Son derece bilinen bir teoridir: Yeni yıla nasıl girerseniz öyle geçer. Nasıl gireceğiniz elbette sizin tercihiniz ancak nasıl girilmeyeceği konusunda hepimizin hayatından örneklerle belli başlı önerilerde bulunabiliriz:
Osman Bey, yeni yılda artık daha fazla ertelemeyin şu hayatınızı… Gerçekten ertelemeyin çünkü kimin bu diyardan ne zaman gideceği hakikaten belli değil…
Neriman Hanım, yeni yılda biraz şu gösteriş huyunuzdan vazgeçerseniz göreceksiniz ki istemeseniz de daha mutlu bir insan olacaksınız.
Aynur Hanım, evet biliyorum dedikodu yapmaya bayılıyorsunuz ancak inanın bana hayattan keyif almanın başka yolları da var yeni yılda biraz da onları denerseniz çok mutlu olacaksınız.
Behçet Bey, bakmayın genel algı kadınların dedikodu yaptığı yönündedir ancak sizin de Aynur hanımdan kalır yanınız yok.
Hasan Bey… Allah aşkına üç kuruş para için ruhunuzu satmaktan vazgeçtin artık. Evet biliyoruz çok da akıllı bir insansınız, güzel zihniniz yaptıklarınızı meşrulaştırmakta hiçbir sorun yaşamıyor ama yazıktır. Yapmayın.
Peri Hanım yeni yılda bir tek gün de sokağa makyaj yapmadan çıkmayı deneyin. Belki bir faydası olur. Zırh olarak kullandığınız tüm katmanlarınızdan kurtulun, makyajınız da birincisi olsun.
Ah Ali Bey ah! Herkesin değerini bildiniz, herkes ne istediyse yaptınız ama yine de kimse memnun olmadı! Siz verdikçe onlar daha da fazlasını istedi! Yeni yılda kendi değerinizi de bilmeyi deneyin…
Mehmet Bey… Zamanım yok diye diye perişan oldunuz… Hep bir gerekçeniz var değil mi? Peki bu zamansızlığın sonu nereye varacak? Zaman ve enerjinizi ayırdığınız şeyler, ömrünüzün sonunda hakikaten istediğiniz şeyler mi olacak? Yoksa bu zamansızlığınız nihayetinde hiç yaşanmamış bir hayata mı dönüşecek? Yeni yılda siz karar verin…
Nurcan Hanım hep sizi çok sevsinler istediniz iyi güzel de acaba sizin sorununuz sevilmekten ziyade gerçekten, samimiyetle sevememek olabilir mi? Acı çekmemek adına bu kadar garanticilik zor… Çok zor değil mi?
Robert Bey… Ne yani bütün sorun sadece Türklerde mi sandınız? Amerikalısınız diye size söyleyecek sözümüz yok mu zannettiniz? Bu kadar ego ile yürürken zorlanmıyor musunuz? Etrafınızdaki insanlar sizin egonuzdan ötürü nefes almakta zorlanıyor siz hiç zorlanmıyor musunuz?
Nesil Hanım… Yeni yıla girerken artık biraz olsun ilgi manyaklığını bir kenara bıraksanız? Herkes sizi sevsin, herkes sizi konuşsun, herkes size baksın… Siz de sıkılmadınız mı artık bu ilgi bağımlılığından?
Murat Bey… En sıkıntılı bağımlılıklardan biri itibar bağımlılığıdır biliyor muydunuz? El alem ne der deye deye, el alem tarafından yönetilen talimli maymuna döndünüz farkında mısınız? Yeni yıla girerken aman dikkat el aleme göre girmeyin artık…
Meryem Hanım eşinizi sevmiyorsanız ve boşanmak istiyorsanız adım atmak için kimin sizi onaylamasını bekliyorsunuz? Hele hele bir de mutsuz olan evliliğinizi kurtarmak adına çocuk yapmak, bu mutsuzluğa bir mağdur daha eklemek demek olmayacak mı? Artık bir adım atsanız… Kendiniz için… Herkes için…
Peki ya siz Hurşit Bey? Hiç mi içiniz sıkılmadan aldatıyorsunuz eşinizi? Artık aldatmaktan da keyif almadığınızı fark ettiğiniz gün ne yapacaksınız peki? İçinizdeki lağım çukuru sizin de burnunuzun direğini kırmıyor mu artık? Yeni yılda daha vicdan sahibi bir hayat mümkün mü gece başınızı yastığa koyduğunuzda?
Yıltan Bey kimin sorunları alkolle, madde bağımlılığıyla çözülmüş ki sizinkinin de böyle çözülmesini bekliyorsunuz… Cesaretiniz var mı yüzleşmeye, ilerlemeye , kabul etmeye ve değiştirmeye? Yoksa yeni yılda da yine saklanbaç mı oynayacaksınız ruhunuzla? Hangi aynaya baksanız, göreceğiniz şey yine ayni olacak… Siz gelin aynaları kırmak yerine, aynada gördüğünüz kişiyi değiştirin…
