Tam gün eğitimi konuşmadan… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Tam gün eğitimi konuşmadan…

Barış Uzunahmet

Milli Eğitim Bakanlığı ile sendikalar arasında son günlerde ciddi bir gerilim var. Yeni öğretim yılının sorunlu başlaması muhtemel… Ülkede son günlerde toplumun genelinde öğretmenin mesaisi üzerinden bir tartışmadır uzayıp gider… Tabii her zaman olduğu gibi bu tartışma bilimsel verilerden uzak, maaş ve saat üzerinden yapılıyor. Kimileri dünya ile KKTC’deki öğretmenlerin çalışma saatlerini karşılaştırıyor, kimisi de maaş üzerinden yorum yapıyor. Bu tartışmada verimlilik, iklim, kültür, olanaklar, fırsatlar nedense hiç gündeme gelmiyor. Kimse çalışma saati ile ders saati arasındaki farktan bahsetmiyor.

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Tam gün eğitimi konuşmadan öğretmenin mesaisini konuşmak çok da anlamlı gelmiyor. Bunu biraz açalım ki daha iyi anlaşılsın. İlkokullara bakalım. İlkokulda öğretmenin çalışma saati hafta içerisinde 8.00-12.40 arası yani toplam 22 saat. Haftada bir kez de 14.00-16.00 arası 2 saat. Etti mi size 24 saat.  Yani çalışma saati veya okulda bulunma süresi haftada toplam 24 saat. Yani isteseniz de daha fazla olmaz. İlkokullarda sınıf öğretmenlerinin ortalama haftada 23 ders saati var. Bu çalışma saatleri içinde, “ders saati yoğunluğu” belki de dünyada en üst sıralarda…


Bir de A öğretmen, B öğretmen meselesi var tartışma konusu olan… Yani meslekte 20 yılını dolduranlar B öğretmen, 25 yılını dolduranlar A öğretmen olur. Şu anda bir erkek öğretmen en erken 49-50 yaşında, bir kadın öğretmen de 47-48 yaşında A öğretmen olabilir. Yani emekli olma hakkı elde etmesine 6-7 yıl kala…

Kabul etmek gerekir ki öğretmenlik yıpratıcı bir meslektir. Bir öğretmenden 25 yaşında gösterdiği performansı 50 yaşında da göstermesini beklemek hayaldir, gerçekçi değildir. Geçmiş tecrübeler bize bunu göstermektedir. Elbette istisnalar da vardır.

Örneğin İngiltere’de öğretmenlerin sadece %18’i 50 yaş üzeridir. Halbuki OECD ortalaması %34’tür. İngiltere’de öğretmenlerin ders saatlerinin fazlalığı ve çalışma koşulları öğretmenlerin belli bir yaştan sonra meslekten ayrılmalarına neden oluyor. KKTC’de bir öğretmenin şu anda emekli olabilmesi için 25 yıl fiili hizmet ve 55 yaş zorunluluğu var. 2011’den sonra işe girenlerin emekli olabilme yaşı 60. KKTC’nin her bakımdan yıpratıcı koşullarında 58-59 yaşında bir öğretmenin 25 saat haftada verimli ders yapması pek mümkün olmayacak.

Peki bugün KKTC’deki okullarda A ve B öğretmen statüsünden dolayı sıkıntılar var mı? Var. Ortaöğretimde çok az ders veren öğretmenler var mı? Var. Peki bu sorunların çözümü kökten yasa değişikliği midir? Bir sepetin içindeki yumurtalar arasında kırıklar varsa, kırıkları mı ayırırsınız yoksa bütün sepeti mi atarsınız?

Yasalardaki bu tür değişiklikler istişare ile yapılabilir. Öğretmenin memnun olmadığı, mutsuz olduğu bir yasal değişiklik sonunda “verim” beklemek çok da gerçekçi gelmiyor bana… Bugün eğitimde yığınla sorun varken, öğretmenin çalışma koşulları ve birçok sorun çözüm beklerken, gündemin çok alt basamağındaki sorunlarla boğuşmak zaman harcamaktan başka bir şey değildir.

Ben bu değişiklik talebinin ekonomi kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Verimli bir eğitim kaygısından öte, öğretmen istihdamını azaltarak, bütçede tasarruf yapma amacı taşıdığını düşünüyorum.

Böylesi bir ortamda tam gün eğitimi konuşmak da pek mümkün olmuyor. Çünkü tam gün eğitimde maliyetlerin artacağını düşünürsek, bütçe sıkıntısı yaşayan bir hükümetin “tam gün eğitimi” başat konu olarak ele almasını da beklememek gerekir.

Ben gidişatı pek iyi görmüyorum. Bakanlık ve sendikalar arasındaki bu gerilimin eğitime veya topluma bir faydası olacağını sanmıyorum.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar