Talat: Prestijimiz yerle bir oldu - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
KıbrısManşet

Talat: Prestijimiz yerle bir oldu

Mehmet Ali Talat

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Havadis Web TV’de, Gün Başlarken Programında Damla Dabis’in sorularını yanıtladı. Talat gündeme dair çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.

 

 


HAVADİS ÖZEL

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türkiye ile ilişkilerin giderek kötüleştiğini kaydetti. Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP), Türkiye’nin müdahalesinden umut taşıyarak çeşitli vesilelerle bu müdahaleleri davet ettiğini kaydeden Talat, “doğru olan Türkiye’nin KKTC’nin içlerine karışmasına gerek duymayacak şekilde ilişki içerisinde olmak demektir” ifadelerini kullandı.

Son olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye’nin müdahalelerinin açık ve net şekilde yaşandığını, Ersin Tatar’ın da o şekilde seçildiğini kaydeden Talat, “Bugünkü yaşadığımız kaosların bir numaralı sebeplerinden birisi olan bu arkadaşlar, bu ülkeye bu kaosları yaşatmıştır” dedi.

Başbakanlık ile Cumhurbaşkanlığının ilişkisini de yorumlayan 2. Cumhurbaşkanı Talat, “Size bir görevden alma yazısı gelecek siz o yazıyı değerlendireceksiniz, zaman isteyeceksiniz. ‘Almazsan hepimizi al’ diyerek bir başka yazı gelecek. Ne biçim bir ilişkidir bu ilişki! Hükümeti görevden alacak, hükümetin istifasını kabul edecek. Bir bakanı görevden almak ve bu işi tereyağından kıl çeker gibi çözmek varken neden hükümetin istifasını kabul etti cumhurbaşkanı bunun herhalde ömür boyu öğrenemeyeceğiz” diye konuştu.

Talat, Tatar’ın başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına geçerken bir vekalet vermemesinin de yine bir kaos yarattığını ve neticesinde hükümetsiz birkaç ay süren bir dönem olduğunu söyledi.

Talat, “Cumhurbaşkanının sözcüsü sonradan açıklama yapmış. ‘Savcılıktan görüş alındı, o cumhurbaşkanı seçildiği için artık başbakan gibi davranarak vekalet veremez’ dendi. Biz de zaten Cumhurbaşkanı görevini alamdan yapacaktı neden yapmadı, gerçek niyet neydi? Bunu da ömür boyu öğrenemeyeceğiz” dedi.

“Ortalıkta çok garip bir yapı var” diyen Talat, şöyle konuştu: “Hükümeti düşünün bir başbakan, kendi bakanlarını belirledikten sonra dıştan gelen telkin ile tabi baskının derecesini bilemeyeceğim bakan değiştiren, bakanı görevden almaya çalışırken alamayan, sonrasında hükümetin istifasını veren. Neden istifa ediyorsun ki, ısrar edeceksin. Bakan senin bakanın. Bir bakanı göreve atama talebi yaparsan Cumhurbaşkanı buna ayak koyabilir. Ben de yaptım zamanında, Sayın Akıncı da yaptı ama ben bu bakanı istemiyorum diye gelirse başbakan. ‘Hayır, mecbursun bu bakanla çalışacaksın’ diyemezsin. Normal bir şey değil bu çünkü çalışamıyor.”

 

“Elektrikte çoklu tarifeyi kaldırmak hata”

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, süreç içerisinde hem başbakanın hem de cumhurbaşkanının hataları olduğunu kaydederek elektrikte çoklu tarife uygulamasının kaldırılmasını da bu hatalardan biri olarak değerlendirdi.

Talat, “Sırf çoklu tarifeyi CTP’li hükümet getirdi diye iptal ettiler, başlarına giydiler. Çünkü çoklu tarife elektrik kullanımını dengeleyebilmek için kullanılan bir uygulamaydı. PİK saatlerde fiyatı yüksek tutup, düşük kullanım olan saatlerde de düşük tutarak oraya doğru kaymayı sağlamayı hedefliyordu. Eğer uygulama kullanılmış olsaydı bu son elektrik kesilmesi rezaletlerini belki de yaşamazdık. Eve gidiyorsun, en yoğun saatte ve elektrik kesiliyor. Çünkü herkes o saatte yoğun kullanıyor. Şimdi tekrar getiriyorlarmış. Bu tarifeyi kaldıran Bakanlar Kurulu’nda bir tane düşünebilen adam yok muydu?” diye sordu.

İkinci Cumhurbaşkanı Talat, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Onlarda da var elektrik mühendisi. Kendi elektrik kurumunda müdürlük yapan, önemli görevlerde bulunan kişileri var. Onlara da mı soramazlardı da bize bunu yaşattılar? Yaz ayında da klimalara yüklenilecek aynı sıkıntılar yaşanacak. Bir kişinin de çıkıp, ‘Bunu bir düşünelim’ dememesi bana çok tuhaf geliyor. Bu insanların nasıl bu görevlere geldikleri de bana tuhaf geliyor.”

 “UBP samimi olsaydı herhalde CTP yetkilileri bunu hissedecekti”

 

  1. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, CTP’nin UBP ile hükümet kurmaktan kaçındığı söylemlerini de yorumladı ve UBP’nin bu talebinde samimi olmadığına inanç belirtti.

Talat, “UBP ile hükümet kurduk ama UBP, hükümete gelinceye kadar ayıya ‘dayı’ der, hükümete geldikten sonra ise her türlü engeli çıkarır. Benim dönemimde yaşadığım buydu. Hiçbir iş yaptırmadı. Şu anda CTP’nin de hükümette olma talebi UBP’nin samimi idi bilmiyorum ama samimi olsaydı herhalde CTP yetkilileri bunu hissedecekti” dedi.

 

“Yakında bir hükümet kaosu daha var”

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, yeni bir hükümet krizinin kapıda olduğunu ifade etti. “YDP ve DP şartlar sundu. Ona uyulmazsa ne yapılacak sorusu soruluyor. ‘Eğer bunlara uyulmazsa hükümetten çekiliriz’ diyorlar. Bu demektir ki yakında bir hükümet kaosu daha var” diyen Talat, “Çünkü UBP’nin iş yapacağı yok. Ben hiç inanmıyorum. Hiçbir alanda doğru dürüst bir düzenleme yapılmazken, UBP’nin ‘şunu yapacağız, bunu yapacağız’ demesinin bir anlamı olacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

 

“CTP netleşmemiş bir protokolü imzalamazdı”

Türkiye ile imzalanan protokolün henüz netleşmediğini ve atılan imzanın törensel bir şey olduğunu düşünen Talat, netleşmeyen bir protokolü imzalamanın açık çek vermek gibi bir anlam taşıdığını kaydetti.

Talat, “Eğer hükümette CTP olmuş olsaydı netleşmemiş bir protokolü imzalamazdı, bugüne kadar da hiç imzalamadı” dedi.

 

“Türkiye bastırdıkça bizim Anayasa paspas ediliyor”

Türkiye ile yapılan protokolde yerel yönetimler reformu yani belediyelerin sayının azaltılmasının da yer aldığının söylendiğini belirten Talat, bu konuda Türkiye’den baskı yapıldığına inanç belirtti.

Anaysa’nın paspas edildiğini ifade eden Talat, şunları söyledi: “Anayasa’yı ihlal etme pahasına belediye sayısını azaltma ve seçimleri erteleme gibi bir girişim ortaya konuyor ve ‘Protokolde bu var. Yapmazsak para alamayız’ deniyor. Halbuki şeyden önce haziranda mevcut belediyelerle yapılır ve ardından hemen faaliyete geçersiniz. Mevcut belediyelerin sayısını azaltmak ve yetkilerini yeniden görüşmek üzere özel komiteyi oluşturursunuz, sonrasında çalışmaları başlatırsınız 1-1,5 yıl içerisinde yeni yasayı geçirir ve gelecek seçimleri ona göre yaparsınız. Siz önce yasayı yapıp yetkiniz olmadığı halde seçimi ileri tarihte yaparsanız bir sürü hukuki kaosa da çıkarma ihtimaliniz var. Çünkü bu insanların görev süreleri haziran sonunda bitmiş olur ve sonrasında yetkisi var mıydı şuna buna diye bir sürü tartışmalar çıkacak.

Benim anladığım Türkiye kanadı bu konuda bastırıyor. Onlar bastırdıkça bizim Anayasa paspas ediliyor. Maalesef böyle bir durum var.”

 

Karşılama protokolü

KKTC Başbakanı veya Cumhurbaşkanının Türkiye’de neden mevkidaşları tarafından karşılanmadığı konusunda da yorumda bulunan Mehmet Ali Talat, “Yol geçen hanı gibi durmadan Türkiye’ye giderseniz alt düzeyde karşılanırsınız” dedi.

Talat şunları söyledi:

Türkiye büyük bir ülke KKTC Cumhurbaşkanı Türkiye’ye gittiğinde ya bir bakan karşılar şimdi başbakanlık istemi oldu belki bakanların siyasi kimliği de daha farklı görüldüğü için milletvekili karşılar vs. Cumhurbaşkanı onu Cumhurbaşkanlığında karşılar. Herhalde hiç kimse Cumhurbaşkanının hava alanına gidip de orda karşılamasını beklemez. Büyük ülke. KKTC’ye Türkiye’den Cumhurbaşkanı düzeyinde bir tek T.C. Cumhurbaşkanı gelir o yüzden bizim cumhurbaşkanı ayağının içindedir zaten Ercan’a gider ve karşılar. Burada bence bir şey yoktur. Rahmetli Sayın Denktaş, Dışişleri Bakanı Tansu Çiller’i havaalanında karşıladı. Hatta ben o zaman itiraz etmiştim, gerçi o zaman muhalefetteydik. Bana ‘Buraya günde kaç tane Dışişleri Bakanı geliyor’ dedi. Mesela Türkiye’nin başbakanı buraya geldiğinde bizim cumhurbaşkanı gidip karşılamaz, buranın başbakanı karşılar. Cumhurbaşkanı karşılamaz. Türkiye’de şimdi başbakan kalmadı. Onun yerine Cumhurbaşkanı yardımcısı o makamı doldurdu görülüyor. Başbakan muadili olarak. Kim karşılayacak ki ya vali ya vali yardımcısı veya bakan ya da bir milletvekili. Türkiye’de her ilin bir valisi birçok da vali yardımcısı var. Normalde valinin karşılaması lazım çünkü vali, o ilçede cumhurbaşkanının temsilcisidir. Vali izinde falansa da vali yardımcısı karşılar. Bunlara takılmamak lazım. Durmadan gidip geldiğin bir ülkede seni durmadan birilerinin karşılamasına bakma gibi bir durum da olmuyor.

 

“Yol geçen hanı gibi durmadan Türkiye’ye giderseniz alt düzeyde karşılanırsınız”

 

Siz Bunu rutin hale getirirseniz sayın tatarın yaptığı gibi nerdeyse her etkinliğe giderseniz sizi artık vali yardımcısı muavinleri karşılar doğal olarak. Ne kadar meşgul edeceksiniz insanları karşılama, uğurlama. Gerektiğinde giderseniz farklı bir muamele görürsünüz. Bize yapılan muamele çok üst düzeydi o zaman, bakan karşılardı mesela.  Hatta toplantı yaptığımızda Kıbrıs sorunu ile ilgili ben ıslarla ‘toplantıya ben de katılacağım’ deyip katıldığım vakit mutlaka dışişleri bakanı da katılıyordu. O zaman müzakereler de devam ediyordu. Ben konuyu teknik seviyede de tartışırdım ama o dışişleri bakanı da saygı gereği muhakkak katılırdı. Bunu davranışlarınızla yaratırsınız. Taciz ederseniz onları durmadan oraya git, buraya git, bilmem ne yap sonunda sizi alt düzeyde karşılar ben bunu doğal görüyorum. Yol geçen hanı gibi durmadan gitmenize gerek yok, ihtiyaç olduğunda gideceksiniz.”

 

“Kıbrıs Türk toplumu adına uzun yıllarda kazandığımız prestij yerle bir olmuştur”

  1. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs konusunda da açıklamalarda bulundu. “Uluslararası temsil diye bir şey yok. Bitti” ifadelerini kullanan Talat, “Eğer siz eşit egemenliğiniz kabul edilmeden masaya oturmam derseniz kimse size masa kurmaz, kuramaz. Bizim Kıbrıs Türk toplumu adına uzun yıllarda kazandığımız bu prestij yerle bir olmuştur” dedi.

 

“Türkiye, Sayın Tatar’ı ilk günlerdeki gibi karşılamıyor”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Türkiye’de ilk günkü gibi karşılanmadığını kaydeden Talat, “bunun nedeni ise Sayın Tatar, bu siyaseti, bu politikası ile bizi uluslararası alanda herhangi bir noktaya taşıyabilecek durumda değil. Türkiye ise içerisinde yaşadığı sıkıntılar nedeni ile batıya bir miktar daha yaklaşma ihtiyacı hissediyor” dedi.

 

“Annan Planı’ndaki tavrımız nedeni ile esas kazanımı Türkiye elde etti”

Kıbrıslı Türklerin Annan Planı’ndaki tavrından Türkiye’nin büyük kazanım elde ettiğini belirten Talat, devamında şöyle konuştu: “İyi saatte olsun Abdullah Gül, Sayın Tayyip Erdoğan’ın da önünde ki o zaman başbakandı, o dönemdeki Dışişleri bakanının da önünde; ‘Kıbrıslı Türkler olarak Annan Planı’na evet demekle Türkiye’nin bugüne kadar size verdiklerini ödediniz’ dedi.

Türkiye, yılda doğrudan yatırım olarak 3-3,5 milyar dolar yatırım alırken bugün 35 milyar dolara çıktı. Türkiye’nin AB perspektifine en güçlü desteği veren ve onu görünür kılan Annan Planı Referandumu idi. Annan Planı Referandumu sayesinde AB’nin Kıbrıslı Türkleri taktir etmesi, BM Genel Sekreteri’nin Kofi Annan’ın 2004’ün temmuz ayında Güvenlik Konseyi’ne sunduğu raporda açıkça, isim vererek, Talat’a, Tayyip Erdoğan’a teşekkür etmesi.  Türkiye’nin prestijini uçurdu. Türkiye, 1954 yılından beri ilk defa o yıllarda BM Güvenlik Konseyi’nin geçici üyeliğine seçildi. Sonra bir daha tekrarlandı ama bundan sonra olmaz. Bizim çözüm yanlısı tutumumuz ekonomik olarak Türkiye’ye bize kazanımlar sağladı.  2010’a kadar da kesintisiz bir şekilde çözüm için çaba ortaya koyduk. Bundan dolayı dünyada büyük prestij kazandık. Sonra Derviş Eroğlu geldi, o dönemde ciddi bir durgunluk yaşadık ama bugünkü kadar değil.

 

“Sayın Tatar’a değil, onu buraya getirenlere kızıyorum”

Polemik yaratmak istemiyorum. Ama bir kere ben Crans Montana sürecinden sonra orada Anastasiadis’in Türkiye Dışişleri Bakanını kandırması, onun kulağına ‘seçimler bitsin, iki devletli çözümü görüşmeye hazır olacağım’ demesi, Türkiye’nin istediği bir gözken ona bir çift göz hediye etmiş olması, o dönemde Sayın Akıncı’nın Türkiye’yi mekik diplomasisi kullanarak; ‘inanmayın buna! Bu yalan söylüyor. İlk defa yapmadı bunu. Geçmişte Rum siyasetçiler bunu çok yaptı. Klerides bile yaptı. Bir dönem şahin bir dönem güvercin oldu. Çok normaldir onlar için bu’… Türkiye’ye bunu anlatıp Türkiye’nin siyasetini değiştirmesini engellemesi gerekiyordu bana göre. Bunu defalarca dile getirdim, çok eleştiri, çok saldırı aldım. Ama dediklerimin ne kadar doğru olduğu bugün ortaya çıktı. Bunun yerine Türkiye ile kavga edip, hiçbir diyalog kurmadan inatlaşıp, kavga ederek, çok büyük mücadele ortaya koyarak, sonuçta da Türkiye’nin politikalarını daha da ekstirim hale gelmesini sağlayarak bu süreci böyle gümbür gümbür çökmesine neden oldu. Türkiye ile kavganın oy getireceğini düşündü ama doğru olan bu değildi. Doğru olan cumhurbaşkanının kucaklaması, ikna etmesi, herkesi, Rum tarafını da ikna edecek. Ama ne bileyim Eoka’nın kuruluşunun Rum okullarında okutulması nedeni ile aylarca görüşmeden kaçma gibi, öfkeli, hiddetli, iknadan uzak, tepkili günler yaşadık ve sonuçta bu süreç Tatar’ı Cumhurbaşkanı yaptı. Ben sayın Tatar’a değil, onu buraya getirenlere, buraya getirmeyi sağlayanlara kızıyorum.

 

“Madem cumhurbaşkanısınız tahammülünüz geniş olacak”

 

Sayın Tatar’ın şimdi yazılıp çizilenlere tahammülü olmadığını da görüyoruz, eskiden böyle değildi. İnsanlarla polemiğe girmesi vs. Belki eskiden eleştirilmezdi bu kadar şimdi cumhurbaşkanı pozisyonuna geldiği için daha fazla eleştiriliyor, belki bundan rahatsız oluyor ama doğru değil tabi. Fakat bunu göze alması lazımdır. Ben de çözüm istemeyenler tarafından felaket bir şekilde eleştiriliyordum. Ne hainliğim kaldı ne de bir şey. O göreve geldiniz madem ki tahammülünüz geniş olacak. Soğukkanlı olacaksınız.”

 

“Çare; bu adamları seçmemek”

  1. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, çarenin seçim olduğunu söyledi.

“Çare bu adamları seçmemek” diyen Talat, “Eğer siz bir hükümetle yönetiliyorsanız ve bu hükümet kötü bir hükümetse, cumhurbaşkanı yetersiz veya kötü ise bunun sorumlusu sizsiniz halk olarak ve diğer siyasi partilerdir. Burada yapılması gereken halkla diyaloğu arttırarak, vatandaşa dokunmak ve onların desteğini aramak gerekir. Bunu yapacak olan da CTP’dir. Başka bir parti yoktur” diye konuştu.

Önümüzdeki süreçte CTP’ye çok büyük görev düştüğüne değinen Talat, bu sürecin de çok kısa olduğunu, yeni bir erken genel seçimin kapıda olduğunu söyledi.

Talat şöyle konuştu: “Bu süreç için 5 yıl sonrasını kastetmiyorum. Yakında bir hükümet krizi var. Bu krizin arkasından da yenden bir erken seçim gündeme gelecektir o nedenle CTP’nin ve parti kadrolarının hazır olması gerekmektedir. Sakın 4-3-5 seneyi beklemesin kimse, o kadar zaman almayacak. Zaten yerel seçimler var. Yerel seçimlerin arkasından ben bir erken genel seçim bekliyorum. Yapılan açıklamalar da öyledir. Hükümetin ilk günden muhtıralara boğulması bunun göstergedir.”

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar