karakterimizi karartmasınlar” diye mesela bazı sol partiler TC kökenli olanları üye kaydetmedilerdi!”

AMA 43 yıl sonra bile  iktidardaki bir CTP   milletvekilinin çıkıp da  “kendimizi yönetme hakkına saygı duyacak, bize emrivakiler dayatmayacak” bir Türkiye devletinden söz etmesi gerçekten doğru mudur? Gerçekten Kıbrıs Türk halkının siyasi iradesi Türkiye tarafından bu kadar mı darbelenip yok sayılmıştır?

TABİ ki iki ülke ilişkilerinden kaynaklı  sorunlar her devrede yaşandı, bundan sonra da yaşanacaktır.  Fakat “bunu Güney’in Kathimerini gazetesine Kıbrıs Türk halkının Türkiye yönetimleri  tarafından nasıl bir baskı altında tutulduğunun imajını çakarak; “buyurun siyasi arenada tepe tepe kullanın” dercesine demeç niyetine takdim etmek, çok mu doğru oldu!

KALDI ki şunu söyleyecektim: Tepedeki  hükümet tarafından Türkiye’ye şükranlar sunulurken, ayni parti mensubu milletvekillerinin “söz saz özgürlüğüne” sığınarak  Rum gazetelerine   yahut Güney’e, AB’e aksi büksü kişisel görüşlerini serdetmeleri  demokratik hak mıdır gerçekten!

BU nedenle sık sık tekrarlıyoruz: Ulusal davaların hele de “varoluşla kurtuluşun” söz konusu olduğu mücadele süreçlerinde, halkın oyu ile seçilmişlerin, kesinlikle ağızlarından çıkanı kulaklarının duyması gerekir!

**********

NE SEÇİMLER BİTER NE TATİLLER!

Tatil hakkını kullanan “Meclisimiz” değil, vekillerimizdir.   Helal olsun, çok yoruldular. Daha üç ay önce bir erken genel seçimden çıktılardı, ardından yerel seçime tosladılar.. Seçimden seçimlere koşturmak kaderde vardır ne yapsınlar!

Şu Haziran ayını saymıyorum. Tutun ki 9. Dönem 1. Yasama yılı bitti. “Temmuz, Ağustos, Eylül ayları meclis kapalı olacak..”

Geçen günkü oturumda bazı yasa ve yasa tasarıları görüşüldü, oy birliği ile kabul edilenler oldu… Ve Meclis henüz “genel seçim”  analizlerini bile yapma fırsatı bulmadan,“yerel seçimler”  sonuçlarının getirileriyle götürülerini tartışmadan, kendini “tatilde” buldu!          OYSA daha dün gibiydi ve hükümet 90 günlük icraatlarının açıklamalarını yaparken “geleceğe” yönelik icraatların da müjdesini veriyordu.. Bizzat Erhürman kamu görevlilerinin  tatillerinden söz ederek artık bu sorunun da saat ve süreleriyle değişmesi gerektiğine vurguluyordu!

KADER işte bekleyin ki üç ay süratle geçiversin ve eğitim, Sağlık.. Belediyelerde değişiklik yasaları.. Çok önemli olduğunu bizzat  hükümetin açıkladığı “Kamu Görevlileri Değişiklik  yasası” gibi  yasalar o beklenen reformist “değişiklikleriyle” yeniden yasalaşsınlar!  Oysa Meclisin şu anda tatile girmesiyle birlikte bunlar da rölantiye yatırılacak! Ki  hükümet göreve başlarken,  “süratle yasalaştırılacaklar” denen daha pek çok tasarı ve değişiklik vardır.  Şimdiyse  tatil yörelerinde güneşten bronzlaşan vücutlarıyla o yasa yapıcılar  Meclise nanik çekiyorlar!

Neyse ki hükümet de belediyeler de görev ve hizmette!                                                                                  **********

KISACA TAKILDIĞIM: (ŞARK KURNAZLIĞI BELEDİYECİLİĞİ!)

Kentlerimizde köylerimizde günlük hayatımızın “temizlik tertibi ile huzur ve güvenliği, sağlık ve afiyeti” Belediyelerin üstüne vazifedir!

Fakat bu  konuda uzaktan  bile alâkalı olmayanları vardır! Ki bir süredir yazıyoruz. Belediyelerle belediyeciliği siyasi vesayetten kurtarmak gerekir. Bu bir!

Diğeri de alavere dalavereden!  Nitekim şimdi önlerinde dört yılları olan belediye Başkanları ağustos böcekleri gibi uykuya yatacaklar, üç yılın sonunda da uyanıp seçmeni yeniden tavlamak için kentleri kazma kürek şantiyeye çevirecekler! Ve seçim kampanyalarına başlandığında, “bakın neler yaptık” diyecekler! Hem de hiçbir şey yapmadıkları için halkı yaşamından bezdiren  o yitip giden gerideki üç yılın hesabını vermeden!

Artık belediyeciliği bu şark kurnazlığından da kurtarmak gerekecek!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar