YÖDAK… Aman deyim… Aman… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

YÖDAK… Aman deyim… Aman…

Hüseyin Ekmekçi

Maalesef, dilimizden düşürmediğimiz “demokrasi” kelimesi, bize iki gömlek bol geliyor.

“Bize en büyük kötülüğü nasıl yapar siyaset?” sorusuna vereceğim en yakın yanıt, “YÖDAK’a dikkat” olur.


Turizmi siyasetin bataklığında mahvettik. Düzelmiyor da…

Şimdi de YÖDAK mı?

YÖDAK için yeniş bir yasa yapılıyor.

Efendim, “Siyasetten arınacak” bir yapıya ihtiyacımız varken…

UBP’nin…

CTP’nin…

DP’nin…

TDP’nin…

HP’nin ve artık kim parlamentoda olacaksa, onun “insafına” bir YÖDAK öngörülüyor.

“Bağımsız” olmayan bir kurum…

“Bağımsız olmayan” bir yönetici, nasıl “denetleyici” olabilir.

Bizim siyasette şöyle bir anlayış var:

“Seni denetleyecek olanı sana muhtaç et ki, eli kolu bağlı kalsın…”

İşte bu yüzden, YÖDAK’în yeni yasası ile ilgili endişelerim var.

YÖDAK başkanlığına atanan isim, YÖK içerisinde, tıp fakülteleri ile ilgili akreditasyon ve denetimleri yapan bir isimdi.

Akile Sarıoğlu Buke, öyle “lalettayin” bir profesör de değil…

Akademik hayatın “imbiğinden süzüle süzüle” gelmiş…

Lakin, YÖDAK için tek kriteri “profesör olsun, Kıbrıslı Türk olsun” diye koyarsanız, işte o zaman da Hüseyin Gökçekuş gelir… YÖDAK’ı değil sadece, üniversitelerimizi Arap saçına döndürür… Herkesi birbirine sokar ve gider…

Siyasetle gelmedi mi?

Afferim pof pof dönemin Cumhurbaşkanı derviş Eroğlu tarafından atandı…

Perde gerisindeki türlü pazarlıkların ürünü YÖDAK başkanları, ülkeye de zarar verir…

 

Nasıl bir YÖDAK…

Atla deve değil ki…

Çağdaş bir yönetim, denetim ve akreditasyon kurumuna ihtiyacımız var…

Nitelikli eğitim…

Öğrenciye müşteri gözüyle bakmayacak yapılar…

Siyasetten arınmış, çağdaş bilim üreten yapılar…

Gericiliği değil, ilericiliği önemseyen…

Türkiye ve KKTC’deki iktidarlara göre şekil değiştirmeyen üniversiteler istiyoruz…

Bilim insanları yetiştiren…

Buluşları ile sadece KKTC’ye değil, dünyaya da yön veren gençler istiyoruz.

İşte o kadar önemlidir YÖDAK…

Aç gözlü siyasetçiye…

Aç gözlü üniversite yöneticilerine kurban edilmeyecek kadar değerlidir gençlerin eğitimi…

Bu nedenle, siyasetten arınmış, güçlü bir YÖDAK istiyorum…

Bağımsız bir YÖDAK istiyorum…

Güçlü akademik derinlikleri olan YÖDAK başkanı…

Onla uyumlu çalışacak üyeler…

Mali olarak da siyasete bağlı olmayan bir YÖDAK…

Ve tekrar ediyorum…

Aman diyorum…

Sakın siyasete malzeme etmeyin YÖDAK’ı…

 

Gücenmece darılmaca yok…

Akile Sarıoğlu Buke, Cumhurbaşkanlığı tarafından o göreve atandı…

UBP- DP hükümeti bu atamayı sevmedi…

Neden?

Cumhurbaşkanları kendileri ile istişare etmemiş…

Bu “öfke” üzerinden başlayan bir tehlike görüyorum…

Cumhurbaşkanı’na hesap sorulacak diye, bir yanlışa gidildiğini görüyorum…

Bu benim algım…

Sayın Eğitim bakanı Özdemir Berova ise, “meclisin üyelerini seçeceği” bir yapıdan bahsediyor ve bunu da bugüne kadar gördükleri aksaklıklardan yola çıkarak yaptıklarını belirtiyor…

 

Amerika’yı yeniden keşfetmek…

Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek var mı?

Yok…

Peki…

Nelere dikkat edilmesi gerekir…

Dünyadaki çağdaş devletlerde, bağımsız kurumlar nasıl çalışıyor?

2- 3 önemli nokta var…

  • Bütçe bağımsızlığı olacak…
  • Atayanla, kurumu yöneten arasında organik ilişki olmayacak….
  • Kurum, idari olarak bağımsız olacak…

Atanan bilecek ki, çalmadığı, yağmalamadığı, işini tam yaptığı sürece kimse kendisini görevden alamayacak.

Bak gör o zaman nasıl denetler.

Bilinir ki oraya atanan, belirli koşullarda ancak görevden alınabilir.

Bu da teknik isimlerin doğru iş yapmasını sağlar.

Meclis’in ataması politize olayını artıracak.

Kurumların, siyasiler tarafından üyelerinin paylaşılması ve atama yapması da yanlış.

Biz bunu mutlulukla yapıyoruz.

 

Baştan dikkat etmeli

Siyasetten bağımsız, siyaseti de denetleyecek kurumlar önemlidir.

Baştan koşullar tam belirlenecek ki, gör bak nasıl denetim olur…

Atamanın yasayla yetkileri tanımlanacak…

Yürütmeye bağlı bir bütçe olmayacak… Denetleyen pozisyonundaki kişiler, kamudan para dilenmeyecek.

Anayasa ile oluşan kurumların ötesine geçmek gerek…

Eğitim Bakanlığı, “doğru bir adım atmaya” çalışırken, toplumun can damarını kesebilir.

Bu topluma yapılabilecek son kötülük de bu olsa gerek.

Atananın görevden alınma korkusu olmasın ki, denetleyebilsin.

Ayrıca, denetim görevi yapacak uzmanları da görevden alınma korkusu olmayan kişiler atayabilmeli.

YÖDAK’a başkan seç, o kurulunu oluştursun…

Bağımsız gelen bir kişi ancak bağımız bir kurum yaratabilir…

Rekabet Kurulu…

YÖDAK…

Başbakanlık Denetleme Kurulu…

Sayıştay Başkanlığı…

Ombudsman…

Tüm bu kurumlarımızın siyasetten arındırılarak, mali bağımsızlığı kazandırılarak, “görevden alınma korkusu” olmadan adım atmalarının önü açılmalı.

Siyasetçi de denetlenmekten korkmamalı…

Üniversiteler sektörünün çağdaş ve ileri normların üzerine çıkmasının tek nedeni, atarken yapacağınız doğru seçimdir.

Her profesör atanacak diye bir kural olursa, Gökçekuş atanır, bu durumlara düşeriz…

Endişeliyim…

Son sözüm budur…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar