YALNIZIZ, YAPAYALNIZ… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

YALNIZIZ, YAPAYALNIZ…

Mehmet MoreketMehmet Moreket

Beklenen oldu. Türkiye Merkez Bankası dövizin yükselişine hız verecek şekilde vites arttırdı ve faizleri 1 puan daha düşürdü…

Kabus sınırıydı sterlin’in 20 lira olması. Oldu da geçti bile…


Yine beklenen oldu, geçici hükümetin Başbakanı Faiz Sucuoğlu, bu ülkeye verebilecek hiçbir şeyi olmadığını itiraf etti, ertelediği basın toplantısını yaptı ve hiçbir şey söylemedi.

Krediler yeniden yapılandırılabilirmiş, süreyi uzatmış, masraf, vergi alınmayacakmış.

Ya faiz?

“Yayın” diyor vadeyi, “uzatın süreyi, 100 liralık taksiti 50 liraya indirin”.

Çözüme bakar mısınız?

Birincisi zaten bankalar döviz mevduatına yeniden yapılandırmayı kendileri yapıyordu, neyini açıklıyor, ne gibi bir müdahalesi olmuş?

İkincisi, insanlara yiyin faizi, borçları çocuklarınıza miras bırakın demeye getiriyor. Bu arada borç ikiye katlanıyor, ondan ne haber?

Sonra; “yeni bir kredi paketi” müjdesi veriyor. Vatandaşlar bankalardan yüzde 13 faiz oranı ile 150 milyon TL’lik krediyi 6 ay ödemesiz olarak çekebileceklermiş…

Borçlanın, borçlanın. Doğru aslında kendilerinin de yaptığı bu değil miydi? Borçlana borçlana limitlerini tükettiler. Maaş ödeyemez durumdalar. Bildikleri tek şey bu.

KDV’yi bazı ürünler için indirmiş. Bir baksaydın bakalım geçmişte nasıl yapılmış. Sirke, limon, nar ekşisi… Şaka gibi. Hellim yok, süt yok, yumurta yok, bebek maması, bebek bezi yok ama gofret var…

Başka? Çalışmalar, çalışmalar…

Bırakın gidin işinize. Eksik olsun.

Para yarat para…

Toplamadığın vergilerin peşine düş. O sermayedarlara kriz falan işlemez, gelir düzeyine bak, işletmenin cirosuna bak, topla kurumlar vergisini, hatta arttır, ben de bravo diyeyim sana.

“Bugünden itibaren kumar masalarına çip takmaya karar verdim” de bakalım. Bak bakalım, o “Bizi yutacak, yama yapacak” diye milleti kandırmaya çalıştığın devlet bu işi nasıl yapıyor. 3-4 tane kumarhaneden milli gelirinin kaçta kaçını alıyor, bir bak. Malta’ya bak, Monte Carlo’ya bak. Çalışacaksan buna çalış…

Al işte Türkiye asgari ücreti yüzde 50,44 arttırdı, hem de vergiden muaf hale getirdi. Devletin gelirlerini arttır sen de yap. Yapılması gereken ortada.

Yok bunların hiçbirini yapamazlar. Hele şimdi seçim de var, hiç yapamazlar…

82 milyon ahali ne çekiyorsa, sen beş beterini çekmeye mecbursun. Git borçlan… Sanki içinde herhangi bir sorumluluğumuz varmış gibi, sanki paranın pul olmasına oy verenlerdenmişiz gibi.

Dedik ya, kaç gündür aynı şeyi yazıyoruz, sonuna kadar da yazmaya devam edeceğiz, bizim yaşadığımız bu perişanlık, bu fakirlik kader değildir arkadaşlar. Yaşadıklarımız başımızdakilerin tercihidir.

“Federasyon masalı bitti” ne demektir bilirsiniz değil mi?

Bu ölümcül kadere razı olacaksınız, başka çareniz yoktur demektir.

Bu fikri paylaşıyorsanız, bunları seçmeye devam edebilirsiniz.

Siz, ölü gözünden yaş bekleyenler, lütfen ağlamayı bırakın da düşünün biraz…

 

 

YERİN KULAĞI VAR

BİR KUYRUKLARA BAK, BİR HAMASETE:

Neymiş demek ki, hamaset karın doyurmuyormuş. Türk-Sen’in önündeki kuyrukları gördünüz mü? Güney’de çalışmak için başvuran Kıbrıslılar. Utandınız mı? Üzüldünüz mü? Ya utanması gerekenler? Umurları bile değil. Beni en çok üzen de Alithia’nın şu cümlesi oldu: “Binlerce işsiz veya açlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunan Kıbrıslı Türk, Türk-Sen ile SEK’in vardığı anlaşmanın akabinde, çalışmak için Güney Kıbrıs’a gidecek”… Tatar’ın ve arkadaşlarının vaat ettiği geleceği bulduk…

 

HERKES BAŞININ ÇARESİNE BAKSIN:

Sterini 12 liraya sabitleyecekti, yok bilmem ne yapacaktı diyerek vatandaşa umut veren Başbakan Sucuoğlu, taksit miktarının düşürülmesine imkan veren kararnamenin süresini 31 Marta kadar uzatmış. Diyor ki benim yapacak bir şeyim yok, herkes başının çaresine baksın veya isteyen gidip süreyi uzatıp ölene kadar taksit ödesin…

 

BABASININ MALI:

Aday adaylığını kazanamayan UBP’li Halil Talaykurt’un, “En acısı nedir bilir misiniz? Ömrünü uğruna harcadığın partide, yerinin olmadığını bu şekilde öğrenmek…” paylaşımını yapmasıyla birlikte, UBP Genel Sekreteri Hasipoğlu, “Başbakanımız vekil adayı olmayan arkadaşlarımızın da mutlaka değişik mevkilerde görev alacağını ifade etmiştir” dedi. Nasıl olmasa devlet babasının malı değil mi, hep yaptılar, yine yaparlar. Artık beğen de beğendiğini al. Müdür, müsteşar, hatta yönetim kurulu üyelikleri analarının sütü gibi helal.

 

KİMİ KİME ŞİKAYET EDİYORSUN YASEMİN HANIM:

“Hayatı ucuzlatmak adına birtakım adımların atılması gerekiyor… Asgari ücret temel gıda maddelerini bile karşılamıyor… Ciddiyetle krizin üstüne gidilmesi gerekiyor… Bunun için çok ciddi irade gerekiyor”… Yok yahu! Kim söylüyor, UBP’nin vekili hem de adayı Yasemin Öztürk. Gerekiyor, gerekiyor da yapmayan seninkiler. Hem bunları yapmayan partiden aday çıkıyor, hem de kendini bundan nasıl sıyırıyor, anlamak mümkün değil. Yaklaşık 3 yıldır bu ülkeyi yöneten partisi UBP değil mi? Seçim öncesi vatandaşa şirin görünmek istedi ama, kaş yapayım derken göz çıkardığının farkında değil herhalde…

 

O DA KENDİNİ TEMİZE ÇIKARACAK:

Ataoğlu da ne yapsın, o da kendini suçtan arındıracak, Erhan Arıklı gibi o da UBP’ye yüklenmiş. Önünü kesmişler falan. Hiç konuşmasın aynı paketin içindedirler. O Bakanlar Kurullarında gülerek poz veren, o kararların altına imza atan kendi değil mi? Girne kalesinden başka ne önermiş? Sağlık için, gelir artırmak için. Hadi canım sen de…

 

NE GÜVENİ?:

Tatar, iki toplumlu komitelerin çalışmalarını desteklermiş… İki taraf arasındaki verimli işbirliğini sağlamaya ve güven yaratmaya yardımcı olacak köprüymüşler. Sen günde beş defa düşmanlık pompala, “KKTC tanınmadan masaya oturmayız” diye avaz avaz bağır, sonra da biçare komite üyeleri güven yaratsın. Türkiye’nin HES kodundan AB safepass’ını bile sağlayamadın, sana kendi halkın güvenmiyor… Hangi güven?

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar