Bir okul Mozart’ın Türk Marşı’nı,
Bir başka okul Beethoven’ın Für Elise’ini çalıyor.
Aralıklarla.
Bunlar çalınca teneffüse.
…
Eskiden okul zili vardı.
O ziller çalardı.
Telefon zili misali…
…
Başka okullarda ne çalar bilmiyorum ama,
Bunları işittikçe sevinmemek elde değil.
…
Bu arada Fazıl Say geliyor.
…
Sekizinci nota yoktur.
Bilindiği gibi yedi taneden oluşur.
Do, re, mi şeklindeki nota ifadeleri Aziz Iohanne Battista ilahisinin ilk hecelerinden adını alır.
Bazı ülkeler bunu kullanır; İngiltere, Almanya gibi ülkeler de A.B,C’yi kullanır.
…
İlahi şöyledir:
Ut queant laxis
Resonare fibris
Mira gestorum
Famuli tuorum
Solve polluti
Labii reatum
Sincte Iohannes…
…
İlk harf olan “ut”’un 13’üncü yüzyıla kadar kullanıldığı söylenir.
Solfejde zorluklarla karşılaşıldığı için bunun yerine “do” belirlendiği anlatılır.
Ama, Almanlar hâlâ “ut” diyorlar.
…
Okullarda Beethoven, Mozart çalınması ne güzel…
…
Mayın haritalarının verilmesi ise bir o kadar ürpertici…
…
Osmanlı döneminde nota macerası garip süreçler izler.
Müzikleri nota ile ifade etme denemeleri yapılsa da dikiş tutmaz.
Konu 1886’lı yıllara kadar uzanır.
O yılda Hacı Emin Efendi yayınladığı bir kitapla Türk müzisyenlerine batı notasını tanıtmış olur.
O vakte kadar genellikle müzikte “meşk” edilirdi.
Muallim karşıya geçer.
Şarkıyı okur,
Karşıdakiler de ezberlerdi.
Bu yüzden arşiv oluşturmak güç olmuş; birçok eser kaybolmuştur.
…
Her şeyin özünde bir şeyler yatar.
Hiçbir şey nedensiz değildir.
Ut, re, mi bir ilahiden kaynaklanır,
Ki bunlar olmadan müzik yazılı olarak ifade edilemez.
…
Öte yandan mayın haritalarının verilmesi Kıbrıslı Türklerin barışçıl iradesinden kaynaklanır.
Yüzde 60’lar civarındaki çözüm iradesi, komşunun bu jesti yapmasına neden olmuştur denebilir.
…
O haritaları Dimitri niye vermemişti acaba?
…
Sekizinci nota yoktur.
Sekizinci renk de yoktur.
Ne yapılacaksa bu sesler, bu renkler içinde yapılmalı.
Doğanın kuralı bu…
…
Hangi renk tonu, hangi ses tonu oluşursa oluşsun temel bunlardır.
Bir insanın dünyalı oluşu da bunlardan anlaşılabilir.
Dünyaya Sarayönü’nden bakılsa da, mesele yoktur.
Sarayönü de dünyanın bir parçacığıdır.
…
Piano ve keman çalınabiliyorsa,
Şarkı söylenebiliyorsa,
Gerçekten de,
Kendimizi diğer dünyalılar gibi ifade ediyoruz demektir.
Hiçbir şey kazanılmasa da şarkılar kazanacak.
Ut, re, mi…
…
Meşke meraklı imamlar kaybolacak…