ULUS IRKAD BABASI HÜSEYİN IRKAD’I ANLATTI (ÖLÜMÜNDEN SONRA YENİDEN ANLADIĞIMIZ BÜYÜK EDEBİYATÇI RAHMETLİK HÜSEYİN IRKAD) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

ULUS IRKAD BABASI HÜSEYİN IRKAD’I ANLATTI (ÖLÜMÜNDEN SONRA YENİDEN ANLADIĞIMIZ BÜYÜK EDEBİYATÇI RAHMETLİK HÜSEYİN IRKAD)

Bir süre önce arkadaşım Ulus Irkad’la karşılaştıydım. Ayaküstü hoş beşten sonra hocam dediydi, “babama ait bir kitap hazırlıyorum. Kaç zamandır çalışıyorum. Bilirsin babam çok üretken bir insandı. Yazdığı şiirlerinin, yaptığı bestelerinin unutulup gitmesine gönlüm razı olmadı…”
Ulus Irkad’ı çok iyi anlıyordum çünkü rahmetlik babası Hüseyin Irkad’ı iyi tanıyordum.
1974 sonrasında Güney’den Mağusa’ya gelen Baf göçmenleri arasında Irkad ve ailesi de vardı. Gazi Eğitim Enstitüsünü bitirdiydi. İngiltere’de Cardiff üniversitesinde üst öğrenim gördüydü. Çok iyi İngilizce ve Rumca biliyordu. 1974 – 1983 yıllarında Mağusa Kaymakamlığı’nda halkla ilişkiler sorumlusu olarak çalıştıydı…
ANCAK: Hüseyin Irkad adı “söz” konusu olduğunda tüm bunlar “teferruat” olmaktadır… Çünkü insanlar onu bir eğitimci yahut üst kademe bürokratı olarak tanımıyorlardı. Şiirleri, besteleri, ulusal günlerdeki nutukları ile vatan sevgisini, yanardağdan püsküren lavlar gibi ateşli ve coşkun heyecanları ile seslendiren bir edebiyat ustası olarak tanıyordu… O büyük kalabalıklar karşısında daha bir büyüyen “hatip” olduğu kadar kendi yazdığı şiirlerini okurken dinleyenlerin duygularını heyecanlarla taşıran bir şairdi de…
Ancak Hüseyin Irkad’ı asıl “büyük” yapan ki ben hep o yönünü sevdim, “insan sevgisi” ile dolu dolu oluşuydu. Bu tip insanları iyi tanırım. Elini uzatıp sıktığı, “merhaba aziz dostum” dediği her insanın dudaklarında bir tebessüm bırakabilmeyi, bir saniye de olsa insandan insana bir sevgi şeraresi yaratmayı “mutluluğun” en büyüğü olarak görürler.   Hüseyin Irkad işte öylesi bir insandı. Ne zaman karşılaşsak toplum sorunlarını kendine özgü benzetmeleri ile karikatürleştirir, fıkraları ile süsler ve güldürüp düşündürürken o bir anlık “mutluğu” yarattığı için büyük mutluluk duyardı…    Hiç karşılaşmazdık ki en berbat sorunları bile tefe koyup çalarken soluksuz kalana kadar kahkahalarla gülmüş olmayalımdı…
“EDEBİYAT” BİR AŞKTIR: Sorarsanız bana, güzel ve bedii ruhların dışa yansıyan sevgisidir. Şiirdir, romandır, hikâyedir veya “yazmaktır,” konuşmaktır hatta…
Yaşam koşullarının insanları esir aldığı dünyada “edebiyat” huzurun ve mutluluğun sığınıldığı bir limandır. Orada bir süre soluklanırken mırıldandığınız şarkılar, o şarkılara kattığınız şiirlerdeki dizeler sizi duygu deryalarında hayallere sürüklerken hep mesut olursunuz…
Edebiyat: Kimilerimiz yazıp yapandır… Kimilerimiz okuyup yaşayan… Hüseyin Irkad o edebiyatı hem yazıp yaptı hem de okuyup yaşadı.
Pek çok Kıbrıs Türk insanı gibi o da fukaralıktan doğdu. İkinci dünya savaşını her Kıbrıs Türk insanı gibi fukaralıkla yaşadı. Bilir misiniz ama. Galiba insanı insan yapandır fukaralık… Yoksa bir Hüseyin Irkad onca şiiri nasıl yazar, hayatla, olaylarla onca mücadeleyi nasıl yapar, siyaseti kişiliğinin mihenk taşına vururken onu bile nasıl edebi bir kalıba sokabilirdi ki?
Hüseyin Irkad samimi bir Denktaş’çı idi. Sonra nasıl oldu, galiba küstü Denktaş’a! Politika bu! Edebiyatı da soksanız aralara “dostluklarla dava birlikteliklerini” kurtarmaya yetmiyor!
ULUS IRKAD’IN KİTABI: Geçtiğimiz günlerde baktım arkadaşım Ulus Irkad elinde imzaladığı kitabı ile bizim eve geldi. “İşte dedi sana söylediğim kitap.”
Kitap yazmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum çünkü ben o kadar istediğim halde hiç yazamadım! Bir iki deneme de fiyasko ile sonuçlandı!
Ulus ise artık “kitap yazan” insanlarımızdan birisidir. Türlü çeşitli gazete ve dergilerde makaleler yazmaktadır. Bu arada “Baf Çarpışmaları Ve Kocatepe Olayı” adlı bir kitabı ve 2010 yılında Amerika’da iken yayımlanan “Cyprus Our Green Island of Hope” adlı İngilizce yayımlanmış bir başka kitabı daha vardır. Halen Mağusa Gazi İlkokulu’nda İngilizce Öğretmenliği yapmaktadır zaten arkadaşlığımız da bu okulda başlamıştı ki tartışmalarımızın odağı “komünizm, Lenin, Marks,” üçgeni ile çerçevelenen “geleceğin insanlığı ile dünyası tasavvurlarıydı!”
Ulus Irkad kitabını sadece babası Hüseyin Irkad’ın şiirleri ve bestelerinden oluşturmadı. “Yazmışken” demiş olacak, “Kıbrıs Türk edebiyatının tarihi sürecini de anlatayım” deyiverdi. Ve kitabının ilk sayfalarında “Kıbrıs’taki olayların Kıbrıs Türk Edebiyatına Yansıması” diyerek bir bölüm koydu. Ve tabi bu konuda bir “kaynak” daha yarattı.
Bunu yaparken Kıbrıs Türk şairleri ile hiciv şairlerinden de söz etti. Şiirlerinden örnekler aktardı. Ve tabi Hüseyin Irkad’ın şiirlerini de o örneklere kattı. İyi de etti çünkü geçen bu şiirlerin, geçen zaman içinden bugünlere gelirlerken değişik yansımaları ile değerlendirilmeleri fırsatını verdi bize. Bu da bir kıyaslama olanağı yarattı… Yeni bir parantez açayım:
(Her zaman yazarım. Bir gazete köşesinde kitap tanıtmak hem zordur hem de her zaman o tanıtım eksik kalmaktadır. Dolayısıyla Hüseyin Irkad’ın bazı şiirlerini aşağıya aktarırken şimdiden o eksikliği duyduğumu belirtmeliyim…)
BÜTÜN ŞAİRLER DUYGULUDURLAR: Tabii Hüseyin Irkad da. İşte o duygu yüklü şiirlerden birkaç dize:           Yalnız değilim/ Terk ettim artık soğuk gölgeleri/Yaprakları düşmez oldu/ Dört mevsimde /Kaf dağlarını aşarım senin için…
Seyrettim güneşi dün akşam/ Kızılca bir kıyametle kanatlanarak/ Kollarını açmış masmavi denize…
Bir devrelerde Hüseyin Irkad çok sigara içiyordu. O sigarayı da soktuydu şiirlerine.      Çizerim sigaramın dumanıyla resmini/ duman duman üstüne/ Sinerken bulut bulut hayalin ciğerlerime/ kanıma işleyen afet olursun/ Hava hava üstüne/ Ve sarar çizgin duvarları da aşarak odamı/ Bir alem olursun kendime ki/ dalga dalga yükselen/ dünya dünya üstüne… (Sanırsınız sevgiliye mektuplar yazıyor! Bütün sigara tiryakilerinin sigara aşkları işte!)            Irkad zaman zaman lirik şiirler yazarken “mani’msi” şiirler de yazar. İşte bir tanesi:    “O yarin gelişine/ Baflıyım deyişine/ sıra beyaz deyişine/ ben kurban cihan kurban… Boyuna endamına/ Baflı’nın cefasına/ leblerinin tadına /Ben kurban cihan kurban… (“Leb’lerinin” dudaklarının demek.) …           Karlar vardır dağlarda/ Baflım kalma yollarda/ haset çok düşmanlarda/ Etme aşkımı kurban…
Hüseyin Irkad Baf’ta iken  “Bucak” adlı bir de edebiyat dergisi yayımladıydı. Bu arada Kıbrıs’ta ilk çocuk dergisi olan ve 1950’lerde yayımlanan “çocuk” adlı derginin editörlüğünü yaptıydı. O dergide yazdığı şiirlerinden bir iki dörtlüğü aktarayım:
Zamanlar sanki bir kuş/ Geçer birer birer/ Nereye sanki bu uçuş/ hayat mezarda biter…  İstersen yavrum saadet/ dürüst metin vakur ol/ dönme; yardım iylik et/ Budur işte aydın yok…
Ulus Irkad kitabının başında Kıbrıs’ta Hiciv Şiirlerine de yer verirken Hüseyin Irkad’ın Hiciv şiirlerinden de örnekler verir.
Yavu kıldım ben yoldaşı/ umulmaz bağrımın başı/ gözlerimin kanlı yaşı/ ırmak olup çağlar mısın/
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz/ ağlamayan çocuğa meme olmaz/ memur bu maaşla çok yaşayamaz/ dağ gebedir acep ne doğuracak?
Anavatan açtı gönlünü bize/ yeter para gönderdi hepimize/ gün doğdu mu memur fakirimize/ dağ gebedir pire mi doğuracak…
Gezdim de ülkeleri diyar diyar/ İnsanlar gördüm birbirini soyar/ devletler gördüm olmuş tabasına yar/ adalet kalmamış, yalnız kitaplarda…
ŞARKI SÖZLERİ VE BESTELERİ: Dedik ya Hüseyin Irkad heyecan doludur. Daldan dala değil, dallardan dallara konar. Mesela emekliye ayrıldıktan sonra elinde fotoğraf makinesi dağ bayır dolanırken görürsünüz onu kısa sürede bir fotoğraf ustası olur…
Böyle heyecan ve duygu yüklü adam şarkı sözü yazıp beste yapmaz mı? Nitekim bunu da yapar. Hatta hâlâ notalara dökülmediği için kaybolma olasılıkları bulunan Pop müzik, türküler besteleri yapmıştır. Zamanında bu “sözler” bestelenmiş Irkad’a ödüller bile getirmiştir. İşte bazı şarkı sözleri:
Elinde bir saz olsam/ inim inim ağlasam/ vurdukça tellerine/ yanıp yanıp kül olsam…
Bu can tende durdukça/ bülbül güle dokundukça/dünyalar benim olur/ arif (kalbim) sazın oldukça.
Kuşlar geçer günler geçer/ Bu özlem bitmez/ Karlar erir ateş söner/ bu özlem sönmez/ doğan büyük aşkta ölür/ bilmeden neden hayat başlar sonra biter/ Geriye dönmeden…
ULUS IRKAD BU ESERİ İLE: Kıbrıs Türk edebiyatına, bu edebiyatla yansıyan olaylara yeni bir pencere açtı. Bu arada bize ölümünden sonra da olsa babası rahmetli Hüseyin Irkad’ı kalıcılığı ile armağan etti. Kendisini tebrik ederim. Ulus’un kitabı şiirleri ile tarihi belgeleri ile okunması gereken bir kitap…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar