YAĞMURSUZLUK - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

YAĞMURSUZLUK

Ahmet OkanAhmet Okan

Bir gece vakti.

Diğer gecelerden pek farkı yok.


Pencerenin yanına oturmuşum.

Saat on.

Ama sanki saat on gibi değil…

Aylardan Ekim.

Ne bulut var ne yağmur.

Tek damla düşmemiş toprağa.

Kelebekler gündüzün hâlâ uçuşmakta.

Bu ekim, ekim değil…

Saat çiçeklerinin esrarengiz kokusu uzanıyor pencereden.

Deniz ve dağ arasında bir yerdeyim.

Sağda solda havai fişekler patlamakta.

Girne kıyılarında.

Ama sanki bu kent o bildiğimiz Girne değil…

Bir şarkı yırtıyor geceyi.

Sazların sesleri şarkıcının sesini bastırıyor.

Söylenen şarkı “Yıldızların altında…”

“Bir yalnızlık şarkısı söylüyor içim…”

Fakat şarkı sanki o bildiğimiz şarkı değil…

Can sıkıntısı sanki gecenin içinde pusuda.

İçtiğim tütün zehir zıkkım.

Halbuki Golden Virginia.

Her zamanki gibi sarma.

Bir gariplik var bu gece.

İçtiğim tütün sanki o tütün değil…

Belki herkese olur böyle şeyler, böyle zamanlar, böyle anlar.

Dibelik her şey anlamsız.

Pencere pencereye benzemez.

Kapı kapıya benzemez.

Ne ay aya, ne yıldızlar yıldızlara benzer.

Bir kahve yaparsınız, cezveye takarsınız nedense, ne cezve cezveye, ne kahve kahveye benzer o an.

Dağlara bakarsınız, her zamanki dağlar, ama dağlar o dağlara benzemez.

Her şey üstünüze yürür sanki.

Orta masası, sandalye, koltuklar falan.

Buzdolabına bakarsınız, sanki gecenin içinde bir hain yuvalanmış gölge misali, dönseniz arkanızdan vuracak.

Yatağınız yatak değil tabut.

Arkadaşınız sanki o arkadaş değil.

Dostunuz sanki o dost değil.

Hatta sevdiğiniz, sanki o sevdiğiniz değil, üstelik çirkin görmeye başlıyorsunuz onu garip bir duygu.

Sonra, birdenbire, nedensiz, duvarda asılı fotoğrafa takarsınız.

O an hiç olmadık anlamlar çıkarırsınız gözlerinden,

Hiç bu şekilde bakmamıştı size bugüne kadar…

Bu ne biçim sonbahar…

Ekim ağustos gibi.

Evdesiniz zindanda gibi.

Arabadasınız kaçar gibi.

Belki memleketin siyasi gidişatından değil,

Bilmem kaç bölgeli sistem falan da değil,

Çözüm mözüm hiç değil,

Ne bileyim,

Yağmursuzluktandır belki tüm olup bitenler,

Bu ne berbat bir mevsim,

Hiçbir şeyi kestiremezsiniz…

Neticede bir devlet var.

Ama sanki devlet, devlet gibi değil…

Saat iyice ilerledi.

Saz ekibinden sesler kesildi.

Belli ki saat on iki.

Gecenin tam yarısı.

Ama gece yarısı gibi değil, ortalık apaydınlık…

Belki yağmursuzluktandır tüm bu bedbahtsızlıklar…

Bir yağsa…

(17.10.2016)

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar