Trabzonspor uçağı, Cumhuriyet Meclisi’ne Kapalı Maraş’ın kaderi ile birlikte, TOMA’sız bir dönemde sağlık reformunu da taşır mı? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Trabzonspor uçağı, Cumhuriyet Meclisi’ne Kapalı Maraş’ın kaderi ile birlikte, TOMA’sız bir dönemde sağlık reformunu da taşır mı?

Evet! Farkındayım. Uzun ve anlamsız bir başlık oldu. Ne var ki kısa kısa konuları içeren bir yazıya da başka türlü bir başlık gitmezdi. Zira şarkılardaki “Potpuri” dedikleri tarzda bir yazı oldu. Hele siz okumaya başlayın demek istediğimi anlayacaksınız…

Trabzon dibi kalay
Trabzonspor’un uçağı havada rota değiştirip Kıbrıs’a, Rodos’a uğramadan direkt Larnaka’ya indi. Hayırlara vesile olsun. Acaba arkası gelecek mi? Apollon takımı da bir Türk uçağını kiralayıp Larnaka’dan direkt Trabzon’a uçabilecek mi? Bununda ardından, Larnaka’dan kalkan uçaklar Türk Hava Sahası’nı kullanabilecek mi? “Ercan” kademe kademe de olsa uluslararası uçuşlara açılabilecek mi? Bence önemli olan budur. Bu da gerçekleşirse konu tatlılaşır. İşte o zaman yaşananın arkasından bir şeyler beklenebilir. Yok sadece bu aşamada kalırsa söylenenler “öküzün altında buzağı aramaktan” öteye gitmez.


Biz Kıbrıslılar Maraş’ı açabilir miyiz?
Maraş’ın bir şekilde eski sahiplerine iadesi gündem de mi? Dışişleri Bakanımız Nami, TC Dışişleri Bakanı ile görüşmeden sonra “Bütünlüklü çözüm öncesi Maraş’ın açılması konusunda bir gelişme olmadığını” açıkladı. Bir gün sonra Cumhurbaşkanlığı eski Temsilcisi, Toparlanıyoruz Hareketi Başkanı Sayın Özersay, kendisinin görev zamanında bu tip bir çalışmayı yaptıklarını bildirdi. Rum basını bu olayı “Nami yalanlarken, Özersay doğruluyor” diye yayınladı. KKTC kamuoyu bu konuda ikiye bölündü . Herkes, fikri dinleniyor hatta soruluyormuş gibi fikir beyan etti. Bence bu olayın da gösterdiği gibi, Kıbrıs problemi görüşmelerinde KKTC grubunun aradan çekilip, Türkiye ile Güney Kıbrıs’ın baş başa bırakmanın zamanı çoktan gelmiştir.

Sağlıkta hareket olacak mı?
Ülkemizde iki bakanlıkta işler daima zordur. Bunlardan biri eğitim diğeri de sağlıktır. Nitekim eğitim bakanlığı eğitim yılının da açılışına gelmesi nedeniyle bir hayli ses veriyor. Sağlık Bakanlığı’ndan ses çıkmadığına bakmayın. Orada ciddi bir hazırlık içinde olunduğu duyumları alınıyor. Aslına bakarsanız sağlıkta bir sistem oturtma adına büyük bir şans yakalanmıştır.
Konuları çok iyi bilen bir Sağlık Bakanı görev başındadır. Hekim ana örgütü Tabipler Birliği’nin başında, şimdiki bakanın başkanlık yaparken beraber çalıştığı bir arkadaşı var. Tıp-İş Başkanı’nın deneyimi de buna eklenince doğrusu ümitlenmemek elde değil. Ha gayret.

Gündelikçi doktor
Ulusal Birlik Partisi iktidarının son zamanlarında ilginç bir uygulama başlatıldı. Hastanelere hekim istihdamında özel bir statü yaratıldı. Şöyle ki yeni hekimler gündelikçi olarak işe başlatılıyor. Yapılan özel mukavelelerle sadece çalıştığı günler için ilgili hekime ödeme yapılıyor. Cumartesi pazar resmi ve dini bayramlarda gündelik verilmiyor. Ek mesai yapıyorsa da saptanan 320 TL’lik ücrete dahil oluyor. Hekimin Sosyal Sigortası, İhtiyat Sandığını ve 320 TL’nin kazanç vergisini, bu paradan kendisinin yatırması isteniyor. Kısacası günlük ortalama 12 saat çalışmasının karşılığında söz konusu hekimlerin eline 200 TL’nin altında para geçiyor. Gündelikçi doktorların bu para karşılığında geçim telaşına düşmeden görev yapmaları bekleniyor. İşin bence en ilginç yanı ise teşkilat yasasında çok sayıda boş kadro varken bunların doldurulması yoluna gidilmeyip, bu garip uygulamanın sürdürülmesidir. Sağlıkta reform yapılma hazırlığındayken bu kadar acayip uygulamanın sürdürülmesini açıkçası yadırgıyorum…

Meclis Başkanı’na açık dilekçe
Sayın Başkan, tütün ve tütün ürünlerinin kapalı alanlarda kullanımını yasaklayan yasaya rağmen, yasayı yapan yüce Meclis çatısı altında bazı vekillerimizin buna uymadığı gözlenmektedir.
Bu tespit sonucunda gerekli uyarıyı yapıp tedbiri alacağınızı, hatta Meclis binasını gaz odası haline getirmeye çalışan vekilleri teşhir edeceğinize güvenim çoktur.
Saygılarımla…

TOMA’da son nokta…
Sonunda Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, “Halkın hassasiyetleri ilgili makamlarca dikkate alınmış ve mutabakatla TOMA ithali iptal edilmiştir” açıklaması ile son noktayı koydu. Kanaatimi sorarsanız hükümet, daha kurulur kurulmaz kucağında bulduğu TOMA KRİZİ’ni “biraz yavaş ama başarılı bir yöntem” uygulayarak istenildiği gibi bitirdi. Ülkemizde “Hatice’ye değil, neticeye bakacaksın” diye bir söz vardır. Netice de ortada… O zaman “Tebrikler Sayın Yorgancıoğlu…”

Ve Şiir:

Her Ne Kadar Basarsa Yüreğimin Okkası…

(Aşağılık Ezikliğe Gerek Yok)
Milena’ya mektuplar yazdı Kafka
Nazım, Münevver’e şiirler…

Ve yıllar sonra bildik ki
Hasretine prangalar eskittiği kadın
Leyla Erbil’iydi Ahmed Arif’in…

Ben ne yaptım peki
Ben
Ve kimler haberdarı oldu
Sana dair kalbimden?

Belli
Yeterince yanmamışım demek ki
Yeterince pişmeyen yerleri kalmış
Fırındaki ekmeğimin…(!)

Oysa ben oysa bendeki şu yürek
Nasıl da hasretindedir yâr
Göz içlerimde kalan
Sen yüklü gözlerinin…

Adalıyım
Avuç içi bir coğrafyada
Dünyadan çok uzağım…

Oysa sevdam
Ne Nazım’dan eksiktir
Ne Arif’ten… Kafka’dan
AŞAĞILIK EZİKLİĞE GEREK YOK!
Ve hatta sana olan bu sevdam
Milena’yla Münevver’den
Arif’in Leyla’sından da daha çok…

Adalıyım
Yaralıyım
Öfkeyim…
Varsın hiç kimseler duymasın gülüm sen duy…
Bil…
Her ne kadar basarsa yüreğimin okkası
Yüreğimde her tartı
Dirhem dirhem sendeyim…

Bülent Fevzioğlu

Anlayamadıklarım
Süper Kupa mücadelesinin 119. dakikasında YAK oyuncusu Serkan Önet, ÇTSK forveti Esin Sonay’a öyle bir girdi ki, bütün stat “penaltı” diye ayağa kalktı. Bu pozisyonu sokakta polis yakalasa “cinayete teşebbüsten” adamı tutuklardı. Olayı bir tek maçın hakemi Fehim Dayı göremedi. Neden göremedi diye sorarsanız: ANLAYAMADIM…

 

Yorumsuz

TERCÜMESİ ;  Bu parktan ve içindeki herkesten  nefret eden Roger Buckleysby'nin anısına .

 

Objektifimden

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar