Bir hükümet düşünün ki, halk perişan, elektrik üretilemiyor, gaz bitmiş, onlar kapıya gelene “kasada para yok” diyor…
Nedir bu tablo?
İflastan başka bir şey değil midir?
Nasıl utanmazlar, nasıl sıkılmazlar da, böyle bir tabloda mesailerini koltuğu koruma entrikalarıyla geçirirler…
Ekonomik Örgütlerin taleplerini komitelere havale etmiş. Ne ala memleket. Komiteye havale etmenin zaman kazanmak demek olduğunu bilmez miyiz? İçinden çıkamadığın işi komiteye havale et. Sanır ki günü geçirecek, kurtulacak. O örgütler ki, seçim dönemlerinde finansman sağlayanlardır, onlar bile diş biliyor. Muhalefeti yok saydığı kesin de ya bu örgütler? “Onca kayırma, ayrıcalık yaptım, nasıl olsa beni destekleyecekler” diye düşünüyor hala galiba…
Vallahi ne sandığını da anlayamıyorum artık.
Kıyamet kopuyor, o sandalyesine yapışmış bırakmıyor.
Öyle bir hırs ki, anayasa ihlalini bile göze almış. Yapması gereken seçimi yapmamış.
Makyavel görseydi iki elini havaya kaldırır, pes ederdi. “Biz, amaca ulaşmak için her yol mübah dedik de bu kadarını kastetmedik” derdi…
Adamın derdi kurultay, gözü başka bir şey görmez.
Yahu kardeşim sen başarısızsın.
Etrafında sana akıl veren kim bilmem ama başarısızsın.
Berbat ettin memleketi, sıfırla çarptın. Bu durumda ne kurultay kazanabilirsin ne seçim. Partini de yerle yeksan ettin. Paramparça edip böldün…
Dün UBP Parti grubu toplandı. Geçen gün demiştim ya, ilk yenilgiyi parti meclisinde alacak diye, yanılmışım, daha erken oldu, grupta reddedildi.
Şimdi çıkmış “Ben MYK’dan onay aldım” diyor. Yani grup ne derse desin… Milletvekillerinin çoğunluğuna kulak astığı yok.
Dünya nüfusunun yüzde 75’i aşılandı, bizde aşı bolluğu aşılanan sadece yüzde 30… Vaka sayısı ha bire artıyor. Hastane dolmuş, pandemi başka bölümlere taşmış bununla mı kazanacak?
Yoksa yönetemediği için kasa boşalmış, onu mu başarı diye satacak?
Ya da elektrik üretiminin durmasını, yoklukların başlamasını falan mı?
Sosyal Sigorta emeklilerinin zaten üç kuruş olan maaşları yine tehlikede, insanları her ay sonu endişeye sokmakla mı övünecek?
Şu kadar kişi iflas etti, bu kadar kişi işsiz kaldı, işte söylüyor Hasan Taçoy, sigortalı sayısı 22 bin düşmüş; “bakın başarıya” mı diyecek?
Anlıyorum, “Sen orada kalmaya bak, gerisini boş ver” diye gaza getirenler var…
Bu cesaret başka türlü olamaz. Kendinin tek başına bu işlere kalktığına asla inanmam.
Ona bir güvence veren var.
Kendi partisinin bile istemediği birini kader diye çekiyoruz ya, ben ona yanarım. Bu kadar sefil bir durumda bile ne kadar örgütsüz olduğumuz ortaya çıktı.
Yazıklar olsun hepimize…
YERİN KULAĞI VAR
MUHALEFET SAVUNACAK:
Cemal Özyiğit’i dinledim dün. Pasaportlar meselesini Brüksel’e kadar götüreceklerini söylüyordu. Başarır, başarmaz, o ayrı mesele ama ortaya çıkan komik duruma bakar mısınız? Ersan’ın, Ersin’in elinden pasaportlarının alınmasını muhalefet savunacak. Dün de yazdım ya, keşke bütün Kıbrıslı Türklerin vatandaşlıklarını da kaldırsalar diye dua eder bunlar, mücadele ne demek…
IRKÇI NASIL OLUR:
Anastasiadis’in yediği haltın hiçbir özrü yok. Asla savunacak değilim. Ama Ersin Tatar çıkıp bunu “ırkçılık” olarak nitelemiş. Irkçı olması için, bütün Kıbrıs Türklerine aynı muameleyi yapması gerekirdi. Öyle bir durum yok. Diplomasi, hakların savunulması falan yerine böyle beylik laflar etmesi, ancak da o taraftaki akıl yoksunlarını daha da kışkırtır. Yoksa maksat bu mudur? Hani köprüler tamamen atılsa, iki devletlilik tezine daha çok yarar sağlayabilir mesela…
DİĞERLERİNE NE OLDU?:
Parti Grubu’nda reddedilen Ersan Saner, Parti Meclisi’nden de benzer bir sonuç çıkacağını çok açık bir şekilde görmüş. Bugün yapılacak PM toplantısının gündemini açıklarken, sadece kurultayın 6 ilçede yapılmasından bahsetti. Kendi adamlarından oluşan MYK’ya onaylattığı diğer antidemokratik cin fikirlerinden hiç söz etmedi. Dedik ya, partisinin onaylamadığı biri hala dayatma yapmaya kalkıyor. UBP’liler de saf değil, hem memleketin hem partilerinin halini görüyorlar. Herhalde kurultayda gereğini yapacaklar…
HANİ DA ZAM YOKTU?:
Ekonomi Bakanlığı tüp gaza zam kararını açılarken “Tüp gaz için talep edilen 30 TL’lik zam Bakanlık tarafından kabul görmemiş yapılan müzakereler neticesinde tüp gaza 17 TL’lik bir fiyat ayarlaması Bakanlığımız tarafından uygun görülmüştür” diyor. İnnallahım, deli olacağım, daha 2 gün önce “Tüp gaza zam yok” diyen benim genel sekreterim miydi? Bir halkla bu kadar da dalga geçilmez be kardeşim. Şimdi bu zammı da “30 lira artış istediler, ben 17 liraya razı ettim” diye kendine yontmaya çalışırsa kimse şaşırmasın…
YOK MU ARTIRAN:
Birisi çıkar Metehan bölgesine 50 metrelik yüzme havuzu yaptıracağını söyler, bir diğeri çıkar cruise gemilerinin KKTC limanlarına yaklaşabilmesi için 600 metrelik iskele yapılacağından bahseder. Resmen bizimle dalga geçiyorlar. Keşke bu 600 metrelik iskeleye hangi ülke gemilerini yanaşacağını da açıklasaydı. KKTC veya yeni adıyla “Kıbrıs Türk Devleti” tanındı da bizim mi haberimiz olmadı. Bırakın artık bu vatandaşı ahmak yerine koymayı. Hoş, şunun şurasında kaç aylık ömrünüz kaldı ki…
AYIP AYIP: Günün haberi Fikri Ataoğlu’ndan geldi. Meğer pasaportların kaldırılması gündeme gelince, “Bakan” sıfatını da çiğnemiş, çıkmış Rum Pasaport Dairesi’ne bizzat gidip, oradakilerin şaşkın bakışları altında pasaportunu uzattırmış. Eğer doğruysa, ne utanç verici. Haberi veren, destekçilerinden Safa Karahasan, biz onun yalancısıyız. Ve henüz yalanlanmadı.
