KKTC’deki yükseköğretimi planlamakla yükümlü en önemli kurumlardan biri olan Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK), geçtiğimiz günlerde sürpriz bir açıklama yaparak YÖK’ün aldığı “Hukuk ve tıp fakültelerine başarı sırasına göre bir sınırlama getirilmesi” kararının KKTC’deki üniversiteleri kapsamadığını “alkışlar ve memnuniyetle” kamuoyuna duyurdu.
İnsanın içinden “Günaydın YÖDAK” demek geliyor. YÖK bu kararı 30 Ocak 2015’te almış ve kamuoyu ile de paylaşmış. YÖDAK bunu lütfedip bizimle bir buçuk ay sonra paylaşma gereği duymuş. Bu köşeden bu kararla ilgili defalarca yazdık, TV’de konuştuk. YÖDAK bir buçuk aydır ne yapıyordu? Uyuyor muydu? Kaldı ki YÖDAK bu karar üzerine yorum yapana kadar YÖK, 3 Mart 2015’te ikinci bir karar daha aldı. Herhalde bir buçuk ay sonra da o karar ile ilgili de YÖDAK’ın yorumunu okuruz bir yerlerde… YÖDAK zaten alınan bu iki kararın da KKTC’deki üniversiteleri kapsamadığını söyleyip, aslında gerçekleri hasıraltı ediyor. Eğer YÖDAK, bu ülkenin yükseköğretimini planlamak, denetlemek ve koordine etmekle görevli ise YÖK’ün aldığı bu iki karardan da ders çıkarmalıdır. Niteliğe ve kaliteye önem veriyorsak bu kararlar bize bir işarettir.
******
Bu kararların ne olduğuna kısaca yeniden göz atalım. YÖK’ün aldığı birinci kararda diyor ki; “eğer tıp fakültesinde öğrenim görmek istiyorsan LYS’de ilk 40 bin, hukuk fakültesinde öğrenim görmek istiyorsan ilk 150 bin öğrenci arasına girmen gerekiyor.” Bu karar KKTC’deki üniversiteleri kapsamıyor. Yani Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 520 puan ile giriliyor ama KKTC’deki tıp fakültelerine 300 puan ile girebiliyorsunuz. Yine aynı şekilde Ankara Hukuk Fakültesi’nde 500’ün üzerinde puanla giriyorsunuz ama KKTC’deki Hukuk Fakültelerine 260 puanla girebiliyorsunuz. Hal böyle iken YÖDAK’ın bunu memnuniyetle karşılamasına anlam veremiyorum. YÖDAK’ın hiç mi nitelik kaygısı yoktur? YÖDAK’ın yükseköğretimdeki görevi sadece öğrenci sayısını 100 bine çıkarıp, her önüne gelenin girdiği ve mezun olduğu üniversiteler yaratmak mıdır? Bu ülkedeki üniversitelerde nitelik ne zaman ön plana alınacaktır?
*****
Belli ki YÖDAK yetkilileri YÖK’ün aldığı ikinci kararı ve gerekçelerini okumamış. Okumuşlarsa da anlamak istemediler. YÖK 3 Mart’ta aldığı kararın gerekçelerini şöyle açıklıyor: “Son yıllarda yükseköğrenim görmek amacıyla, yakın coğrafyadan başlayarak yurtdışındaki bazı yükseköğretim kurumlarına Türkiye'den yoğun bir öğrenci akışı yaşanmaktadır. Bu durum, özellikle kamu sağlığını ve güvenliğini yakından ilgilendiren sağlık bilimleri (tıp doktorluğu, diş hekimliği, eczacılık vd.) hukuk ve mühendislik başta olmak üzere çeşitli alanlarda görülmektedir. Söz konusu alanlarda Türkiye’de hiçbir yükseköğretim kurumuna yerleşemeyen, hatta ÖSYM tarafından yapılan merkezi sınavlara bile girmeyen bazı öğrencilerin, ‘giriş koşulu aramayan’ yurt dışındaki bazı üniversitelere rahatlıkla kaydolabilmeleri, kamu vicdanını derinden yaralayan bir hal almıştır.”
Eğer biz üniversitelerimizin niteliğini artırmaz ve her gelen öğrenciyi almaya devam edersek, YÖK’ün aldığı bu kararın önümüzdeki yıllarda KKTC’yi de kapsamayacağını kim garanti edebilir ki?
*****
Bir çift laf da Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği ve Barolar Birliği’nde söylemekte yarar var. Benim inancım odur ki YÖK’ün aldığı bu karardan sonra KKTC’deki Tıp ve Hukuk Fakültelerine Türkiye’den öğrenci akışı olacak. Bu öğrencilerin büyük bir çoğunluğu YÖK’ün belirlediği 40 bin ve 150 bin barajının altında kalanlar olacak. Bu öğrenciler mezun olduktan sonra KKTC’de çalışmalarına bir engel var mı?
YÖK’ün tabiri ile kamu vicdanını derinden yaralayan bu duruma Tabipler Birliği ve Barolar Birliği daha ne kadar sessiz kalacak merak ediyorum.
