SORULAR BELLİ, YANITLAR MEÇHUL… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

SORULAR BELLİ, YANITLAR MEÇHUL…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Yazımı yazarken, ilk kez 2020 tarihini kullandım. Bugün yeni yılın ilk günü. Herkesin gönlünden geçene kavuştuğu bir yıl olmasını dilerim. Dünyaya daha az savaş, daha az delilik gelsin…

Dün Havadis’i izleyenler okumuştur. İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times, dünyada 2020’de yanıtı en çok beklenen 4 soruyu ve kendine göre yanıtlarını yayınladı.


İran’la Savaş çıkacak mı? FT, Hayır diyor, seçim öncesi Trump’ın yeni bir maceraya girmeyeceği, dünya liderlerinin de yeni bir savaş istemediği yorumunu yapıyor.

ABD ekonomisinin durgunluğa girip girmeyeceği sorusuna da yanıt, Hayır. Şirketler küçülse de, düşük gelirliler için yeni iş sahaları yaratılıyormuş. Bu da büyümenin devam edeceğinin göstergesiymiş.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un, AB ile ticaret anlaşması imzalayıp imzalamayacağı da merak ediliyor. Brexit kesinleştikten sonra, her iki tarafın da çıkarı, kotaların, vergilerin sıfırlanacağı karşılıklı bir ticaret anlaşması. Bu olasılığın gerçekleşeceği öngörülüyor.

Bir azınlık hükümetinin Başbakanı olan Merkel’in SDP ile başı dertte. Koalisyon çökecek mi sorusunun yanıtı, FT’a göre Evet, ancak Sosyal Demokratların yeni bir seçimi göze alamayacakları da hesaba katılıyor.

Şimdi bunları okuyunca, dünyada toplu iğne başı kadar yer kaplayan bu küçücük ada yarısından, kendi beklentilerimizi düşündüm. Tabii sadece bizden değil, kaderimizin bire bir etkilendiği Türkiye ile birlikte…

Öncelik, sallandığı kesin olan hükümetin kaderinde. Bence en azından cumhurbaşkanlığı seçimine kadar düşmez, düşemez. Aday çıkacak koalisyon ortakları, böyle bir riski göze alamazlar. Ne sorun olursa olsun, öteleyecekler. Bu da bizim için harcanacak zaman olacak. Hükümetin kurulup bozulması ise, daha uzun bir kayba neden olacak, orası kesin.

Erken seçim beklentisi için de aynı şey geçerli. Koalisyon ortakları her ikisi de aday gibi. Seçim olacaksa da Nisan sonrasına kalacak. Aksi takdirde, milletvekili adayı da çıkamayacaklar ki, bu riski hiç göze alamazlar.

“Cumhurbaşkanlığı seçimini kim kazanacak” sorusu, şu anda hükümetten daha önemli… Benim buna şimdilik yanıt vermem olanaksız. Zaten bu belirsizlik yüzünden en çok merak edilen konu bu. Bana göre kesin olan tek belirleyici unsur, Kudret Özersay ve Serdar Denktaş’ın aday olmalarıdır. Bu durum, tüm hesapların yeniden gözden geçirilmesini gerektirecek.

Bunlara ekleyebileceklerim şunlar; mesela yıllar yılı enayi gibi beklediğimiz Genel Sağlık Sigortası’nın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği; en azından bir tane yeni okul yapılıp yapılmayacağı; eğitim strateji toplantılarının sonuçlarının uygulamaya konup konmayacağı; bütçe açığıyla başlayan dönemde, hükümetlerin en sonunda doğru yolu bulup, içteki kaynaklara yönelip yönelmeyeceği; vergi adaleti için bir reforma gidilip gidilmeyeceği; suç oranının düzelmesi adına radikal adımlar atılıp atılmayacağı; ülkedeki şiddetin son bulup bulmayacağı; 2020 sonunda kaç yeni vatandaşımızın olacağı; en son da adada ve çevresindeki istikrarsızlığın gerileyip gerilemeyeceği benim merak ettiklerim.

Türkiye-KKTC ilişkilerinin rayına girip girmeyeceği; Kanal İstanbul’un tüm tepkilere rağmen temelinin atılıp atılmayacağı; binlerce insanın hayatını kaybettiği Suriye savaşının bitip bitmeyeceği de meraklarım arasında.

Bunlara verilecek yanıtlarımı yazmadım.

Çünkü hiçbiri hakkında umudum yok.

Keşke olsaydı.

Biliyorum ki, bu umutsuz durumlara düşmemizin nedeni başkaları değil bizleriz. Çünkü beklentileri gerçekleştirenleri de gerçekleştirmeyenleri de seçenler biz vatandaşlarız. Ve bu her coğrafya için geçerli.

Kaderimizi böyle belirledik, çekiyoruz.

Yine de hayal kurmaktan vaz geçmiyoruz. O zaman en azından 2021’i de sağlıkla görmeyi dileyelim…

YERİN KULAĞI VAR

İYİSİ Mİ BIRAKIN:

UBP-HP hükümetinin zorlamayla devam ettirildiği artık herkesin bildiği bir şey. İkili arasında neredeyse her konuda görüş ayrılığı olduğu, kararların bile zorlamayla alındığı bir gerçek. Önce vatandaşlık, ardından imar planı, hatta dokunulmazlıklar konusunda ikilinin taban tabana zıt görüşte oldukları aşikar. Zaten Başbakan da bu görüş ayrılığını inkar etmiyor ancak, bu sıkıntının “hükümeti bozacak” derecede olmadığını söylüyor. Bu iş nereye kadar gider bilemeyiz ama, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra yeni hükümet formüllerinin konuşulacağı kesin…

ZAMANSIZ ÇIKIŞ:

Başbakan Tatar’ın, TC İçişleri Bakanı Soylu’nun “KKTC’de oluşan bir bahis Mafyası var” açıklamasına karşılık, “yok öyle bir şey, olsaydı bilirdik” açıklaması, zamanlama olarak kötü oldu. Tatar’ın cumhurbaşkan adaylığı arifesinde Soylu’nun açıklamasını “yalanlar” yönünde bir açıklama yapması sıkıntı yaratabilir. Diğer yandan, görünen köy de kılavuz istemiyor. Bir tek haberi olmayan Tatar galiba.

 AİLE KARŞI:

Serdar Denktaş’ın cumhurbaşkan adayı olmaya sıcak baktığını ve bu konuda kesin kararını yeni yılda açıklayacağını biliyoruz. Denktaş’ın tek derdi ailesi. İddiaya göre aile, Denktaş’ın aday olmasını istemiyor. Sizin anlayacağınız bu kez siyasi dengeler değil, aile içi dengeler belirleyecek. Aile ikna edilirse Denktaş’ın, adaylığını önümüzdeki günlerde açıklaması kesin gibi.

ADAYLIK AÇIKLAMASI:

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yeni yıl nedeniyle paylaştığı görüntülü mesaj, birçok kişi tarafından “adaylık açıklaması” olarak değerlendirildi. Mesajında kullandığı kelimeler, ileriye dönük verdiği mesajlar, Akıncı’nın da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden aday olacağı sinyallerini  taşıyor. Zaten uzun süredir resmen adaylığını açıklamasa da, aday gibi çalıştığını görüyoruz…

İMAR PLANI SORUNU BİTMEDİ:

Doğu bölgesi İmar Planı konusunda kafalar karıştı. Önceki gün öğle saatlerinde Birleşik Kurul tarafından onaylandı, İçişleri Bakanlığı tüm paydaşların olur verdiği bir şekle getirildiğini açıkladı. Onay verenler arasında UBP’li belediyeler de vardı. Ancak akşam saatlerinde Başbakan Tatar, konunun bugünkü Bakanlar Kurulu’nda yeniden ele alınacağını, yayınlanıp yayınlanmayacağı konusunu Başsavcılık’la görüşeceklerini söyledi, Fasıl 96’ya dönülebileceğinden bile bahsetti. Bakanlar Kurulu bitti, açıklama gelmedi. Anlaşılan, sorunları ötelemeye başladılar…

İYİ Kİ TÜRKİYE DENETLİYOR: Yine Mersin, yine tır dorselerinde KKTC’ye gelmek üzere olan göçmenler… Bu yıl bu kaçıncı oldu sayamadık. Allahtan Mersin polisi iyi çalışıyor da, çoğunu yola çıkmadan yakalıyorlar. Tabii yakalanmadan gelenler de var. Bize kalsa bu kadarını bile başaramazdık. Türkiye’deki muhaceret görevlisinin dediği gibi, “Kıbrıs değil mi, orası kim kime dum duma”…

ZİRVEDEKİLER

Teberrüken Uluçay: Herkes yeni yıl mesajı yayınladı. Ama içlerinde en beğendiğim mesaj Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay’dan geldi; “Daha çok çalışmamız, hatalarımızdan ders çıkarmamız lazım”… Tam bir öz eleştiriydi. Bu arada, hükümet mensupları da refah, mutluluk dileğinde bulundular, ne tuhaf. Kim yapacak? Geldiğimiz noktadan her gün biraz daha geriye giderken, refahı kim getirecek? Ben onların yerinde olsam, bu dilekleri ağzıma almaktan utanırdım…

DİPTEKİLER

Eski Eserleri Yok Etme Şampiyonuyuz: Mağusa Surlarının dışında oluşan hedeğe nasıl su dolduğunu görmüşsünüzdür. Belediye Başkanı, Anıtlar Yüksek Kurulu’nun projesine bire bir uyduklarını, suçlamaları kabul etmeyeceğini açıkladı. O zaman Anıtlar Yüksek Kurulu bir açıklama yapmak zorunda. O da yetmez, derhal o suyun yeniden oraya dolmasını engelleyici yeni bir proje gerçekleştirmeli. Nasıl insanlarız biz, bin yıllık Girne kalesi bakımsızlıktan denize uçmak üzere, Mağusa surları sulara teslim, Lefkoşa surları bir bir yıkılıyor. Daireler, kurullar, uzmanlar, şunlar, bunlar. Hepsi boş iş. Bütün dünya nasıl koruyor da bir biz beceremiyoruz? Bunun parayla pulla da alakası yok. Beceremiyoruz bu kadar basit…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar