Bu ara mevsimler ve havalar üzerine epey satır tüketmişiz.
Zaten yazılar yazıla yazıla, hayat yaşaya yaşaya tükenmez mi?
…
Sağı solu karıştırırken, Özdemir İnce’nin “Osmanlı ile yüzleşmek” başlığı altında bir yazısına rast gelince okuduk.
Diyor ki, Haçlı Seferleri (1095-1270) sırasında Frenkler Anadolu’ya “Turkiya” (Turchia) demişler.
Muhtemelen de bunu Araplardan almışlar.
Ama Osmanoğullarından beri bir tek Türk kökenli kimse Anadolu’ya Türkiye dememiş!
Selçuklu dedi, Osmanoğlu dedi, ama “Türkiye” demedi.
Kaçınılan kimlik “Türk” kimliğiydi.
Bu durum ta cumhuriyet dönemine kadar sürdü.
Bugüne kadar birçok “Türk” devletinin kurulduğu söylenir ama hiçbirinin adında “Türk” yok!
Babür İmparatorluğundan tutun Osmanlı Devletine kadar…
…
Günümüzdeki ırk tartışmaları bilimsel olarak açıklanan “ırk” tanımlarını aşmış durumda ve çoğu zaman siyasallaştırılarak insanlığın başına da bela olmaktadır.
Bir incelemeye göre ve genellikle bilindiği gibi insanların iskelet yapısına göre dünyada beş ırk bulunuyor ve tüm diğer ırklar da bunlardan doğmuş.
Şöyle:
Kafkas ırkı (Caucasoid): Kafkasya, Akdeniz, Kuzey ve Doğu Avrupa, Kuzey Afrika, Anadolu ve Hindistan bölgesini kapsıyor.
Moğol ırkı (Mongoloid): Çin, Japon, Eskimo, Ainu ve Amerika yerlilerini (kızılderilileri) kapsıyor.
Kongo ırkı (Congoid): Zencileri ve Afrika pigmelerini (kısa boylu ırkları) kapsıyor.
Capoid ırk: Congoidler dışındaki Afrika ırklarını kapsıyor.
Avustralya ırkı (Australoid): Avustralya başta olmak üzere çevre adalarda yaşayan ırkları kapsıyor.
…
“Etnik” sözcüğü belirli bir ırktan türemiş insan topluluklarını mı anlatmaya çalışıyor?
Hayır, tam da öyle değil.
Bundan toplulukların birlikte yaşamaktan elde ettikleri sosyal ve kültürel bütünlük kastediliyor daha çok.
Bu birliktelik onların tutum ve davranışlarına yansıyor ve onları bir kültürel kimlik altında topluyor.
Zaman içinde belirli bir ırktan geldiği sanılan ve süreç içinde kültürel birlik oluşturan toplumlarda, tek bir ırktan gelme özelliği kaybolup gidiyor.
Bunun örnekleri çoktur ve artık çağımızda ırk temelli toplumlar süratle erime sürecindedir…
…
Havalara dönecek olursak, işte bahar, işte ılık havalar.
Şimdi yeşilin alabildiğine çevremizi kuşatma zamanıdır.
Tarlalarda, ovalarda, dağlarda ve bahçelerde, parklarda bin bir türlü ot böcek, çiçek ve ağaç bir arada baharı yaşamakta.
Bir zeytinlik alanda bakarsınız tek başına bir defne ağacı diğerleri ile uyum içinde yaşamakta; üstelik bir yanında şinya, bir yanında deve dikeni.
Uyum içinde…
