Ülkedeki kolejlere sınavsız ya da en azından bugünkünden farklı bir sınav yöntemiyle öğrenci alınması konusunda yıllarca bu satırlarda yazılar yazdım, TV’de programlar yaptım. Uzun süredir bu konuda yazı yazmıyordum. Ümidimi yitirmiştim ancak bu pandemi döneminde Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu bu konuyu aklıma yeniden düşürdü. Sayın Çavuşoğlu okulların Eylül ayında açılmaya çalışıldığı (sanırım 1-2 gün açılmıştı) günlerde katıldığı bir TV programında şöyle demişti; “Bu sene Kolej sınavları konusunda sınavsız koleje giriş olup olmayacağı ile ilgili gerek ilköğretim sendikasını dinleyerek, gerekse uzmanların görüşlerini alarak değerlendirme yapacağım”. O günlerde bu açıklama basına da yansımıştı. UBP’li bir Eğitim Bakanı’ndan pek de alışık olmadığımız bir açıklamaydı. Ancak covid-19 nedeniyle okulların açılıp açılmayacağı, açılırsa nasıl yürütüleceği konusu elbette bu açıklamanın kaybolup gitmesine neden oldu. Normal zamanda eğitimde ana gündem maddesi olabilirdi. Açıkçası bu konuda sayın bakanın kedisinin da dediği gibi bir değerlendirme yapıp yapmadığını bilmiyorum. Bugüne kadar da bu konuda basına yansıyan bir şey yok.
Yanılmıyorsam sayın Çavuğoğlu’nun Eğitim Bakanı olduğu 2010 yılında İskele Bekirpaşa Lisesi’ne “kolej sınıfı” açılmıştı. Kolejlerin yaygınlaştırılmasını savunan biri olarak o uygulamayı doğru bulmuştum. Bugün artık İskele’de yeni bir kolej binasının yapıldığını biliyoruz. Geçtiğimiz yıl da buna benzer bir uygulama Lefke Gazi Lisesi’nde yapıldı. Bu yapılanları düşündüğümde Çavuşoğlu’nun bu konuda ayni cesareti bundan sonra da gösterebileceğini zannediyorum. Açıkçası devamının gelmesi gerekiyor. Örneğin Girne’deki kolejin yükünü azaltmak için Lapta Yavuzlar Lisesi’ne de bir kolej sınıfı açılabilir. Ayni şey Erenköy Lisesi için de olabilir. Lefkoşa’daki Bülent Ecevit Anadolu Lisesi’ndeki GCSE sınıfları daha da geliştirilebilir ve A Level sınıfları açılabilir.
******
Gelelim sınavsız öğrenci alma meselesine… Evet bu konuda ciddi kafa yorulması gerekmektedir. Bu konuda şimdikinden farklı bir ölçek geliştirilebilir. Yine ayni şekilde kolejlere girecek öğrenci sayısı artırılabilir ve çocuklar arasındaki bu acımasız yarışın dozajı düşürülebilir. Ancak bu konuda bir gerçek varsa, o da mutlaka bir adımın atılması gerekliliğidir.
Pandemi dolayısı ile dünyanın birçok yerinde merkezi sınavlar yapılamamış ve farklı arayışlara gidilmişti. Örneğin İngiltere’de SATs, GCSE ve A Level sınavları yapılmamış yerine öğretmenlerin verdiği notlar dikkate alınmıştı. Ancak özellikle A Level düzeyinde ciddi sorunlarla karşı karşıya kalınmış, üniversiteye girişlerde karmaşa yaşanmış, hatta bu uygulama sayesinde Eğtim Bakanı’nın istifası bile istenmişti.
Kıbrıs’ta içinden geçtiğimiz bu pandemi dönemini merkezi sınavlar konusunda bir avantaja dönüştürebilir miyiz? Buna çok da emin değilim. Kısaca yaptığım bir araştırma sonrasında bu yıl da kolej sınavları alıştığımız şekli ile yapılacak. Bu ay içerisinde kılavuzun yayınlanması bekleniyor. Bilindiği gibi okullardaki eğitim seyrekleştirilmiş şekilde devam ediyor. Çocuklar okula haftada 2-3 gün gidiyor. Elbette bu yıl sınavın içeriği de geçmiş yıllara göre daha az olacak. Belki de pandemi öncesi dönemdeki müfredatın yarısı yapılmış olacak. Böylesi bir ortamda ilk sınav yine muhtemelen Ocak ayının sonunda yapılacak. İkinci sınav umarım pandemi sonrası bir döneme rasgelir. Belki o zaman covid-19’un etkisi ülkede azalır ve normal hayata döneriz.
Son olarak şunu söylemekte yarar var. Açıkçası sayın Çavuşoğlu’nun söylediğinin takipçisi olacağız. Umarım kolejlere girişin sınavsız bir yolu bulur. En azından bu konuda ciddi bir çalışma yapıp, bunu toplumla paylaşmasını bekliyorum.
