LYS sonuçları geçtiğimiz gün açıklandı ve KKTC’deki üniversitelere toplam 10 bin 759 öğrenci kayıt yapma hakkı kazandı. Buna ek kontenjanları da eklediğimi zaman bu sayının 12 bin civarına ulaşacağı tahmin ediliyor. Tabii ki bu kayıt hakkı kazanan öğrencilerin kaç tanesi kayıt yaptıracağı da çok önemli…
Geçen yıla göre kayıt hakkı kazanan öğrencilerin sayısında yaklaşık %12’lik bir artış var. 2014’te KKTC’ye genel toplamda ayrılan kontenjanların %45.68’i dolarken, bu yıl bu rakam %57.09 oldu. Bu %12’lik artış ciddi bir artıştır ve bunun değerinin bilinmesi gerekmektedir. Zafer sarhoşluğuna kapılmadan kontenjanların %43’ünün de boş kaldığını unutmamak gerekir.
Burada üniversitelerin hakkını yemek istemem. Doğru dürüst bir devlet desteği olmadan yoğun bir tanıtım çalışmasından sonra geçen yıla göre sayı artırılmıştır. Ancak çok ilginçtir KKTC’deki üniversiteler birbirleri ile yarışır durumda ve “en çok bize öğrenci geldi”, “en çok yüzde olarak biz öğrenci sayısını artırdık” gibi açıklamalar yapılıyor. Her üniversite kendine bir birincilik bulmuş anlaşılan…
Bir gerçek varsa 2014’te KKTC üniversitelerini tercih eden öğrenci sayısı 7 bin 925 iken, bu yıl 10 bin 759 oldu. Yani bu yıl geçen yıla göre KKTC’ye 2 bin 834 daha fazla öğrenci gelecek.
Bugüne kadar yükseköğretim ile ilgili doğru dürüst bir vizyonu olmayan devlet ve hükümet yetkilileri bu rakamlardan sonra şöyle diyecek; “izlediğimiz düzgün politikalar ve yaptığımız yardımlardan sonra KKTC’ye gelen öğrenci sayısı artmıştır.”
Tabii ki gerçek bu değildir. Özellikle vakıf üniversitelerinde politikacılar kimleri işe alalım, hangi yandaşımıza olanak sağlayalım derdindedir. Yoksa doğru dürüst bir yükseköğretim politikası geliştirilmesi çabası yoktur.
Geçtiğimiz Mayıs ayında Yükseköğretim Çalıştayı yapıldı. Çok sayıda karar alındı. Hangileri uygulamaya konulacak çok merak ediyorum. Yoksa daha öncekiler gibi alınan kararlar tozlu raflar arasında kaybolup gidecek mi?
Bu ülkede bir yükseköğretim politikası olsaydı, üniversitenin kapısına dayanan her öğrenci üniversiteye alınmazdı. Nüfusunun dörtte biri kadar üniversite öğrencisi olan bir ülkede ekonomi yerlerde sürünüyorsa ortada bir sorun var demektir.
Ülke nüfusunun 300 bin olduğu söyleniyor. Bu ülkede 75 bin üniversite öğrencisi var. Bu dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Biz bu nimetten yararlanmayı beceremiyoruz. Neden acaba? Çünkü doğru dürüst, planlı programlı bir yükseköğretim politikamız yok.
Yeni kurulan CTP-UBP hükümet programında “KKTC Üniversitelerinin tanıtım faaliyetlerinin artırılmasına hız verilecek, yurt dışı işbirlikleri artırılacaktır” ve “Yerel yönetimlerle işbirliği içerisinde kent-üniversite uyumu için çaba harcanacaktır” gibi ifadeler var. Bunlar önemli şeyler ancak nasıl olacağı ile ilgili olarak detaylandırmak gerek… Aksi taktirde bu ifadeler de önceki hükümet programlarında yazılanlar gibi tozlu raflar arasında yerini alır.
****
Son bir uyarı yapmakta yarar var. Üniversitelerimize gelen öğrenci sayısındaki artışı önemsiyoruz ancak YÖK’ün uyarıları da dikkate almakta yarar var. Yeni öğretim yılından itibaren Tıp ve Hukuk fakülteleri için YÖK’ün aldığı karar 40 bin ve 150 bin öğrenci arasına girme sınırlandırması KKTC üniversiteleri için de geçerli olacak. Belki de YÖK başka fakülteler için de yine sınırlandırma kararları alacak.
Dolayısı ile önümüzdeki yıllarda öğrenci sayısında düşüş yaşanabilir. Artık üniversitelerimizin kaliteyi ön plana alıp, nicel artışı bir kenara koyma zamanı geldi. Hele hele her geçen gün yeni bir üniversite açılması için müracaatların yapıldığı noktada kalite bir o kadar daha önem kazanıyor.
