Genelde herkesin görüşü de öyle gibi.. İlkokul, ortaokulda iken sanki zaman çok yavaş geçermişcesine hatırlıyorum. Sonraları da aynı şekilde tatili ve belli günleri bayramları, yeni yıl kutlamaları, doğum günlerimizi iple çekiyorduk. Şimdi yazlar baharları, baharlar kışları kovalayarak hızla gidiyor ve yetişemiyoruz..Yaş aldıkça diyorum herhalde, ama öyle değilmiş diyorlar. Allah Allah yine mi yıl bitti deyişlerimiz çoğunlukta..
Teknoloji geliştikçe dünya küreselleşerek küçüldükçe meşguliyetler ve mesuliyetler arttıkça, eskilerde yalnız daha ziyade kendi sorunlarını çözmeye odaklanan insanların ufku geliştikçe ve hatta zorunlu hale geldikçe hem de önce yalnız ülke sorunları ile ilgili sorumluluklar ve meşguliyetler sınırları aşarak birbirini etkiledikçe ve daha geniş vizyonla çok gerekçeler sayarak devam edebileceğimiz nedenlerle zaman hızla akıyor. Genelde hedefler genişliyor. Çocukluk günlerimizden bu günlere kadar ne çok değişimler, keşifler, yenilikler ve devreler yaşadığımızı düşünürsek zamanın niçin daha hızlı akışının karşılığını bulabiliriz. Bu hepimiz için geçerli..
Önümüzdeki yılın hepimize hayırlı uğurlu, mutluluk ve refah getirmesini dilerim.
2018 yılının bölgemizdeki orta doğu krizlerinin genişlemesi, ticaret savaşları, ülkeler arası bloklaşmalarda yeni gelişmeler, veya ayrılıklar, en son da döviz şoku Türkiye’yi olduğu kadar hatta fazlasıyla ülkemizi vurmuştur. Fırsatçılar ve vurguncular da iyi faydalanmıştır bu enflasyon ortamından. Bir şok da fırsatçılardan yaşandı maalesef. Zaten her ülkede bu tipler böyle zamanları beklerler. Ülke bir bütünlük içinde zararları da faydaları ortak bir anlayış içinde paylaşamazsa ayrışmalar ülkeyi bir bütün olarak dengeli ve sağlam bir kalkınmaya götüremez. Alım gücü zayıflığı zaman içinde bir çok şişkinlikleri absorbe etmeye yetmez. Bu da kalıcılık yaratmaz. Bu gün inşaat sektöründe yaşanan olumsuzluklar nereden kaynaklanıyor? Bina stoku nerden kaynaklanıyor.? Aşırı fiyatları karşılayabilmek ne kadar sürer? Gıda sektörü mecburiyetten tasarruf da yapılarak daha düşük seviyede seyretse de her sektörde bu geçerli değildir. Dolayısıyla üretici ve satıcı, yani arz sunumu yapan sektörlerin dengeli bir fiyat ve kalite tutturmaları hem kendileri hem ülke için daha yararlı ve sürdürülebilir bir durum yaratır. Dengeli kalkınan hukuk devletlerinde niye kalkınma sürdürülebilirdir? Bunu her zaman düşünelim. Her şeyi devletten de beklememek gerekir. Devlet düzenleyici, yol gösterici, kamu yararı hizmetleri yerine getirmeli ve otoritesini de hissettirmelidir. Başka türlü bir ülke içinde huzur ve adalet duygusuyla yaşamak mümkün olmaz. Kaos olur.
Ancak bu ülkeden kazanç sağlayan herkese de önemli sorumluluk düşer kanaatindeyim. Kendi ülkesine ve ülkesinin insanına her bireyin sorumlulukları vardır. Dayanışma sağlamayı içten hissetmeli, devletine olan yükümlülüklerini yerine getirmelidir. Başta vergisini ödeyerek, üretime katkı sağlayarak, ülke refahına ve huzuruna katkı sağlayarak, çevre düzenine önem vererek, ve her konuda. Toplum ancak bu şekilde birlik ve dirlik içinde bütünleşebilir ve ilerleyebilir. Yalnız para hırsı, bütün değerleri yerle bir etmemeli. Ve maalesef her gün yaşanan olaylardan bunu görüyoruz. Yıllarca mücadele yıllarında, ‘dayanışma ve yardımlaşma’ dönemini yaşamış bir insan olarak onun ‘mutluluğu’ hiçbir şeye değişilmez. Toplumsal başarı, birlik ve beraberlik içinde dayanışma ve yardımlaşma ruhu ile çalışmaktan ve üretmekten geçer.
2019’a girerken sevindirici bir gelişme;
2019 için güzel bir başlangıç olarak , geçen gün Türkiye’den gelen Su’yun Güzelyurt ve Mesarya ovasının sulanması için KKTC Sulama İletim Tüneli’nin temelinin atılması oldu. 184 milyon TL maliyetli bu projenin yürürlüğe girmesi beklenmekte idi. Büyük bir projenin ülke üretimi için ve tarım sektörünün üretim potansiyelinin ve gelirinin arttırılması ve ülke kalkınması için çok önemli bir kısmının fiilen başlatılmış olması çok sevindirici olmuştur. Hayırlı olsun. Tarım Bakanı Şahali’nin deyimiyle can suyu olarak içme suyundan sonra bu proje de tarıma can suyu olacaktır. Ve baştacı yapılmalıdır ifadesi de Su konusundaki ada olarak ihtiyacımızın önemi ve aciliyeti vurgulanmıştır. Çünkü su geldiği halde bir türlü bu alanlara iki yıl gibi bir zamanda çeşitli nedenlerle faydalanılamadı ve yazık oldu. TC Tarım ve Orman Bakanı B. Pakdemirli de KKTC ekonomisine yıllık 100milyon TL’lik bir katkı sağlayacağını ve iki kardeş ülkenin işbirliğini içme suyundan sonra sulamada da gösterdiğine dikkat çekti. Bu işbirliğinin her zaman olduğu gibi devamını ve ülke kalkınmamızın yatırımlarla sağlanabileceğinin önemine binaen beklentilerin bu gerçekleşmesi toplumun da ümididir. Güzel başlayan önemli bir projenin başka sektörlerdeki projelerle desteklenmesi ve tamamlanması ve yatırımların 2019 yılında hızlandırılmasına ve ekonominin canlandırılmasına, büyük yardımı olacaktır. Halk da bu gibi üretim yaratacak genel ekonomiye katkı sağlayacak köklü projelere susamıştır.
Ülkemize, Türkiye’mize, bölgemize ve dünyaya yeni yılın barış ve mutluluk getirmesi dileklerimle iyi yıllar dilerim.
