Aylardır tartışılan UBP kurultayı için son gün geldi çattı. Bugün dört adayın, Özgürgün, Tatar, Sucuoğlu ve Atun’un genel başkanlık için yarışacağı kurultay başlıyor. 12 bini aşkın parti üyesi başkanlarını seçmek için oylarını kullanacaklar. Bu hafta sonu adaylardan biri, kullanan oyların yarıdan bir fazlasını alır mı bilemeyiz ama, genel kanı iki turlu bir kurultay olacağı yönünde…
Hatırlayacaksınız 2015 yılında yapılan son kurultayda yedi aday yarışmış ve ilk turda en çok oyu alan Hüseyin Özgürgün ve Ersin Tatar bir hafta sonra yapılan ikinci turda başkanlık için yarışmışlardı. O kurultayda 9224 üyenin 6316’sı oy kullanmış ve geçerli 6316 oyun 2752 alan Ersin Tatar’a karşı, 3534 oy alan Hüseyin Özgürgün yeniden başkan seçilmişti…
Hüseyin Özgürgün bugüne kadar, 2004, 2013 ve 2015’te girdiği tüm başkanlık seçimlerinin kazananı oldu. İçlerinde en tecrübelisi… Ersin Tatar’ın ikinci yarışı, diğerlerinin ilk.
Mevcut Başkan Hüseyin Özgürgün, üyelere kurultayı ilk turdan bitirmeleri için çağrı yaparken, ülkedeki sorunların çözümü için erken bir seçimin kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Kurultayı kazanması halinde son zamanlarda dillendirilen UBP-HP koalisyonuyla ilgili olarak da, “Ben Genel Başkan olduğum sürece HP ile bir koalisyon olamaz. Bizimle bir kahve bile içmeyen bir parti ile koalisyon mümkün değil” diyerek kapıyı kapatıyor. Bu kurultayın kendisi için son olduğunu söylese de, hayali 2025’de Cumhurbaşkanı olmak.
Özgürgün’ü bu kurultayda en çok zorlayacak olan, hakkındaki iddialar olacak. Dosyanın hazırlanıp savcılığa gönderildiği iddiaları var. Kurultay sonrası bu dosyanın Meclis’e gelmesi bekleniyor. Dosyanın henüz kamuoyuna yansımamış olması, Özgürgün’ün elini rahatlattı. Yine de bu kurultayda başkanlık için en güçlü isimlerden biri…
Ersin Tatar da, gerek kamuoyunda, gerekse anketlerde başkanlık yarışının güçlü ismi olarak gösteriliyor. Eğer kurultay iknci tura kalır ve Özgürgün ile yarışırsa, kaybettiği 2015 kurultayının rövanşı gibi olacak… “Dört dörtlük bir UBP” sloganıyla kurultaya hazırlanan Tatar kazanacağından çok emin, “UBP’de yaşanmış bazı sıkıntılar halen hafızalardadır. Artık değişim isteniyor ve bu değişimin adresi ben olacağım, parti genel başkanlığına ben seçileceğim” iddiasında bulunuyor. Tatar Özgürgün’ün partiye zarar verdiğini açıkça söyleyen tek aday.
Ve kurultayın bir başka favori ismi Faiz Sucuoğlu. Sucuoğlu, kurultayın iknci tura kalacağına ve ikinci tur adaylarından birisinin kendisi olacağına inanıyor. Adaylığını açıkladığı günlerde, kamuoyunda “Eroğlu’nun desteklediği aday” olarak tanıtıldı. Bir süre basında pek yer almadı. Bu sürede tüm vaktini partililerle buluşmaya ayırdı. Bir yerde sessiz ve derinden gitti. Nabız, Sucuoğlu’nun da Özgürgün ve Tatar kadar şansı olduğunu gösteriyor. Partide çok uzun bir geçmişi olmayan Sucuoğlu, ilk kez girdiği bu yarışı kazanması halinde büyük bir başarıya imza atmış olacak…
Lefkoşa’dan 3 adaya karşı, Sunat Atun da Mağusa’dan aday. “Daha genç bir UBP” sloganıyla destek isteyen Atun da, ilk kez başkanlık yarışına katılıyor. Kendi seçim bölgesi Mağusa’da oldukça sevilen ve desteklenen bir aday. Mağusa bölgesinde ilk sırada olan bir isim. Atun’un dezavantajı Mağusa dışındaki bölgeler. Kendi bölgesi dışından alacağı oylar yarışta var olmasını sağlayabilir ancak yapılan anketlerde Mağusa dışındaki bölgelerde pek etkili olmadığını görüyoruz. Kurultayın en büyük sürprizi Sunat Atun’un kurultayı kazanması olur…
Sonuç ne olur, ilk turda mı biter, ikinci tura mı kalır. Kazanan kim olur biz bilemeyiz ama, umarız ülkenin en köklü partilerinden olan UBP’nin kurultayı 2012’de olduğu gibi mahkemelere düşmez…
YERİN KULAĞI VAR
MAKSAT ANLAŞILIYOR:
Cumhurbaşkanı Akıncı dünkü görüşmeden sonra, Anastastasiadis’in BM parametreleri dışına çıkmadan, kanatların daha güçlü olduğu bir federasyondan söz ettiğini, ancak bu formülde, Kıbrıslı Türklerin bir oyunun kullanılacağı alanların daha sınırlı olmasını istediğini açıkladı. Bu da siyasi eşitliğe tırpandan başka bir şey değil. Yani azınlık, çoğunluk hikayesi. Bu dayatma bizzat BM parametrelerine ve bugüne kadar varılan tüm mutabakatlara aykırı. Anastasiadis’in oyunu yavaş yavaş ortaya çıkıyor…
İNANALIM MI?:
Aylardır açıldı açılıyor denen ama çeşitli gerekçelerle açılamayan Derinya ve Aplıç kapılarının 12 Kasım’da açılacağı açıklandı. Bu iki kapıyla ilgili bugüne kadar o kadar çok tarih verildi ki, inanalım mı inamayalım mı bilemiyorum. En iyisi sabırla 12 Kasım’ı ve bunlardan daha önemli olan Mağusa kapısının açılışını beklemek…
ADAYI SERDAR DENKTAŞ’MIŞ:
Havadis’in dünkü manşetini görenler bilir. Adayların söylediği ilginç şeyler var. Bence en önemlisi, Özgürgün’ün kendisinin Cumhurbaşkan adayının Serdar Denktaş olduğunu söylemesi. Bunu nasıl yorumlayacağımı bilemedim. Çok anlamlı, bir o kadar da manidar. Yani partisinde böyle bir eğilim mi var? Yoksa kurultay sonrası hesabı mı?…
GEZİCİ 500 BİN’E ANKET YAPMIŞ:
Faiz Sucuoğlu’nun deşifre ettiği Gezici konusu da önemli. Şirketin adaylara para karşılığı anket teklifi yaptığı kulaktan kulağa gezen bir iddiaydı. Sucuoğlu, “Anket şirketi gelir elde etmek amacı ile belli pazarlıklar yapmıştır, çünkü bize de bu pazarlıklarla ilgili teklif geldi ve biz reddettik. Söz konusu şirketin anket yorumlarını rakiplerimiz yazmıştır. Adaylardan birinden 500 bin TL istenmiştir. Bana göre söz konusu aday önümüzdeki haftalarda bu parayı verecektir”. Aynen Sucuoğlu’nun da dediği gibi, “söz konusu anket firması ne Türkiye de ne de burada kabul gören bir anket firması değil”… Zaten kimsenin de sonuçlarına aldırdığı yok…
ZEHİR HER YERDE:
Tarım Dairesi’nin analiz sonuçlarında son günlerde, kalıntı bulunan ürün sayısında bir artış dikkati çekiyor. Özellikle yerli ürünlerde. 13 üründen sadece 8’i temiz çıkmış. Ne denetimler, ne de tarlalarda verilen eğitimler pek işe yaramamış görünüyor. Düşünün daha bunlar, gelişigüzel saptanan örnekler. Ya bilmeden yediklerimiz?…
KİM HAKSIZ?:
Müteahhitlerin eylemi ile ilgili konuşan Maliye Bakanı Denktaş, “öyle bir durumdayız ki, evet kapının önündekiler de haklı, Maliye de haklı. Türkiye’den para akışı başlamadığı için hak edişler ödenemiyor. Bu kendi müteahhidimiz için de, Türkiye’den gelip burada iş yapmakta olan müteahhit için de geçerli” dedi. Müteahhitler ise, “ödeme güvencesi” istemiş. Bunu anlamadım. Devlet bu borcu nasıl olsa ödeyecek. Bu talebin altında bir takvim var sanki. E, kasa boş… Yani şimdi bu eylem siyasidir desek yalan mı olur?
ZİRVEDEKİLER
Dr. Ziya Öztürkler: “İlkokuldan itibaren doktor, avukat, öğretmen olma havasına sokuluyor öğrenci. İyi usta, sanatkâr olma, kendi işini kurma ve üretmeye yönelik meslekler hedef olarak gösterilmiyor… Bu yapı, üretim duygusunu ve güvenini geliştirmediğinden herkeste hazıra konma ve memuriyet zihniyeti hâkim oluyor… Kısacası mesleki eğitime yönelmeyişin en önemli nedeni bu eğitim sonucunda edinilen mesleklerin ikinci sınıf meslekler olarak görülmesidir”.
DİPTEKİLER
Ekonomi bilimine aykırı bir ülke: Bu ülkede krizden en çok etkilenen emekçi kesimin sesi çıkmaz. Onlar, dövizin düşmesini beklerler, maaş artışı beklerler, devletin olanaklarını bilirler, bir de işlerinden olmamak için susarlar. Sokakları dolduranlara bir bakın, en üst gelir seviyesindeki kesimler. Çiftçi, hayvancı, şimdi inşaat müteahhitleri. Bir tuhaflık yok mu sizce de? Böyle bir ülkede yaşıyoruz. Emekçi şöyle bir bakıyor ve diş biliyor…
