1980’li yıllar Cem Karaca’nın memleketine döndüğü yıllardı.
O yıllarda bir müzik yarışması gerçekleşir ve hikayesi Cem Karaca, müziği Cahit Berkay tarafından yapılan “Kahya Yahya” adlı parça birinci gelir.
Çok tutulur, çok sevilir Kahya Yahya…
…
Kimdi bu Kahya Yahya?
…
Cem karaca şarkısında şöyle der:
Diskoteğin önünde kahya durmuşum
Araba plakasından fallar tutmuşum
İçeri giren sarı kız bana baksaydı
Baksaydı da bana bana benim olsaydı
Olmaz olmaz bilirim ben Kahya Yahya
O kim bilir neyin nesi ben Kahya Yahya
…
Bu Kahya Yahya’nın, 1921’de Türkiye Komünist Partisi kurucusu Mustafa Suphi ve arkadaşlarını katleden Yahya Kahya ile hiçbir ilişkisi yoktur.
Cem Karaca’nın Kahya Yahya’sı sıradan bir garibandır.
Suphi ve arkadaşlarını katleden Yahya ise Enver Paşacı ve ittihatçıdır; 15’lerin kanına girendir…
…
Mustafa Suphi ve arkadaşları 1921 yılında Trabzon’a gelmiş, niyetleri Ankara’ya geçmek, Mustafa Kemal ile görüşmekti.
Ancak nere gitseler protesto gösterileriyle, neredeyse linç girişimleriyle karşılaşırlar.
Söylenenlere göre, bu gösterilerin arkasında Enver Paşacılar vardır.
15’leri gözeten ise Karabekir Paşa’dır.
Neticede Paşa, onları gerisin geriye Sovyetlere göndermeyi uygun görür, aksi takdirde başları beladan kurtulamayacaktır.
Nitekim öyle olur.
Ancak, Enver Paşa’nın adamı Kahya Yahya denizde Suphi ve yoldaşlarının peşine düşer ve 15’ini de katleder.
Karadeniz suları onlara mezar olur.
Suphi’nin karısı Maria’yı da yanlarına alır Enver Paşacılar ve daha sonra onu da öldürürler…
…
Türk komünistleri uzun yıllar bu katliamdan Mustafa Kemal Atatürk’ü sorumlu tutarlar.
Son zamanlarda bu mesele gündeme geldiğinde buna paralel olarak bazı belgeler de gün ışığına çıkar.
Murat Bardakçı, Enver Paşa’nın bir mektubunu yayınlayarak (2016), bu işte Enver Paşa’nın parmağı olmadığını belirtmeye çalışsa da, tartışmalar bitmez.
Enver Paşa mektubunda bu öldürme olayından memnuniyet belirterek “Mamafih bunu benim için yaptıklarından memnun olduğumu ve başkasına söylememelerini tembih ettim” derken, bu işin onun arkasında olduğu tartışmaları yeniden alevlenir…
…
Olay henüz tam anlamıyla kesinliğe kavuşmamıştır.
Ancak Yahya Kahya’nın durumu kesin.
Kahya, ‘Sanki ben bu işi tek başıma mı yaptım, çok üstüme varırlarsa her şeyi açıklarım” dese de, öldürülmekten kurtulamayacaktı…
…
Enver Paşa ve Kahya Yahya meselesi bir romanda da geçer.
Samim Kocagöz’e ait “Eski Toprak” (Cem Yayınevi-1988) adlı romanda da olay bugün yapılan tartışmalara paralel olarak anlatılır ve Mustafa Suphi ile arkadaşlarının katledilmesinden Enver Paşa sorumlu tutulur; Atatürk’ün bu işte parmağının olmadığı açıklanmaya çalışılır…
…
O dönemlerde herkes Sovyetleri incitmemeye çalışıyor ve işbirliğini yükseltmek ve bozmamak için komünist partileri kuruyorlardı.
Enver Paşa Turancıydı ama sonradan sosyalizmi de buna yapıştırmaya kalkışarak Sovyetlere şirin görünmeye çalışmıştı.
Mustafa Kemal Atatürk ise Türk Komünist Fırkası’nı kurmuştu.
Yunus Nadilerden, Celal Bayarlara kadar isimler vardı bu partide, kendisi de üyesiydi.
Hiçbiri yaşamadı.
Bugüne kadar mecliste yer almamasına rağmen, Mustafa Suphi’nin kurduğu Türkiye Komünist Partisi yaşıyor bir tek.…
…
Ancak, Kahya Yahyalar komünist partisine ilgi göstermiyor ne halse!
