Memleketin en zor durumda olan ismi kuşkusuz ki Faiz Sucuoğlu’dur.
Yaşamında kısa sayılacak bir zaman diliminde siyaseten birçok şeye tanık oldu.
Başarılar yaşadı.
Kazanması kesin olan bir kurultaydan baskı ile çektirildi.
Partisi UBP içinde dizayn yapılmak istendi ama tutmadı.
Bir yıl sonraki ikinci kurultayı net bir sonuçla kazandı.
Hükümet kurdu ve erken genel seçime gitti.
Onca yaşananlara rağmen seçimden başarılı bir şekilde çıktı.
Tüm bunlar her siyasiye nasip olmayan şeylerdir.
Müdahalelerin ve zorlukların içinden bir başarı öyküsü çıkarma durumuna bu topraklarda pek rastlanmaz.
Hükümet kurdu, Başbakan oldu ama belli ki bazı “güçler” O’nu yemekte kararlıydılar.
Bu “güçler” için UBP üyelerinin iradesi, Kıbrıs Türk halkının iradesi falan hak getire.
Önce kabinesini bozdular. Bir bakanı istifasını, dışardan bir bakanın kabineye girmesini sağladılar.
Ardından görevden alacağı bir bakan için önünü tıkadılar ve hükümetin düşmesini sağladılar.
Hükümet ortaklarına operasyon çektiler.
Şimdi de “kenara çekil, yerine başka bir UBP milletvekili Başbakan olsun” diyorlar.
UBP’lilere Ünal Üstel veya Hasan Taçoy’u onaylatmaya çalışıyorlar.
Peki, Faiz Sucuoğlu’na bu kötülükler niye yapılıyor?
Ne oldu ki memleketi darmadağın etme pahasına Faiz Sucuoğlu yerle bir ediliyor?
Ne yaptı? Suçu ne?
Bu sorunun yanıtını kimse veremiyor.
UBP’nin önde gelen yetkililerine soruyoruz, “bilmiyoruz” diyorlar.
“Kılıçdaroğlu ile görüştüğü için üstü çizildi, El-Sen ile protokol imzaladığı için affedilmedi, kardeşi bazı işlere karıştı” gibi sudan sebepler sıralayanlar var.
Fakat, söyleyenler de bunların “sudan sebepler” olduğunu gayet iyi biliyor.
Peki gerçek sebep nedir?
***
Dün öğleden sonra Faiz Sucuoğlu ile görüştüm.
Evinde ailesi ile birlikteydi.
“Size söylenen gerekçe nedir, Sayın Sucuoğlu” diye sordum.
“Bana değil, onlara sormanız gerekir” yanıtı verdi.
“Onlar”, Türkiye için bir güvenlik tehditti olduğunuzu söylüyor…”
Buna kahkahalarla gülerek karşılık verdi.
Bu durumlarda Kıbrıslıların klasik hayret cümlesini kullandı: “Yok da!!!”
***
Sucuoğlu, “bu hafta içinde her şey belli olacak” diyor.
Bugün milletvekilleri bir araya gelecek ve konuşacaklar.
Ardından yetkili kurullar.
“Henüz kararımı vermedim” diyor. Partinin başında mı kalacak yoksa istifa mı edecek.
“Açık olan bir şey vardır hükümeti kuramıyorum. DP ve YDP ile asla görüşmem, CTP ve HP ise hükümete girmeyi reddetti” şekilde ekliyor.
Faiz Sucuoğlu’nun pozisyonu budur.
Aslında ülkenin içinde bulunduğu pozisyon budur.
Eller havada, teslim olma pozisyonu…
