Turizm Bakanı yeni değil ama, politikası yenilenmek zorunda - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Turizm Bakanı yeni değil ama, politikası yenilenmek zorunda

Köş, MoreketMehmet Moreket

Otelciler Birliği’nin açıklamasında ilginç bilgiler var.

Ortalama doluluk yüzde 69.


Geçtiğimiz yıl bu oran yüzde 74 olarak gerçekleşmiş.

5 yıldızlıların 16’sında yüzde yüz doluluk var. Geçen yıl bu rakam da 21’miş.

Küçük otellerin doluluk oranı ise geçen yıl da bu yıl da aynı, yüzde 60-99 arasında.

Demek ki, Turizm Bakanlığı’nın başına kim gelirse gelsin öncelikli olarak desteklenen, teşvik edilen 5 yıldızlılarda dahi düşüş var.

Bunların müşterilerinin özellikle bayram dönemlerinde ağırlıklı olarak Türkiye’den olduğunu düşünürsek, Türkiye’deki ekonomik krizden etkilendikleri varsayımı doğru olabilir.

Küçük otellerdeki istikrar yani ne artış, ne eksiliş durumu, bunların müşterilerinin sabit kaldığını gösteriyor.

Küçük otel müşterisi, genelde üçüncü ülkelerden gelenler.

Yani döviz bırakan yabancılar. Bunlar Arap ülkelerinden gelenler dışında, özellikle kumarhaneli otelleri tercih etmiyorlar. Kalabalıkları hiç. Sakin, küçük işletmeler tercihleri.

Demek ki, bizzat bakanların Avrupa’da fuar fuar gezmesi bir işe yaramıyor.

Sterlin ve euro karşısında neredeyse beleşe gelen bir tatili satamıyoruz. Bunları cazip hale getiremiyoruz.

Bu saatten sonra kimse ambargodan falan bahsetmesin. Gelen geliyor da biz o sayıyı artıramıyoruz.

Demek ki, çalışılan tur operatörleriyle, yapılan reklamlarla ilgisi var diye düşündürüyor insana.

Uluslararası turizm sitelerindeki yorumlara şöyle bir baktığınızda, bir takım sorunlar olduğunu görüyorsunuz.

Mesela birisi tam da bu konudan şikayet ediyor. İngiltere’de bir turizm operatöründen KKTC’de bir otel için 8 günlük rezervasyon yaptırmış. Ancak adını çok bildiğimiz, devlet destekli bu firma uçuş bilgilerini uçuşa 2 hafta kalıncaya kadar bildiremeyeceğini söylemiş. O gün geldiğinde acenteyi aramış, hala ellerinde bilgi olmadığını söylemişler, sorularına yanıt vermemişler. Ve bu turist, Antalya üzerinden geleceğini, burada bekleyeceğini bilmeden yola çıkmış, tabii şok olmuşlar. “Şimdi ben bu şirketten tazminat istemeyim de ne yapayım” diyor.

Bu sadece bir örnek. Aynı sitede, sadece bu operatörle ilgili 200 şikayet olduğu belirtiliyor.

Diğer taraftan, dün yeni yeni boy göstermeye başlayan küçük pansiyonlardan birinin sahibiyle konuştuk. Hani Lefkoşa’da, Mağusa’da surlariçinde yaratılan muhteşem güzelliklerin bir benzeri, Lapta’da faaliyete geçmek üzere olan birinde.

Tam bir cennet. Bir pansiyon için beklenenin çok üstünde bir konfora, kaliteye sahip. Ancak 4 odalı olduğu için küçük otel kategorisine girmiyor ve hiçbir teşvikten, muafiyetten yararlanamıyor. “10 yatağa çıkart, teşvik al” demişler. Harika bir malikane. Buna oda eklemek mümkün değil. Eminim çok özel, çok seçici müşterileri olacak. İngiltere ile bağlantılarını kurmuş, müşterisi hemen hemen hazır. Ama devlet destek vermiyor.

Duyunca şaşırdık. Asıl desteklenmesi gereken bunlar değil midir? Paraya doymuş, biriken sermayesini başka hangi sektöre yatıracağını şaşırmış, hatta inşaatçılığa başlamış 5 yıldızlıları desteklemeye devam eden devlet, bunları görmezden geliyor.

Yeni Turizm Bakanı, yeni umut diyemeyeceğiz. Bildiğimiz, geçmişte bu Bakanlıkta tecrübesi olan biri. Yine de yeni bir anlayış görmek istiyoruz. Herşeyi bakan yapacak diye bir şey yok. Bu ülkenin turizmiyle ilgili gerçekleri gösteren kayıtların  Bakanlığın bünyesinde olduğu kesin. Onlara bakarak, bizim yeni bir bakış açısına, yeni ve “cesur” politikalara ihtiyacımız var.

Geçmişten bugüne belli kesimlerin esir aldığı Bakanlığın artık başka türlü düşündüğünü görmek istiyoruz. Öyle örnekler yaşadık ki, siyasetle bu sektörün içinden birileri “gör beni göreyim seni” modunda yürüttüler bu işi.

Geçmiş hükümet bu konuda kararlı görünüyordu ama onlar da bir şey yapamadılar.

Eski teşvik, destek, muafiyet sistemi aynen devam ediyor.

Bu tabuyu yıkmanın zamanı gelmedi mi?

İşte rakamlar ortada. Uygulanan politikalarla desteklenen sistem, artık doyum noktasına ulaşmış.

Dünyada tatilcilerin trendleri değişiyor, beklentileri değişiyor, biz değişmiyoruz…

 

YERİN KULAĞI VAR

ŞİMDİ İCRAAT ZAMANI:

UBP-HP hükümeti Meclisten iki fire ile güvenoyunu da aldı ve artık icraat yapmak için hiçbir bahane kalmadı. Ülkenin çözüm bekleyen onlarca sorunu için kolları sıvama vakti geldi. Özellikle de küçük ortak HP’nin, “icraat yapmamızı engellediler” iddiası da ortadan kalktı. Kimsede bekleyecek hal kalmadı.

 

NASIL OLACAK:

Başbakan Ersin Tatar,  AB içerisinde iki ayrı devlet söylemelerini eleştirenlere, “Kuzey Kıbrıs olarak Avrupa Birliği’ne girelim diyoruz ama Türkiye’den de kopmak istemiyoruz. Çünkü Türkiye bizim mal ve can güvenliğimizi sağlayan ülkedir, bizim anavatanımızdır” açıklamasında bulundu. Keşke bunun nasıl olacağını da açıklayabilse. Mesela AB üyesi olmayan bir ülke, AB üyesi bir ülkenin nasıl garantörü olacak?

 

MALUMUN İLANI:

HP Parti Meclisi üyesi avukat BatuSağlamer, partisine CTP’li Geçitkale Belediye Başkanı Hasan Öztaş’a yanıt verirken, “Türkiye’den gelen onca telkine ve talebe rağmen, bunlara karşı duran ve dörtlü koalisyonu kurmanız için omuz veren Halkın Partisi” diye başlayan bir cümle sarfetti. Gayet manidar bir ifadeydi. Durun bakalım, daha neler duyacağız…

 

YDP’DEN ERHÜRMAN’A DESTEK:

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın, özellikle bu başbakanlığı döneminde son derece düzgün bir profil ortaya koyduğunu söyleyen Erhan Arıklı, önümüzdeki yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erhürman’ın adaylığına “sıcak” bakabileceklerini söyledi. Arıklı bu açıklamasında samimi ise Tufan hoca için ciddi bir destek anlamına geliyor…

 

BU ŞEKİLDE İŞ YAPILAMAZ:

Siyasetçileri suçlarız da, kendimizi hiç suçlamayız. Yeni hükümetle birlikte vatandaş bakanlık kapılarına yığılmış. Başta Başbakan olmak üzere, bu “ziyaretçi” yığılmasıyla, UBP’li bakanlıkların iş yapma imkanı yok. Başbakanlığın kapısında bekleyenlerin sayısının neredeyse bine ulaştığı bilgisi var. Başbakan Ersin Tatar farkını ortaya koysa ve bir genelge ile bu işe bir son verse.

 

BİZDE DE DURUM FARKLI OLMAZ:

Yapılan bir araştırmaya göre, Rum halkının yüzde 60’ı, AB seçimlerinde sandıktan Kıbrıslı Türk Niyazi Kızılyürek’in çıkmasına olumsuz bakıyormuş. Bizde de benzer bir araştırma yapılsa bu oranın daha yüksek çıkma ihitmali var. Zaten 80 bine yakın seçmenden sadece 5 bin kusur kişinin oy kullanması, ankete gerek bırakmıyor.

ZİRVEDEKİLER

Asım Akansoy: “Hani Sarayönü siyaseti derdik ya, onu bile çok arayacağız artık. Gidişat pek çok yönden olumsuzdur ve umut verici değildir. Bu noktada çözümü yüksek sesle savunma haysiyetini sonuna kadar yüreklerinde taşıyanlara büyük görev düşmektedir. Bu bağlamda da her iki taraftaki milliyetçi söylem ve kararların acımasızca ve yüksek sesle eleştirilmesinden başka bir yol, yöntem bizi ayakta tutmayacaktır. Gün idare etme günü değildir”…

DİPTEKİLER

Böyle Yardım Olmaz Olsun: Bir çok yardım kuruluşu var. Özellikle bayram dönemlerinde hepsi faaliyet yapıyor da, baktım sosyal medyada hem halktan yardım çağrısı, hem kendi reklamını yapanlar var. En kötüsü de ellerine birer paket tutuşturulmuş çocukların fotoğraflarıyla beraber. O çocukların arkadaşları var, aileleri var. Onlar buna karar verecek yaşta değiller. Bu teşhir, çocukları koruma kurallarına aykırı olmalı. Biri çıkıp kendilerini uyarmalı…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar