Aktif siyaset yaşamımın 30. Yılına girdim. Siyasi hayatım boyunca inişler çıkışlar yaşadım. İnandığım doğrulardan şaşmadım. Yanlışlarımdan utanmadım aksine insan olduğumu hatırladım.
Devletimize bütün gücümle sarıldım. Türkiye ile el ele yürümemiz gerektiğine hep inandım. Kendi demokrasimizin gelişmesi için kendimce doğruları savundum, olumlu katkılarda bulundum.
Çok iftiralara uğradım güldüm geçtim. Çok ihanete uğradım bükülmedim. Üstlendiğim her görevi layıkıyla yerine getirmeye çalıştım suçlanmaktan korkmadım.
Halkımızın beklentilerini karşılamak adına adım atarken yanlış yapmaktan çekinmedim.
İcraat yaparken, kimisi övdü, kimisi sövdü, ne övene ne sövene kulak asmadım.
Son 3 yıldır Maliye Bakanlığı görevini yürütmekteydim. 2016 Nisan sonunda Birikim Özgür’den görevi devraldığımda o ayın maaşları 2 taksitle ödenmişti. Bütçe açığımız için Türkiye’den verilen katkı 145 milyon idi. 2016 bütçesine Türkiye’den verilen bağış ve yardımlar toplamı ise 726 milyon ve bu rakamın toplam gelirler içerisindeki payı %17.26 idi. Bütçe büyüklüğü 4.515 milyon TUFE %10.68 idi.
Dönemin Maliye Bakanı’nın öngörüsüne göre 2016 yılı 663 milyon açıkla kapanacaktı.
Nisan ayı sonunda devraldığımız 2016 bütçesini yıl sonu itibarı ile ve tüm ödemeleri düzene sokarak 20.8 artı ile kapattık.
2017 yılı bütçesi 5 milyar büyüklüğünde ve tarihte ilk kez denk bütçe olarak hazırlanmış ve Meclise sunulmuştur. 2017 yılında Türkiye Cumhuriyeti yardım kredilerinin toplamı 930 milyon ile ve gelirler içerisindeki payı %18 olarak desteklenmiştir. 2017 yılını 106 milyon artı ile kapattık. Ancak ortağımızın baskın erken seçim kararı ile maalesef artı bütçe olarak sunmayı planladığımız 2018 yılı bütçesi Kasım 2017 yerine Nisan 2018 yılında 5,815 milyon olarak ve 543 milyon açıkla meclise sunulabilmiştir. 2018 yılının ilk yarısında 387 milyon, son gününde ise 100 milyon daha aktarılmak sureti ile toplam 487 milyonluk TC katkısının toplam gelirlerimiz içerisindeki payı ise %8.79’a düşmüş oldu.
2018 yılı cari bütçe açığı için 100 milyon TL öngörülmüştü ancak cari bütçeye katkı yapılamadı.
Yani bir diğer deyişle 2016 Nisan-2018 Haziran ayına kadar bütçe disiplini tam anlamı ile uygulanmış ve başarılı olmuştur.
Benden önceki Maliye Bakanı’nın bir yazısında da işaret ettiği Bütçe Disiplini 2018 Haziranından itibaren bozulmuş ve bu nedenle Mali disiplinde de sapmalar olmuştur. 2018 için hazırlamış olduğumuz bütçede hangi giderlerin hangi gelirler ile ödeneceği tek tek belirtilmiştir. Bir anda Türkiye’de oluşan seçimler, sistem değişikliği, döviz krizi ve doğal afetlerin ortaya çıkardığı sorunlar sonrasında benden önceki Maliye Bakanı görevde olsaydı her halde, askerimize, çiftçimize, işçimize, emeklimizi, memurumuza bütçe disiplinini işaret ederek Mali Disiplini bozmamak adına ödeme yapmaktan geri duracaktı.
Ben öyle yapmadım. Öngörülen dış yardımın gelmemesi nedeniyle Bütçe Disiplininin bozulacağı uyarısını yaptım ancak çektiğimiz sıkıntıları insanımıza olabildiğince yansıtmadan 2018 yılının 543 milyon açıkla kapatacağı öngörüsüne rağmen 2018 yılını, öngörülmeyen ödemelerin yerel gelirlerimizde yarattığı olumsuzluğa rağmen 50.1 milyon bütçe fazlası ile kapatmış olduk.
İki ayda bir eşel-mobil uygulaması benden önce ve yine imzalanan bir protokole bağlı olarak kaldırılmış ve onun yerine Hayat Pahalılığının 6 ayda bir maaşlara yansıtılması uygulamasına yasal düzenleme yapılarak başlanmıştır.
2016 yılında %10.19 olarak sonuçlanan TUFE, 2017’de 14.68, 2018 de ise 29.98 olarak gerçekleşmiştir. Şimdi eski bakan beni 2018 yılında bizden kaynaklanmayan Hayat Pahalılığı artışını vermekle ve bu yüzden 2019 yılı açığını 1,326 milyon açıkla hazırlamış olmakla suçluyor. Yani kendisi görevde olsaydı Hayat Pahalılığını ödemeyecek ve dolayısı ile bütçe açığını bu rakamlara çıkarttırmayacaktı.
2019 yılı bütçesi 7 milyar 731 milyondur. Ortaya çıkan açık (yerel 850 milyon) Ocak ayı maaşlarına yansımış olan geçmiş yıl Hayat Pahalılığı nedeniyledir. Türkiye’den öngörülen Bütçe yardımı düzgün olarak gelse 2019 yılı sonu itibarı ile yine denk bütçeyi yakalamayı hedeflemekteydik. Ancak hükümetin bozulması ile birlikte bu hedefe ulaşmanın biraz daha zor olması ihtimal dahilindedir. 2019 Mayıs ayı itibarı ile Toplam gelirlerin içerisinde TC payı %0’dır.
Bu 3 yıl içerisinde 2016 yılında bütçede öngörülen yerel yatırım miktarı 69 milyon iken 2019 yılı için öngördüğümüz yerel yatırım miktarı 180 milyona çıkarılmıştır. Kendi dönemimde yani 2017-18 ve 19’da bu rakam sırasıyla 125 milyon – 164 milyon – ve bu yıl 180 milyon olarak belirlenmiştir.
Yani kendi iç yapımızdan kaynaklanmayan nedenlerden ve Kuraklık, sel zararları gibi unsurlardan ortaya çıkan zorluklara ve üstelik hem muhalefetten, hem hükümet içerisinden oluşturulan zorluklara rağmen 3 yıl boyunca verdiğimiz uğraş belli ki bazılarında şikayet ‘Birikim’ine neden olmuş.
Ben muhasebeci değilim. Devleti iyi tanırım, zorluklar içinde görev yapmaya alışkınım. Hiçbir engeli mazeret kabul etmem gereğini yaparım.
2018 ve 2019 yıllarının zor geçeceğini 2017 Eylülünde de seslendirmiştim. Yarattırılan siyasi istikrarsızlık nedeni ile maalesef 2020 ve 21 yılları da zor yıllar olmaya adaydır. Aniden oluk oluk para akmaya başlarsa elbette bu zorluklar hafifleyebilir.
Bazıları bana güvenmenin hata olduğunu belirtse de, ben bu üç yıl boyunca sözüme güvenen işçisinden, emekçisine, çiftçisinden, turizmcisine tüm sektörlere ve vatandaşlarımıza teşekkür ederim.
Sendikalar, sivil toplum örgütleri verdiğim sözlerin yerine geleceğine güvenerek çok sorun yaratmadığı için siyaseten uyuşmasak da o güvenleri için kendilerine teşekkür ederim.
Son bir ay içerisinde bazı kesimlere verdiğim sözleri yerine getirememiş olduğum için üzgünüm. Ancak yapabildiğim bu kadar oldu onlarında anlayışlarına teşekkür ederim.
GÜVEN, yıllar içerisinde icraatlarınızla, sözünüzle, duruşunuzla oluşan bir olgudur. Tecrübe, BİRİKİM, siz söylediniz diye oluşmaz. Sempati babalarımızdan, Atalarımızdan size de bulaşabilir.
Ancak GÜVEN sizin kendi uğraşınızla elde edilir.
Tüm görevim boyunca bana güvenen herkese teşekkür ederim.
