Varolanı da yok ettik biz - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Varolanı da yok ettik biz

Dün gazeteniz Havadis’in manşetindeki haber, hepimizin bildiği ama görmezden geldiğimiz bir konuydu.
Neden bir türlü gelirlerimizi artıramadığımızı, neden onca kaynağa rağmen kalkınamadığımızı düşünen varsa, o fotoğrafları gördüğünde bir fikri olmuştur herhalde. 
Maraş, Maraş diyoruz da Mağusa’nın kendi sınırlarımız içinde kalan varlıklarını yok ettik, farkında değiliz.
Tam 4 turistik tesis…
Mimoza, Sea View. Mimoza, Rebecca, Majestic….
Hepsi denizin dibinde. Havaalanına en fazla elli kilometre uzakta, hatta Mağusa kentinin neredeyse içinde.
Kimisi son bir kaç yıldır, kimisi on yıllardır atıl durumda.
Ya harcanan paralar? Milyonlarca sterlin…
Verilen ve geri dönmeyen teşvikler ha keza…
Beceriksizlik, var…
İşbilmezlik, var…
Teşviği, krediyi alıp iç etme var…
Bir de en önemlisi ne var biliyor musunuz; bu işlerden sorumlu olanların sorumsuzluğu var.
Hükümetlerin başbakanlarından başlayıp, turizmle, ekonomiyle ilgili bakanlarına ve onlara yol göstermesi gereken bürokratlara kadar herkes sorumlu.
Bu örnek Mağusa mı; öyleyse oraları atıl bırakanlara üst üste oy verip, yeniden koltuklarını doldurmalarına izin veren seçmen de sorumlu.
Yüzlerce yatak…. Atıl, çürümüş, yıkılmaya yüz tutmuş binalar. Diğer taraftan, “Yatak kapasitemiz yetersiz” diyen bürokratlar…
Siz hükümet programlarının, seçim bildirgelerinin dışında kapsamlı, rasyonel bir turizm planlaması duydunuz mu?
Sadece fonlarda toplanan paraların üleştirilmesi var. Bir de fuarlarda olmayan yatak kapasitesinin tanıtımı…
Sakın bana kimse ambargodan bahsetmesin. Gelen nasıl geliyor? Üstelik de son bir kaç yılda ilgi, geçmişe oranla ciddi oranda arttı. Yani değerlendirilmesi gereken, kapasiteyi nasıl arttırırım diye harıl harıl çalışılması gereken bir trend orada duruyor.
Mesele, artı değer yaratmak. Yerli sermayenin yeterli olmadığı yerde, dış yatırımcının peşinden koşmak.
Karpaz’ın Allah’ın unuttuğu Bafra bölgesini canlandıran da yatırımcı değil mi? Para kazanmıyor mu?
Bal gibi de kazanıyor. Uçağa binen, “Kıbrıs’a gidiyorum” diyor. Neresi olduğunun bir öenmi yok. Yeter ki adam gibi hizmet alsın.
Siz Antalya’ya giderken, otelin hangi mevkide olduğuna bakıyor musunuz?
Ama bu işler hem biraz zahmet ister, hem inanç, hem de bilgi…
Beğenirsiniz, beğenmezsiniz; yabancı dilinizin olması da gerekmez. Açın Türkiye Hükümeti’nin 2023 hedefli Turizm Planı’na bir bakın. Artık turist çekmekle değil, yatırımların çevreye etkileri, çeşitlendirilmiş turizm alternatifleri üzerinde çalışılıyor. Eko-turizm, kırsal turizm ve agro-turizm konularında kamu, özel ve sivil toplum kuruluşlarının bilinçlendirilmesi planlanıyor.
Panayırdan bozma festivallerle eko turizm olamayacağı gibi, atıl duran yüzlerce yatağın yıkıntısını görmezden gelerek de turizmi geliştiremezsiniz…
Ben turizm uzmanı değilim. Ama dün gördüğüm manşet, umursuzluğumuzu, sorumsuzluğumuzu, işbilmezliğimizi tokat gibi yüzüme vurdu.
Ondan sonra da, eğitim, sağlık dediğinizde, para yok, bütçe yetersiz diye sızlanmalar…
Artık hiçbirini duymak istemiyorum…

 


YERİN KULAĞI VAR
UNUTTULAR MI?:
19 Nisan'daki seçimde hem KKTC Cumhurbaşkanı’nın, hem de müzakere masasında halkın haklarını savunacak liderin belirleneceğine dikkat çeken Derviş Eroğlu, “Bu seçim diğerleriyle karıştırılmasın” demiş. Kastettiği, UBP ve DP’deki küskünler. Onlarca insanın canı yandı, partiler darmadağın oldu, insanların oyları çalındı, o partiden, o partiye defalarca kaydırıldı, kimilerinin siyasi hayatı bitirildi. Unuttular mı? Sanmıyorum…

START VERİLİYOR:
Yüksek Seçim Kurulu’nun adaylık için başvuran 7 adayı kesinleştirmesinin ardından propaganda dönemi de bugün resmen başlıyor. Hep diyorduk, memlekette seçim havası yok diye. Sanırım bugünden itibaren bu havayı bol bol göreceğiz. Meydanlar, sokaklar dolacak, adaylar son bir ayda sonuç elde etmek için var güçleriyle çalışacaklar. Düzeyli ve saygıya dayalı bir süreç yaşarız inşallah…

ÇEVRE KİRLİLİĞİ:
Propaganda süreci ile birlikte çevre kirliliği de hat safhaya ulaştı. Adayların boş buldukları her bina, her arsayı kendi propagandaları için dev posterlerle süslemesi, vatandaşın tepkisine neden oluyor. Hele de, başka adayların posterlerini ustaca kapatma girişimleri, hiç de hoş olmuyor…

HAKKINIZ YOK:
Mustafa Akıncı’ya destek verenlerin, yayınlanan son anketten sonraki tepkilerini anlayamıyorum. Bu anket konusunu ilk olarak kullanan sayın Akıncı değil miydi? Daha doğrusu “Gezici” anketine tepki göstermeyenlerin, son anketi yerden yere vurmak yerine, sonucun böyle olacağını bilmeleri gerekirdi. İşinize gelene ses çıkarmazsanız, ondan sonra olanlara tepki göstermeye de hakınız olmaz… 

İSTİHDAMLARIN AYARI KAÇTI:
Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Sim TV’de katıldığı programda, Kıb-Tek’e yapılan son istihdamlarla ilgili olarak sorulan bir soru üzerine, “Sanırım bu konuda ayar biraz kaçtı” diyerek, rahatsız olduğunu ima etti. “İstihdamlar konusunda bilginiz var mıydı” sorusunu yanıt vermeden geçiştirmeye çalışması ise, İsmet Akim ile arasında bir krizin olduğu iddialarını teyid eder gibiydi… Yoksa danışıklı dövüş mü demeliyim.

ZEYTİN BU YIL İYİYMİŞ: 
Yüzde 20 ürün artışı bekleniyormuş. Ne fayda? AB’nin zeytinyağı asit oranı 0,8… Bizim ürünlerin 3’ün üstünde… Sebebi, büyük oranda soğuk sıkma ve erken hasatın zorunlu hale getirilmediğindenmiş… Dolayısıyla ihracı imkansız. Yasası 1963’de yapılmış, yenilenmemiş. Sonuçta asiditesi yüksek yağı, sağlık endişesi hiç duymadan, “geleneğimizdir” diye, yine biz tüketiyoruz. Doğru dürüst bir bakım bile gerektirmeyen bir kaynak daha değerlendirilmiyor.  Kim uğraşacak, boşverin, siz sadece şikayet edin…

ZİRVEDEKİLER
Doğan Sahir: Yeşil Barış Hareketi Başkanı Sahir, suyun yönetimi konusunda yetkililerin sınıfta kaldığını söylemiş ve “Tembel, tembel oturuyoruz” demiş. Çok hoşuma gitti. Başka bir söz, bizi daha iyi tarif edemez… Ben bunu sadece su için değil, aklınıza gelen her konuda söyleyebilirim…

DİPTEKİLER
ES 448: Hafta sonu sosyal medyada gördüm. Sakat bir eşeği aracının arkasına bağlayıp çeken şahısla ilgili haberi. Haberin yayımlanmasının üzerinden neredeyse 3 gün geçti. Bu konuda sorumluların ne yaptığını hala daha ne gördük, ne de duyduk. Söyleyin, bu vahşeti yapanı bulmak bu kadar mı zor Allah aşkına..? Benim bildiğim hayvanlara eziyetin cezası var.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar