Ülkemizdeki siyasi gelişmeler ve döviz - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Ülkemizdeki siyasi gelişmeler ve döviz

Onur Borman

Bu hafta iç ve dış siyasi ve ekonomik konularda ülke genelini etkileyen ve ilgilendiren çok yönlü yoğun bir hafta yaşandı.

Öncelikle Hükümet istifası birdenbire gelişti. Gerçi aylardan beri bozulacağı konusunda bir çok söylentiler hep gündemde tutuldu, ancak Hükümet ilgili kanatlarından sürekli yalanlandığı cihetle bu ani gelişmenin birden bire olması hem sürpriz gibi hem de toplumda çeşitli yorumlara neden oldu.


Nedenlerine değinmeyeceğim ancak HP’nin çekilme kararı konusundaki toplantısından sonra Başbakan Sayın Erhürman’ın hemen istifasını Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı’ya sunması, ve soğuk kanlı  kibarlığı, verdiği olgun ve yapıcı beyanatının,  Hükümetler değişiminde Başbakan olarak ender rastladığımız siyasi seviyeyi yükselten değer kazandıran, demokrasiyi özümseyen bir tavır içinde olması, ve en erken bir zamanda en çok milletvekili olan siyasi parti Başkanı’na  görevin verilmesi gereğini de belirtmesi, siyasi geleneğimize medeni yönde sevindirici bir yenilik getirmiştir. Barış dilinin siyasette toplum huzuru bakımından ne kadar önemli olduğunu vurgulamaya gerek bile duymuyorum.

Genelde Hükümetlerin düşmesi ve kurulması sıralarında çoğu zaman gerginlikler yaşanmıştır ki toplumu germekten başka bir işe yaramadığı görülmüştür. Hatta yıpranmalara neden olmuştur.  Tabii ki gerekçe açıklamak başka, hakarete dönüşen çatışmacı lisan kullanmak başka.  Medeni ölçülerin siyasette ve sosyal hayatta örnek olması dileğiyle.

Diğer bir dikkatimi çeken yeni ılımlı davranış, Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı’nın, hem tansiyonu düşürmeye yararlı hem demokratik kuralların çalışmasına fırsat verici,  gerek siyasi parti içi organların toplanıp karar ve istişare etmeleri gerekse siyasi partiler arasında temas ve diyaloğa imkân sağlamak ve koalisyonun hangi partiler arasında oluşma imkânlarının olgunlaşmasına zaman vermek amacıyla hafta sonu dolayısıyla da birkaç gün süre vermesi,  demokratik sürecin rahatlatılması ve olgunluk içinde gerçekleşmesini sağlamaya yönelik bir yolun açılması bakımından da önemli bir demokratik yöntem değişikliği olduğu kanaatindeyim.

Şimdi Hükümeti kurma görevinin, birinci parti durumunda olan UBP Başkanı Sayın Ersin Tatar’a verileceği aşikâr görünen pozisyonda, Koalisyon Hükümetinin hangi partilerden oluşacağını birkaç gün içinde göreceğimizi tahmin ediyoruz. Alternatiflerin az olduğu görülüyor. Hayırlısı ne ise o olsun.

Sondaj çalışmaları ; Bu hafta yoğun gündem kapsamında , Türkiye Fatih gemisinin sondaj çalışmaları için Rum Yönetiminin iç ve dışa yönelik haksız tavır ve şikâyetleri ve KKTC Cumhurbaşkanlığı nezdinde yabancı devletlerin misyon şeflerinin ziyaretleri de yoğun bir gündem olmuştur.  Sayın Akıncı, temasları sonucunda verdiği beyanatlarında Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki enerji denkleminin dışında tutmanın mümkün olmadığını vurguladı. Ayrıca Sayın Akıncı,  Doğu Akdeniz’i  işbirliği havzasına dönüştürmek istediklerini her zaman olduğu gibi yineleyerek, buna karşın Rum tarafının geçmişte kabul ettiklerini dahi şimdi reddettiğini, çözümden sonra bile Kıbrıs Türklerinin ve Türkiye’nin enerji konusunda söz sahibi olmasını istemediklerini vurguladı.

Halbuki bunu başta AB ülkeleri ve BM genel Sekreterliği ile müzakerelerde söz sahipliliği olan ülkelerle konuya müdahil olan ülkelerin ABD dahil, Kıbrıs’ta Türk ve Rum tarafların eşitlik temelinde uzlaşı ve hakların tesliminde yardımcı olmaları hususunda görev üstlenmeleri bölge barışına hizmet etmesi bakımından beklenirken daima tam tersi karşı tarafın sırtı sıvazlanmaktadır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimine öncelikle Kıbrıs Türk tarafının haklarını teslim etmelerini ve hak ihlallerinin önlenmesine, AB ve taraf veya ilgili diğer yabancı ülkelerin yardımcı olması, gerginliklerin önlenmesine ve çözüme, çare olan yoldur..

Türkiye’nin sondaj faaliyetlerinin de bu çerçevede Kıbrıs Türk tarafının gasp edilen haklarının teslimine yönelik olduğunu anlamaları ve anlatmaları gerekmektedir. Çünkü bu gaz yatakları yalnız Rum tarafına ait değildir ve bunu BM ve esas taraflar da kabul etmişlerdir. Ve geçmiş müzakerelerde tescil edilmiş bir konu, olduğu gibi Rum tarafınca da büyük ölçüde kabul edilmiş bir konu idi.

Hal böyle iken bidayetten beri Rum tarafı sürekli olarak yabancı sondaj şirketleri ile ve özellikle son dönemlerde bölgede Mısır, İsrail, Ürdün, Yunanistan hatta İtalya ve Fransa ile yeni bir güç oluşturma ve Türk tarafını ekarte ederek bahse konu enerji yataklarını kendine sahiplenme gayreti içindedir. Bu amaçlarla da protokoller imzalamaktadır. Bu tavırlar karşısında Türk tarafının hakkını alması yönünde hareket etmesi bir hakkın teminine yöneliktir. Karşı tarafın bunu anlaması gerekir ve işbirliğine yaklaşması hem hakların ve menfaatlerin paylaşılması ve işbirliği sağlanması, hem de daha ucuz ve daha verimli bir şekilde Türkiye üzerinden kara yolu ile Avrupa’ya ulaştırılması çok daha mantıklı ve barışçıl bir amaç taşır eğer istenirse.  Barış iki tarafın isteği ile olur.

Döviz-kur-enflasyon sarmalı,

Bu hafta yine döviz kurları TL karşısında yükselişe geçti. Bunda mevcut yapısal sorunlar ve döviz açıklarının temelde neden olması yanında dışa sermaye bağımlılığı ve özellikle özel sektörün dış borç yükü ve ödeme mükellefiyetleri ve bu hafta dış ve iç siyasi gelişmelerin etkilerinin de neden olduğu genel bir kanıdır. Gerek yerli gerekse yabancı değerlendirme kuruluşlarının görüşleri de bu yönde ağırlıktadır.

ABD ile Çin arasındaki ticari ilişkilerdeki gerginlikler dünya piyasalarına da yansımış bulunmakta ve stres artmaktadır. ABD, Çin mallarına gümrük vergilerini % 10’dan % 25’e çıkarmış ve uygulamaya koymuştur. Bir taraftan da müzakereler başlatılmıştır, ancak Trump bu müzakerelerin acele bitmesine de gerek olmadığı konusunda beyanat vermektedir.  Bu gerginlikler dünya piyasalarına ve Türkiye’ye de yayılmaktadır. Ancak bu hafta dolara karşı en çok değer kaybeden TL olmuştur.  Hafta içinde dolar dünya piyasalarında bir miktar değer kaybetmesine rağmen, TL sına karşı değer kazanmıştır. İstanbul Belediye seçimlerinin ertelenmesinin de TL değer kaybına etkisi olduğu konusunda genelde gerek dışta gerekse içte ekonomi uzmanlarının ve değerlendirme kurumlarının görüşleri ağırlıktadır. Borsa da düşmüştür. Nedeni Reformların erteleneceği ve yerli yatırımcı ve özellikle yabancı sermaye sahiplerinin gelecek için beklentileri net görmedikleri kaygısı ile yeni sermaye girişini duraklattığı gibi çıkışlar da döviz fiyatlarını arttırmaktadır. Çünkü ekonomik dengeleri sağlayacak önlemlerin yürürlüğe girmesinin seçim sonrasına ertelendiği görüşleri ağırlıktadır.

Bu vesile ile bu hafta yükselen kurlara karşı TCMB hem döviz depo karşılığı verdiği TL faizlerini % 24’den % 25.5 yükseltmesi hem de TCMB nezdindeki zorunlu karşılıkların oranının %40’dan % 30’a indirmesi dövizlerin Cuma günü %1.5 oranına kadar düşmesine neden oldu.   Bir de TL zorunlu karşılıklarının döviz cinsinden tesis edilebilmesi imkânı %30’a düşürülünce piyasaya döviz likiditesi verilmiş ve TL likiditesi de çekilmiş oldu. Yükselen kuru bir miktar indirdi. Ancak ekonomik ve mali reform beklentisi piyasalarda devam etmektedir.

Bu gün Anneler Günü. Karşılıksız sevgi, her türlü hoşgörü, fedâkârlık ve emeğin temsili olan tüm annelerin günü kutlu ve mutlu olsun.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar