Reşat bey görüşlerine değer verdiğim, memleketi dert eden, memleket sevdalısı birisidir.
Dünkü yazımla ilgili aşağıdaki kısa notu gönderdi:
Sevgili Başaran kardeşim,
Bu günkü (dünkü) yazını okudum. Para niye gelmiyor diye soruyorsun.
Benim bu yıl sonu arkadaşlarıma facebook’da mesaj gönderecek halim kalmadı dersem sakın ola rahatsızım hastayım da halsizim diye bişey düşünmeyin. Utancımdan dolayı üstümde bir halsizlik var. Kızgınım. Kendimize kızgınım. Kendi self-respect’imizi yani izzet-i nefsimizi, itibarımızı bir kenara koymuş para bekliyoruz. Biz parazit miyiz ki? Biz kendi kendimize yeterli bir toplum olabiliriz demeyeceğim. Çünkü biz yeterliyiz . Anavatan yetkililerine bunun detayını anlatmaya çalışmıyoruz. Kamu yönetimindeki masraf kalemlerini gerçek rakamlarla ortaya koyacak koyabilecek , argümanları da karşı gelinemeyecek mantıkla ve açıklıkla anlatabilecek profesyonel kişilere de sahip bir toplumuz. Her nedense bu konu yeğlenmedi . Niye?
İki yol önceki sene sonu mesajım olarak MUKADDERAT başlıklı bir yazı yazmıştım. Belki tesiri olur diye. Geçen gün facebook bunu bir ikinci yıl dönümü hatırlatması olarak tekrar yayımladı. Millet başka alemde. Şimdi bir de TC gündemine İslam Cumhuriyeti kurmak da girdi. Esas halsizliğim bu . Atatürk inkılaplarının ilk yoğrulduğu ve halkımızın da benimsediği laiklik burası olduğu halde hep acilen unutulmuş. Bu bizleri hiç mi ilgilendirmiyor?
***
Dünkü yazımın yayınladığı Havadis ’in ve nerdeyse bütün gazetelerin manşetinde, parasızlıktan kıvranan yollar, hastaneler ve okullar konusunda tarihin en kötü günlerinden geçen hükümetin, yabancı işçilerin ve işverenin ödemesiyle oluşan fonda biriken 300 milyonu aşın parayı kullanmak için harekete geçtiği haberleriyle doluydu.
Şehir içi, şehirler arası yollarımız nerdeyse her noktada dökülüyor.
İnsanlarımız pisi pisine bu yollarda ölüyor.
Tamir edilmeyen okullar adeta çocuklarımızın başına çökecek durumda.
Hastanelerin önemli bir bölümü miadını doldurmuş durumda.
Vatandaş haklı bir şekilde öfke ve isyan içinde.
Hükümet zor durumda ve çareyi fondaki paraya el atmakta görüyor.
Reşat beye ve genele sorduğum soru şudur?
Türkiye tüm bunlar için niye para göndermiyor.
Bugünlerde adeta günah keçisine çevrilen Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan yolların tamiri için 170 milyon lira civarında bir paraya ihtiyaç olduğunu söyledi.
Bizzat ben şahit oldum ki projelerin tümü hazırdır.
Dörtlü koalisyon döneminde çeşitli gerekçelerle KKTC’ye kaynak aktarımı durdurulmuştu.
“Dörtlü ‘nün üçü giderse para akışı başlayacak” şeklinde atılan nutuklar hala kulaklarımızda, hafızalarımızdadır.
Üçü gitti de bu para niye gelmedi?
***
Bu satırların yazarının “kendi ayakları üzerinde durabilen ekonomik yapı ve “kendi kendini yöneten bir düzen” savunduğunu herkes bilir.
Sorduğum sorunun “Türkiye’den para gelmesini istiyor” şeklinde algılanması herhalde bana karşı yapılacak en büyük haksızlık olur.
Ama niye gelmiyor?
Vardır bunun derin bir projesi.
