Soğuğa uzun süre maruz kalmak, hücrelerde ve dokularda doğrudan hasar meydana getirebiliyor. Halk arasında ‘soğuk yaralanması’ olarak da bilinen ‘Pernio’ sonucunda, ayak, kulak ve burun gibi vücudun uç bölgelerindeki damarlarda daralmaya bağlı olarak, dokularda beslenme bozukluğu gelişiyor. Bu da ciltte kızarıklık, kabuklanma ve yanma hissine yol açıyor.
Soğuk havayla temas eden deride en sık karşılaşılan problemin kuruluk olduğunu belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Neslihan Fişek İzci, kurumuş cildin ise egzema, kaşıntı gibi pek çok deri sorununa zemin hazırladığını söyledi. Kuruluk ve kaşıntının, tüm vücutta görülebileceği gibi en sık yüz, kol ve bacaklarda ortaya çıktığını aktaran Uzman, “Ayrıca ısıtma sistemlerinin havadaki suyu ve nemi, azaltması, cildin nemi tutabilmesini zorlaştırır. Bunların dışında pernio (soğuk yaralanması) ve soğuk ürtikeri (deride kaşıntı ve döküntü) ise diğer karşılaştığımız hastalıklardır” dedi.
DAR GİYSİLER GİYMEKTEN KAÇININ
En önemli korunma yönteminin, cildin direkt olarak soğuk havayla temasının engellenmesi olduğunu vurgulayan Dr. İzci, cildi soğuk havanın olumsuz etkisinden korumak için yapılabilecekleri şöyle anlattı:
“Dışarı çıkarken eldiven ve kalın çoraplar giyilmelidir. Ayrıca kan dolaşımını bozduğu için dar giysilerden de kaçınılmalıdır. Bu durum cildinizi kuruttuğu gibi daha çok üşümenize de neden olabilir. Cilt sık sık nemlendirilmelidir. Özellikle giysilerin kapatmadığı vücut bölgelerinin nemlendirilmesine daha çok özen gösterilmelidir. Renkli, kimyasal madde içeren sabunlar kullanmamalı, daha çok doğal sabunlar tercih edilmelidir. Her gün duş almak (özellikle sıcak su ile) cildin fazla kurumasına sebep olur. Gün aşırı ılık duş alıp, her duştan sonra cildi nemlendirmek gerekir. Ciltte kuruluk ve kaşıntı olduğunda asla kolonya ve doktor tavsiyesi olmadan merhem kullanılmamalıdır.