YORULDUK ARTIK YETER… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

YORULDUK ARTIK YETER…

Mehmet MoreketMehmet Moreket

Yorulduk, gerçekten yorulduk. Bu hükümet kurulduğu günden beri, her gün alabildiğine gerildik… Akla hayale gelmedik işlere tanık olduk. Absürd bir memleket olduk. Gerçek üstü, fantastik bir dünyaya düştük sanki. Rezaletleri izlemekten, gerçeklikten uzaklaştık. Saçma sapan gündemlerle gün geçirdik…

Tatar’ın tutukluluğunun kaldırılması olayından başlayıp, bugüne kadar neler neler yaşadık, ömrü hayatımızda görmediğimiz skandallar. Ülke yönetimi desen ha keza. Gün içinde iki kere değiştirilen kararlar mı istersiniz, pandemi belası karşısında ülkeyi tehdit altına sokan kararlar mı… Yapılması gerekenlerin bilerek ve isteyerek yapılmayışı…. Bir yandan virüs, bir yandan ekonomik çöküntü, bir de dövizin fırlamasıyla vatandaşın sefilliği, perişanlığı karşısında duyarsızlık.. her gün patlayan skandal bombaları, sanki hepsi, bilinçli bir şekilde bizi asıl sorunlarımızı düşünemez hale getirmek için atıldı…


Daha millet “yabancı mihraklar” iddiasını tartışmaya başlamışken, bir bomba daha. Hem de bu defa en güçlüsü.

YSK kararlarına aykırı törenler… Derken, aniden uluslararası bir mesele olan Maraş’ın sivil halka açılması, tüm bunların bırakın Cumhurbaşkanını, hükümetin ortağına bile bilgi verilmeden yapılması, ve akşama hükümetin düşüşü. Hem de ne için, bunca aydır tiyatrolarını seyrettiğimiz biri, daha üst makama seçilsin diye…

Tüm bu yaşananlar yormaz da ne yapar. Serseme döndük resmen…

Nenem derdi ki, “Ayaklar karıştı, alacan eline bir çirpi, vuracan, herkes ayağını toplasın, kim kimdir belli olsun”…

Böyle bir sükunete, serinkanlılığa, akılcı düşünmeye ihtiyacımız var.

Hukuk devleti sadece bu son olayda değil, bundan öncekilerle birlikte yara almıştır. Devletin kurumları hiçe sayılmış, düzen bozulmuştur. Öylesine ileri gidilmiştir ki, Yüksek Seçim Kurulu’nun yasakları göstere göstere çiğnenmiştir…

HP’nin hükümetten ayrılma kararının bu saatten sonra hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Onlar, artık halk nezdinde de itibarlarını yitirdiklerinden mecburen aldılar bu kararı.  Kudret Özersay geçen hafta Tatar’ın Türkiye’ye gidişini bile sonradan öğrendiğini söylemedi mi? Hükümet ortaklığı çoktandır yok hükmündeydi.  Zaten Tatar “Ocak’ta erken” seçim dememiş miydi?

Bir Başbakan, hala bunlardan sonra yaptığı işlerin seçim rekabetinin üstünde ve acil olduğunu söyleyebiliyor. Nesi “acil”di acaba? Su geldi, şükürler olsun, bunun töreni mi “acil”di? Yoksa Maraş  birkaç hafta daha bekleyemez miydi? Niye seçim üstü? Gidin işinize yahu, dalga geçersiniz ama bizimle…

Genel Sekreteri durur mu, o da bu gelişmelerin “devlet ciddiyeti” içinde ele alınması gerektiğinden dem vuruyor. Devlette ciddiyet bırakmışlar gibi. Sonra Başbakan veciz bir cümleyle geceyi kapatıyor, “hükümet düşmüştür, halkımıza hayırlı olsun”… Allahım aklıma mukayyet ol!

İşte böyle böyle hepimizle dalga geçti, biz de uğraştık durduk…

Herkes bu olup bitenleri hafızasından silmeli. Gerçekten söylüyorum. Böyle bir cinnet yaşadığımızı unutmazsak, böyle devam eder, acaiplikleri normal gibi görmeye devam ederiz.

Şaka bir yana, Kıbrıs Türk demokrasisi, Kıbrıs Türkünün iradesi ve de Türk halkı ile Kıbrıs Türk halkının ilişkileri feci şekilde yıpratılmıştır.

Bütün bunları tamir etmenin yolu, bir daha böyle saçma bir dönemi kendi kendimize yaşatmayacak seçimler yapmakla mümkündür… 


YERİN KULAĞI VAR

TEK ADAM YÖNETİMİ Mİ VAR BU ÜLKEDE?: Çalışma Bakanı, Maraş kararını 2 saat önce öğrendiğini açıklıyor ve bunu normal bir olaymış gibi satmaya çalışıyor. Bu ülkenin demokratik kuralları yokmuş da dikta rejimi varmış, kararları bir kişi verirmiş gibi. Böyle kabul etmemizi istiyor. Hatırlarsanız Sucuoğlu, Başbakan’ın kendisini görevden almak istediğini de Cumhurbaşkanı’ndan öğrenmiş, şok olmuştu. Demek insan isteyince her şeyi içine sindirebiliyormuş…

ÖZETLE: Son günlere yaklaştıkça, Kıbrıs konusunda söylemler netleşiyor. Akıncı, Erhürman, hatta Arıklı netti zaten. Ama Serdar Denktaş ve Kudret Özersay değil. Serdar Denktaş’ın “desentralize federasyon” açılımından sonra, Kudret Özersay da bunca gündür ağzında sakladığı baklayı çıkarttı ve halktan federasyon dışında formülleri de görüşme yetkisi isteyeceğini söyledi. Sandık öncesi vaziyetin özeti bu…

YSK, ALDIĞI KARARI UYGULATAMIYOR: Bir Başbakan düşünün, kendi koydukları ve en başta kendinin uyması gereken seçim yasaklarını delmek adına türlü alangirli işler çeviriyor. Bir başka ülkeden canlı yayın yapıp, kendince seçmenden oy devşirmeye çalışıyor. Ama işin en acı tarafı seçim yasaklarına rağmen kimsenin bu rezalete müdahale etmemesi. YSK’nın “yasak” kararı bilinçli olarak uygulanmadıysa ne yapıldı? Seçim ve Halk Oylaması Yasası açık. BRTK yasağı bile bile bu rezalete ortak oldu. YSK bu konuda nasıl bir adım atacak veya bu ihlalleri göstere göstere yapanlara nasıl ve ne zaman bir ceza verecek göreceğiz. Örneğin bugün bir sokağını açtıkları Maraş’ta yapılacak show gösterisi için nasıl bir karar aldı veya alacak…

EVET’LER HAYIR’A DÖNDÜ:  Önceki günkü rezalete gerekli müdahaleyi yapamayan veya aldığı kararı uygulatamayan, bu konuda pasif kalan Yüksek Seçim Kurulu bu hareketiyle pazar günü cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte Anayasa referandumunda kullanılacak oyları ters yüz etti. Ben dahil birçok arkadaşım, önceki güne kadar “evet” olan oylarımız “hayır’a” döndü. YSK’nın bu pasifliği eminim benim gibi birçoğunun fikrini değiştirmiştir…

CHP’DEN DEĞİL, DEVA PARTİSİNDEN GELDİ:  KKTC seçimlerine yapılan müdahale iddialarına tepki ne tuhaftır ki CHP’den değil ama, Ali Babacan’ın Deva partisinden geldi. “Türkiye’nin alenen KKTC seçimine müdahale ettiği” belirtilen açıklamada, “KKTC bir koloni, KKTC halkı da üzerinden meşruiyet devşirebileceğiniz insanlar değil” denildi. Sağır sultanın bile duyduğu iddialara karşılık bizimkiler ise hala müdahale var mıydı, yok muydu tartışması yapıyor…

DURUM BUDUR: Alsancak’ta bir pandemi oteli… Bir vatandaş tüm önlemlerini alıp bölgedeki markete gidiyor, dehşet bir kalabalıkla karşılaşıyor. Sorduğunda, o kalabalığın o gün pandemi oteline karantinaya gelenler olduğunu öğreniyor ve “Eğer bu insanlardan hastalık bulaştıysam, ahdım olsun hükümeti dava edeceğim” diyor. Durum budur arkadaşlar…

 


Ersin tatar

FOTO GÜNDEM: Güya kapalı Maraş’ı açma kararını alıp Ankara’ya sadece bilgi vermeye giden Maraş fatihi Başbakanımız, dönüşte Ercan’da hak ettiği gibi kahramanca karşılandı. Yüzlerce partili Ercan pisti içinde sıkışık düzende ve maskesiz Maraş kahramanını bağırlarına bastılar. Benim bildiğim kadarıyla alenen suç işlediler. YSK mitingleri ve kitle toplantılarını yasaklamadı mıydı, ayrıca maskesiz ve iç içe olanlar için ceza yasası geçmedi miydi? Seçim yasaklarını delenler, bunları da hayda hayda deldiler. Bu rezaletin hesabını kim, kimlerden soracak…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar