Su konusunda harcanan bunca zamandan sonra halâ susuzluktan kırılan halka bir an önce suyu ulaştırmak gailesi olmayan çoğu belediyeler, halk nezdinde çok kötü bir sınav geçirmekte olduklarından acaba farkındalar mı? Sanmıyorum, çünkü görevleri olan hizmet etmek yarışında olurlardı. Kentlerde verilen hizmetler ortadadır. Çöp toplamanın büyük bir başarı olarak görüldüğü çoğu kentlerde, çöpe ilave beledî hizmetleri yapanlar parmakla sayılacak kadar azdır. Yazıyı yazdığım Cuma günü, Havadis gazetesi manşetinde Su’yun bitişiğindeki Geçitköy’de bile bir haftadan beri çeşmelerden suların akmadığı ve sorunun da çözülmediğini okuduğumda sözün bittiği yerde olduğumuzu anlıyoruz. Gerek Hükümetin gerekse ilgili belediyelerin halâ suyun verilmesi için niçin beklediğini anlamak mümkün değildir.
Dün Gönyeli Belediye Başkanı’nın acilen suyun hemen halka verilmesi gereğini ve suların Belediye depolarına akıtılması talebini gördüğümde, bunca zamandan sonra bu sonuca ulaşılmasına çok memnun oldum. Hükümete ‘Bırakın hesabı kitabı suyu verin’ çağrısı yapması, eminim halkın çoğunun yüreğine su serpti. Sonunda Doğruya ulaşmanın geç de olsa memnuniyet getirdiği de bir gerçektir. Gönyeli Belediyesi esasen en iyi hizmet veren birkaç belediyelerden biridir. Mağusa Belediyesinin olumlu kararından sonra Gönyeli belediye başkanının açıklaması belki diğer belediyeleri de harekete geçirir.
Millet bir taraftan susuzluktan kırılırken, tüm belediyeler en son ağız birliği yapmışçasına ücret, ücret diye verilecek su’yun ücretini öne sürmeleri ve (4 TL , 5 TL tonu gibi) tahminlerle ücret belirlenmesini beklediklerini açıklayarak suyun tankerlerle mahalle aralarında 12-15 TL tonundan halka su satıldığını görmezden gelmektedirler. Halka hizmetten çok, belediye ne kadar kâr edecek onun derdine düşülmesi cidden çok üzüntü verici bir durumdur.
Dün en nihayet Gönyeli Belediye Başkanı Benli, belediyelere verilecek suyun fiyatını açıkladı ve ‘55kuruşa belediye depolarına düşecek’ dedi. Diğer elektrik vb giderler eklendiğinde 1.10 kuruş. Herhalde şimdi bu ucuz ücret açıklanınca diğer belediyeler de faaliyete geçerek suyun halka ulaştırılması için gereğini yaparlar ve başka gerekçeler sıralanmaz. Üstelik susuzluktan kavrulan bir ülkede.. Yaşamak için vazgeçilmez bir nimetin hala halka ulaştırılmasında ayak sürümenin asla gerekçesi olamaz. Hangi düşünce ile olursa olsun halka çektirilen eziyetin bir an önce ortadan kaldırılması için tüm yetkililerin başta Hükümet ve belediyeler olmak üzere görevini yapması bekleniyor. Yetkililer biraz halkın arasına karışsınlar neler çekiyor insanlar ve neler söylüyor kulak verilsin lütfen. Demokrasi halk iradesi ise halkın ihtiyaçlarına ve istençlerine cevap verilmesi gerekir. İcraat yerine bir konuşmalar zinciridir gidiyor. Halbuki İcraatlar konuşsa, daha iyi olacak.
2- Bu gün bir ara Girne’ye gittik, Lefkoşa’ya dönerken Zeytinlik(Templos) köyü insanlarının ellerinde pankartlarla döner kavşakta, bölgelerinde yüksek yapılaşmaya karşı protestolarını görünce keşke her bölge bu örnek halk gibi bölgesine, dolayısıyla ülkesine sahip çıksa diye takdir ettim. Ve keşke Girne halkı da 10 kat binalara karşı aynı duyarlılığı gösterebilse idi diye düşündüm.
Maalesef rant uğruna gerek zamanın Bakanlar Kurul’ları, gerekse teknik daireler ve ilgili yetkililerin kararlarıyla Kuzeyin incisi Girne felaket şehir haline gelmektedir. Girne’nin bu hale gelmesine neden olanlar işledikleri bu günahları gelecek nesillere çektirecekleri eziyet ve çirkinlikleri aktarırken yüz defa düşünmeleri gerekirdi. Kaldı ki halktan oldukça gizlenerek yürütülen bu planlama için konu, kararlar ve izinler alındıktan sonra su yüzüne çıkmıştır.
Halkla Tartışılmamıştır. Halbuki her konu aylarca yıllarca tartıştırılır da böyle bir önemli konu Girne’nin geleceği, öncelikle yaşayacak olan halk ve sivil toplum örgütleri ile ve yerli ve yabancı uzmanlarla tartışılmamıştır.
Girne’de yaşanan bu felakete, halkın da Zeytinlik’liler kadar sahip çıkmaması çok üzücü sonuçlar yaratacaktır. Şimdiden, daha inşaatlar bitmeden Girne giriş kavşağından yeni Liman Yoluna gidiş ve dönüş insanlara bir işkenceye dönüşmüştür. Bir de bütün bu inşaatlar bittikten sonra yüzlerce binlerce insanın bölgeye iskân edildikten sonraki halini düşündükçe durumun vehameti ortaya çıkıyor. Üstelik Liman’a ve Girne doğusundaki tüm bölgelere gidecek başka bir yol da yok. Şehircilerin de hiçbir itirazı duyulmadı maalesef. Bu konuda çeşitli vesilelerle ve izin başvurularının oldukça çoğaldığı haberleri ile inşaatların mantar gibi su yüzüne çıktığı günlerde de Temmuz 2015’de yazim olmuştu.
İnşaatların yapıldıktan sonra bölge alt yapı ve kanalizasyon ihtiyaçları, park yerleri, yollar, inşaatlar arası mesafelerin ve nefes almak için yeşil alanlarının olmaması başlı başına bir sorundur. Çıkacak Sorunları saymaya devam edersek sık sık ve yan yana istiflenecek binaların yaşanabilecek mekânlar olarak zorlukları, dezavantajları ve kent halkına yaşatılacak trafik sorunları zaman kaybı, keşmekeş ve Girne’yi heyulaya çevirecek bu planlamaya tepkiler, yaşandıkça daha da artacaktır. Hiç olmazsa izinler verilirken mesafelerin uzak tutulmasına özen gösterilse idi.
Bu kararlar alınırken ve izinler verilirken bütün bu meydana gelebilecek felaketi görmemek mümkün değildir. Ancak her şey bir yana, Rant galip çıkmıştır.
Bu gün Anneler günü. Tüm annelerin gününü kutlarken karşılık beklemeyen sevginin, emeğin ve fedakârlığın simgesi olan tüm annelere sevgi ve saygılar.
