SORUMLULUKTAN SIYRILAMAZSINIZ… BİR ÖNCEKİ HÜKÜMET DE UBP DEĞİL MİYDİ? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Pazar, Nisan 28, 2024
Köşe Yazarları

SORUMLULUKTAN SIYRILAMAZSINIZ… BİR ÖNCEKİ HÜKÜMET DE UBP DEĞİL MİYDİ?

Mehmet MoreketMehmet Moreket

UBP’de başkan değişti, hükümette bir iki bakan değişti, hooop bir de baktık ki, bütün suçlar bir öncekine yüklenmeye başladı…

 


E, ne yapacaklar, kendilerini ayıracaklar, farklı gösterecekler ki, oy istesinler.

 

Tamamıyla bir algı operasyonu…

 

Düşünün, YÖK karar almış, Kıbrıslı Türk öğrenciler GCE A Level puanıyla, yabancı kontenjanından Türkiye’deki üniversitelere giremeyecek.

 

Bu karar çıkalı neredeyse bir ay oluyor.

 

Başbakan, dün çıktığı tv programında kendisine bu durum sorulduğunda bilgi sahibi oluyor. Akıl almaz.

 

Eğitim Bakanı dün de aynı Bakan, bugün de. Kendisinin o günden bu yana girişim yaptığını, ama sonuç alamadığını açıklıyor. Türkiye Eğitim Bakanı ile bizzat görüşmüş, Elçilik’le görüşmüş, YÖK’e iletmiş, yine de umudu var, değişeceğini iddia ediyor.

 

Memleket kaynıyor, çocuklarını sırf bunun için GCE sınıflarına koyan veliler isyanda, Başbakan yeni duyuyor. Ama o Başbakan, nurlu ufuklar vaat ediyor hepimize….

 

Acizliğe bakar mısınız? Kimi kime şikayet edeceksin? “Rumlara akaryakıt vermeyin” ricasından daha büyük bir gaf. Yönetmeye geldiği ülkenin temel sorunlarından habersiz…

 

Ekonomi Bakanı, son iki yılda doğrudan batırılan Kıb-Tek’in sorumluluğunu kendinden önceki UBP hükümetlerine atıyor… Kolayca, rahatça…

 

Başbakan ha keza. “Kurumlara zarar verenin yanına kar kalmamalı” diyebiliyor. Sanki hiç hesap soran ya da veren olmuş gibi. Akaryakıt sorunu geçmiş hükümet döneminde çözülmeliydi” diyerek, suçu  önceki UBP hükümetlerine atıyor. Dün Meclis’te hatasını fark etmiş olmalı ki bu defa çark edip, CTP’yi suçlamaya kalkıyor. Algı yaratacak ya…

 

Yahu kardeşim, siz kendi partinizin hükümetlerinin tüm icraatlarından doğrudan sorumlusunuz.

Birbirinizle kavgalı olabilirsiniz, ama bize şimdi bunu sanki muhalefet yaparmış gibi yutturamazsınız.

 

Parti Meclisi’nde ne yapardınız? Bu konuları hiç mi konuşmazdınız? Madem Kıb-Tek’in durumu bu kadar kritikti, siz seyir mi ettiniz? “Batsın bu Saner hükümeti de kurultayda kazanalım” hesabında mıydınız?

 

Daha düne kadar Ekonomi Bakanı olan, UBP büyük ortaklığında hükümet eden Erhan Arıklı da aynı. İhalesiz akaryakıt getirmenin derdine düştüğünden ya da Kıb-Tek’e doldurduğu adamlardan, yapmadığı tahsilatlardan hiç bahsetmiyor, kendi ortağına “bana iş yaptırmadılar” diye saldırıyor şimdi.  4 defa zam teklifi getirmiş, reddedilmiş. 10 tane ayrı önerisi varmış, hiçbiri kabul edilmemiş. O da alkış bekliyor galiba.

 

Kendi partilerinin hükümetlerini ya da ortaklarını yerin dibine sokarak, suçu onlara atarak pir ü pak seçime gideceklerini sanırlar. Böyle ayıp, böyle mantıksız bir şey olabilir mi?

 

Her bir UBP hükümetini ayrı bir siyasi parti olarak mı değerlendirelim? Ya da her bir bakanı, ayrı bir ideoloji olarak mı?

 

Komik oluyorsunuz. Rezil oluyorsunuz. Bugün bu ülkede nerede ne iflas yaşanıyorsa, hepsinin kamburuna ortaksınız.

 

Ama bu tartışmalar bir bakıma da çok iyi oluyor. Kötü yönetimin sırları bir bir ortaya dökülüyor.

Bugün bunlar gitsin, arkadan gelecek olanlar da bunları suçlayacak. Ama ülkede taş üstüne taş konmayacak. Öyle bir gaile yok ki…

 

 

YERİN KULAĞI VAR

PAHALILIĞI HİÇ BU KADAR HİSSETMEDİK:

Bundan önce de defalarca döviz krizi yaşadık, ama kabul edin pahalılığı hiç bu kadar hissetmedik. Bırakın Demirel, Ecevit, Çiller ve diğer hükümetleri, iki aya kalmaz enflasyondan doğan zararı KKTC’ye gönderirdi. Bunu geçtim. Fiyat İstikrar Fonu vardı. Zamları halkın hissetmemesi için sübvansiyon yapardı. Sonra, gümrükler indirilir, en azından temel gıda maddeleri ve hammaddeler için KDV’ler indirilirdi, fiyatlar sabit tutulurdu. 4’lü hükümetin de 2018 krizinde yaptıkları buydu. Şimdi FİF’in içi boşaltılmış, devletin kasası KDV gelirinden feragat edemeyecek kadar perişan. Kimin kabahati?

 

İDEOLOJİLERİNE UYMAZMIŞ:

Arıklı Mal Tazmin Komisyonu olayından bahsediyor, zamanında Türkiye’nin “tazminatın yüzde 80’ini ben ödeyim, yüzde 20’sini mal sahibi ödesin” dediğini söylüyor. CTP Başkanı Erhürman, kendilerinin de Türkiye ile görüştüklerini, satış sırasında Fon için bir pay alınması formülü getirdiklerini anlatıyor. UBP ise “Bizim ideolojimize uymaz” diye reddetmiş, kimseyle görüşmemiş bile. Alın size AİHM’in hukuk içine aldığı tek kurumumuzun neden çalışmadığının kanıtı. İş yapıp da birilerini mi kızdırsınlar, ne lüzum var. Mal Tazmin Komisyonu da nedir? Zaten zamanında Anayasa Mahkemesi’ne götürmemişler miydi? Sonra da avaz avaz bağırırlar, mal, toprak, vatan. Haydi oradan…

 

ALLAH SİZİ BİLDİĞİ GİBİ YAPSIN:

Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal sosyal medyada yaptığı paylaşımında, “Meclis gündemindeki tasarı ile %10’luk indirim kaldırılıyor, matrah dilimleri ile vergi oranları yükseltiliyor. Ücretlinin vergi yükü böylelikle artırılıyor. Özellikle hayat pahalılığının yönetilemez şekilde ücretli kesimin canını acıttığı bir dönemde çok yanlış bir uygulama” olarak değerlendirdi. Kısacası önümüzdeki yıl zengin daha zengin, çalışan daha fakir olacak…

 

“HİSSETTİRMEDEN VE AZAR AZAR”: 

Ülkede zamlanmayan ürün kalmadı, hem de öyle böyle zamlar değil, vatandaşı canından bezdirecek cinsten. Başbakan Sucuoğlu da bunu görmüş olacak ki bundan sonra yapılacak zamları “hissettirmeden ve azar azar” yapılacağını söylüyor. Örneğin yakında zamlanacak elektrik zammı için katıldığı bir programda, “azar azar hissettirmeden şey yapmak lazım” diyor. Hep beraber delirdik ya, hissetmeyeceğiz.

 

REKOR DP’DE:

23 Ocak seçimlerine az bir süre kala partilerde kimlerin hangi sıradan aday olacakları da kesinleşiyor.  Bazı partiler aday sıkıntısı yaşarken adaylık için en çok başvuru, 10 kontenjan adayı ve 87 aday adayı ile Demokrat Parti’ye oldu. UBP’de 81 başvuru 10 kontenjan. YDP’de 10 kontenjan adayı ve 69 başvuru, HP’de 10 kişilik kontenjan hariç 50 başvuru yapıldı. CTP’de ise 48 aday adayı ve 7 de kontenjan adayı bulunuyor. Partilerin 50 kişilik listeleri yarın ve Pazar gün yapılacak aday belirleme ve sıralama seçimi ile netleşmiş olacak…

 

ADİL MİDİR?:

Dünyadan haberi olmayan Başbakan, Kalkınma Bankası’nın başındaki Tosunuoğlu’nun kur sabitleme fikrine nasıl bakar acaba? Böyle bir kararı bir devlet bankası kendi kendine verebilir mi? Haydi verdi diyelim, ya diğerleri ne olacak? Hükümetin başı böyle bir uygulamayı halka nasıl anlatır? Adaletten, şundan bundan nasıl bahsedecek? “Canım boş verin şimdi, biz geçici hükümetiz, iş yaparsak hata yaparız. Birini sevindirirken, birini üzeriz. Oturalım oturduğumuz yerde, şunun şurasında ne kaldı ki”… Bu mudur?

 

ARTIK AB VE BM DÜŞÜNSÜN:

Sayısını onun bile bilmediği bilmem kaç dernek ve hareketin kurucu ve başkanlığını yapan Hasan Yılmaz Işık, “Temel İnsan Hakları kapsamında Kıbrıs Türkü’nün bağımsızlığına saygı göstermeleri ve kabul etmeleri için derneğimiz BM ve AB’ye 22 Haziran’a kadar süre tanımaktadır” dedi. Bu ültimatomdan sonra artık BM ve AB düşünsün ya bağımsızlığımızı kabul ederler ya da gerisini artık onlar düşünsünler, 7 ay sonra olacaklardan Yılmaz Işık sorumlu olmayacak…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar