Adı UBP ile özdeşleşmiş biri ile konuşuyorum Girne’de… Konu doğal olarak erken genel seçimler. Hani biz gazeteciler onlara göre herşeyi biliyoruz ya, hemen başlıyor sormaya. “Nasıl bir sonuç çıkar, sen ne dersin?” gibi.
Kendisinin siyasi görüşünü bildiğimden, “bence UBP herşeye rağmen yine ilk sırayı zorlayacak” diyorum… Vay demez olaydım, açiyor ağzını yumuyor gözünü, “Herkes öyle sanıyor ama UBP hem Girne’de, hem de ülke genelinde büyük hayal kırıklığı yaşayacak. Sen bakma anket sonuçlarına, halkın eğilimi çok farklı. Partideki kırılma, tıpkı deprem gibi alttan alttan geliyor. Birkaç hafta sonra bunun ilk sarsıntılarını göreceksin” diyor…
“Sen yıllarını bu partiye vermiş, çeşitli görevler almış birisi, nasıl böyle bir kanıya vardın diyorum” hemen…
“Yaşananları görümüyor musun diyor” ve ekliyor. “Şu an kabinedeki 3 bakan (isimlerini veriyor) topun ağzında, hatta Özgürgün bile tehlikede. İkinci bir İrsen Küçük vak’ası yaşanırsa kimse şaşırmasın. Artık o eski körü körüne particilik dönemi bitti. Millet neler döndüğünün farkında, bu kez umduklarını bulamayacaklar” diyor.
O zaman Girne’de nasıl bir sonuç çıkacağını soruyorum. HP ile CTP’nin birincilik için atbaşı gittikleri, ardından da UBP’nin geldiği değerlendirmesi yapıyor. Girne’deki bu sonucun, ülke genelinde de olabileceğini belirtiyor…
Yıllarca Derviş Eroğlu ile birlikte çalışmış birsinin, UBP ile ilgili tespitlerine ve söylediklerine hayret etmedim dersem, yalan olur…
Aslında daha söyleyecek çok şeyi vardı ama ayak üstü bu sohbeti bitirip, “ileride tekrar buluşup konuşuruz” diyerek yanından ayrıldım… Arkamdan, “Son olarak şunu söyleyeyim” diye seslendi.
“UBP ya içindeki ‘pislikleri’ temzileyecek, ya da kendisi temzilenecek”…
Bunlar içerikli birinin gördükleri. Gereklere bakalım. Anketlerde birinci parti olarak gösterilen UBP’de aday enflasyonu beklenirken, resmen deflasyon yaşanıyor. Aday bulmakta zorlanmış olacaklar ki, iki farklı dönemde partiye ihanet edenler, aralarında iktidardan edenlerin de bulunduğu isimler makbule geçmiş.
Bir gecede ÖRP’yi kurarak CTP ile hükümet ortağı olan Turgay Avcı ve Erdoğan Şanlıdağ UBP’den aday adayı.
Tek başına iktidar koluğunda oturan İrsen Küçük hükümetini yerinden eden 8 milletvekilinden Ahmet Kaşif, Hasan Taçoy, Zorlu Töre, Ergün Serdaroğlu, önümüzdeki seçimlerde yine UBP’den aday adayıdırlar… Hatta bazılarına kontenjan ayrıcalığı bile tanınacak.
Bir dönem UBP’yi arkadan hançerleyen bu isimler, şimdi UBP’den seçilebilmek için yarışıyorlar… Partinin bugünkü yönetimi de olara kucak açıyor.
Şöyle geçmişe dönüp baktığımda, bir de o arkadaşın bana anlattıklarını düşüdüğümde öyle görünüyor ki UBP, kendi içini temzilemek yerine, kendisinin temzilenmesine razı olmuş…
“KUSURA BAKMAYIN ELEKTRİK YOK”…
Trafik cezamı ödemek için Cuma günü Girne Belediyesi’ne gittim. Hani o meşhur yarım saatlik yağmura teslim olan Girne’ye. Alt yapı sorununu çözememiş; palansız, programsız; her yerden fışkıran çok katlı binaların dur durak bilmeden yükseldiği kaos kent. Neyse bunlar zaten hepimizin bildiği ve geri dönüşü olmayacak sorunlar.
Vezne kapalıydı, çalışanlar yemek arasına çıkmıştı. Sorduğumda, “Bekleyin 13:15’de açılacak” dendi. Tekrar gidip gelmektense yarım saat oyalanırım diye düşündüm. Beklerken yavaş yavaş başka vatandaşlar da gelmeye başladı. Bir, iki, beş derken sekiz on kişi olduk.
Sonunda veznenin perdesi açıldı, biri bayan, diğeri erkek iki görevli yerlerini aldı. Kalktım vezneye gittim. “Benim trafik cezam vardı, onu ödeyeceğim” dedim. Bayan arkadaş, kusura bakmayın elektrik yok, işlem yapamıyoruz” demez mi..? İyi de jeneratörünüz yok mu, başka bir şeklide cezamı ödeyemez miyim, Lefkoşa’dan sırf bunun için geldim, nakit bırakacağım, makbuz kesemez misiniz” falan dediğimde ise, “Kusura bakmayın, yardımcı olamayacağız” diye kestirip attılar. Belediye’ye ufak çaplı “hürmetlerimi” sunarak ayrılmak zorunda kaldım. Bir başkası bağırıyordu, “Yarım saattir burada boşuna mı bekledik, bari bir kağıt asıp, ‘elektirik olmadığı için işlem yapamıyoruz’diye yazsaydınız”… Verdikleri cevap trajikomikti. “Ya elektirikler aniden gelirse”…
İşte koskoca Girne Belediyesinin durumu. Bir jeneratörü bile çalıştıramıyor. Kendi binasının içinde vatandaşı mağdur ediyor. Siz bu anlayıştan koca kente hizmet etmesini nasıl beklersiniz.
Bana gelince, bu cezayı ödemeyeceğim… Beni mahkemeye versinler, orada niye ödemediğimi, daha doğrusu ödeyemediğimi anlatıp, verilen cezayı o zaman paşa paşa ödeyeceğim…
YERİN KULAĞI VAR
ÖZGÜRGÜN’E BİR HATIRLATMA:
Arşiv karıştırırken buldum. UBP’nin Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, 6 Haziran 2015’de Tüzük Kurultayı’nda şöyle bir laf etmiş; “Erken genel seçimlerin 6 ay veya 1 yıl içinde yapılacağına inanıyorum. Seçimlerden birinci parti olarak çıkmamamız durumunda, parti başkanlığını bırakacağım”. Seçimler onun dediği gibi 6 ay, bir yıl içinde olmadı. Aksine Başbakan olacağı bir hükümet modelini tercih etti Özgürgün. Olsun, yaklaşık 1,5 yıl sonra yapılıyor seçimler. Parti başkanlığını bırakma sözü hala geçerli mi? Merak ettim…
ADAY OLAMAZ:
Serdar Denktaş Özdemir Berova’nın istifasını Meclis’e bildirmeyince, Berova da UBP’de aday adaylığı müracaatını yapamadı. Çünkü yeni Siyasal Partiler Yasası, bir kişinin iki partide görünmesine engel. Böyle bir durum halinde, iki partideki üyeliği de düşüyor. Kontenjan adayı bile olsa, UBP’de adayların kesinleşeceği 18 Kasım’a kadar istifanın Meclis’e sunulması gerekiyor… Serdar Dektaş bunu hesapladı mı acaba?
DURUM TESPİTİ:
UBP’den aday adayı olmayı düşünenlerin isimleri yayınlandıkça, biz de akın akın adaylık var diye düşünmüştük. İlginç bir durum oluştu. Görülen o ki, 50 milletvekilliği için aday adaylığı başvuruları 60’lar civarında kaldı. Adı geçenlerden pek çoğu müracaat yapmadı. Mecburi kadın aday kontenjanını bile dolduramadılar. Gerçekten şok bir durum değil mi..?
EN ÇOK RAĞBET LEFKE’YE:
Bu seçimlerde ilk kez 2 milletvekili ile temsil edilecek olan Lefke’de aday adaylarının bolluğu dikkat çekiyor. Tahminler iki vekili tek partinin alamayacağı yönünde. Yani Lefke’de iki partinin, birer vekil çıkarması bekleniyor. En büyük yarış, UBP’de olacak. 8 aday adayı, ipi göğüslemek için kıyasıya bir yarışa girecekler…
NİHAYET:
Ekonomi Bakanı Sunat Atun en sonunda döviz konusuna çare üretmek için çalışma yapıldığını açıklamış. Eğer önümüzde seçim olmasaydı, HP Genel Başkanı Özersay dövizle ilgili planlarını açıklamasaydı Sunat bey böyle bir açıklam yapar mıydı dersiniz. Öyle ya, yıllardır dövizin yükselişi altında ezilen vatandaşın feryatlarını duymayan Sayın Bakan’daki bu ani değişikliğinin nedeni ne olabilir sizce..?
İŞİMİZ ALLAH’A KALIR:
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar, çözümün halktan gelmesi gerektiğini belirtmiş. İyi, güzel diyor da, zaten sorun halklarda. Her iki tarafta da halkın kafası karışık. Biri sağa bir sola, kimi hanyaya, kimi konyaya gidiyor. İki tarafta da halk ne istediğini bilmiyor. Zaten bunca yıl liderlerin de o imzayı atamamalarının sebebi bu…
ZİRVEDEKİLER
Serdar Senktaş ve İtirafı: Cumartesi günü “Serdar Denktaş bu oyuna nasıl geldi” diye sormuştuk. Konu, UBP’ye ayar vermek adına bir işaretle DP’ye geçen, orada milletvekili seçildikten kısa süre sonra, hesaplaşmaları bittiği için yuvaya dönenlerin niyetini baştan nasıl göremediği konusuydu. Geçtiğimiz gün bir röportajında kendisi de kabul etmiş. Bakın ne diyor; “Değerlendirmem, yıllardan beri devam eden bir oyunun hala Demokrat Parti üzerinde devam ettiğini görüyorum”. Taaa o zaman, sizin dışınızda herkes oyunu görmüş ve ‘Bunlar size yar olmaz’ demişti Sayın Başkan…
DİPTEKİLER
Türkiye’dekinin Yarısından Az Enflasyon: Türkiye’de Ekim ayı enflasyon oranı bir önceki aya göre, yüzde 2.08 olarak açıklandı. DPÖ açıklamasına göre ise KKTC’de yüzde 0.92… Türkiye’de bizden yüzde 1.16 daha yüksek. Nasıl olabilir böyle bir şey? Onlar hapşırsa biz nezle oluruz. Üstelik A’dan Z’ye her türlü ana tüketim maddesini Türkiye’den ithal ediyoruz. Ürettiklerimiz mi ucuzladı? Türkiye’de domates beşte bir fiyatına düşerken, biz burada fiyatın düştüğünü hiç görmedik. Bu işte bir yanlışlık var gibime geliyor. DPÖ Müsteşarı sevgili Ödül Mutaroğlu bizi bir aydınlatsa diyorum…
