Serdar Denktaş nereye koşuyor?.. - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Serdar Denktaş nereye koşuyor?..

DP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın ne yapmak istediğini, kafasında nasıl bir senaryo oluşturduğunu anlamak, çözmek mümkün değil. En değme hesap uzmanları bile Denktaş’ın aklından geçenleri bırakın çözmek, yorumlamakta zorlanabilirler…

Mevcut CTP-DP koalisyon hükümetinin fiziken olmasa bile ruhen bittiği konusunda herkes hemfikir. Bundan sonra olumlu bir adım atmaları, toplumda kaybolan güveni yeniden tesis etmeleri çok zor görünüyor. Hükümet için toplumdaki genel kanı, “seçimlerden önce mi, yoksa seçimlerden sonra mı bozulur”dur…
Hatırlayınız, hükümette yaşanan o ilk krizlerde taraflar, daha ılımlı ve daha yapıcı açıklamalar yaparken, şimdi söylenenler çok daha sert ve birbirlerini suçlayıcı şekilde… CTP, “DP’ye mecbur değiliz, başka alternatifler de var, beğenmeyen çekip gidebilir” şeklinde açıklama yaparken, DP Genel Sekreteri, blöf bile olsa hükümetten çekilme konusu için parti MYK’sını olağanüstü toplantıya çağırabiliyor…
Peki ama yedi ay gibi kısa bir ömrü bulunan hükümette tarafların paylaşamadığı ne olabilir ki? Ülkede yapılacak dev bir projede mi, yoksa toplumun genelini ilgilendiren önemli bir icraatta mı fikir ayrılığına düştüler? Tabii ki hiçbiri değil… Kalkınma Bankası ve Lefke Avrupa Üniversitesi Yönetim Kurullarını nasıl paylaşacaklarında anlaşamadılar… Kısacası tüm bu yaşananların temelinde, makam ve koltuk hırsı yatıyor…
Şunun şurasında seçimlere iki ay kalmış, birçok bölgede aday bulmakta zorlanıyorlar. İttifak dersen kağıt üzerinde kalmış… Uzlaşı yok, zaman giderek daralıyor, kimin umurunda? Varsa yoksa bu kapişari düzeninde kendilerine sağlam bir koltuk kapmak…
İşte bu krizlerin merkezinde olan isim, DP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş… Denktaş ve UBP Genel Başkanı Özgürgün, iki partinin yerel seçimlere yönelik yaptıkları ittifakın başarılı olması halinde, iki partinin tek çatı altında birleşmesi veya bir koalisyon kurmaları yönünde olumlu mesajlar verirken, bir anda İskele’de Alanlı’nın aday çıkarılması; ardından Girne’de Nidai Güngördü’nün bağımsız adaylığını açıklaması siyasi çevrelerce, Alanlı’nın adaylığına karşı UBP’nin bir kontrası olarak değerlendirildi…
Sorulması gereken soru, “Serdar Denktaş iki partinin meclisteki sandalye sayısının 26 olduğunu, olası bir UBP-DP koalisyonunda Alanlı’nın Meclis’te olması gerektiğini bile bile, böyle bir adımı niye attı?” olmalıdır… Demek ki Denktaş’ın aklında, yakın bir gelecekte UBP ile bir bir koalisyon fikri yoktur. Yine iddia ediliyor ki Hüseyin Alanlı, seçimlere çok az bir süre kala adaylıktan çekilecek ve Meclis’e geri dönecek. Peki ama Denktaş böyle bir senaryoyu, ittifak yaptığı UBP’nin tepki göstereceğini bile bile niye uygulamaya kalktı?..
Veya olaya bir başka taraftan bakarsak, Denktaş Alanlı’yı aday göstererek CTP’ye, “bizim UBP ile koalisyon kurmak gibi bir niyetimiz yok. Eğer olsaydı, milletvekilini aday göstermezdik” mi demek istiyor?..
Tek bir izahı var, Denktaş hem UBP, hem de CTP ile kedinin fare ile oynadığı gibi oynuyor. Böyle davranarak hem Başbakan’a “kriz yok” mesajı veriyor, diğer taraftan da olası bir UBP-DP koalisyonunda başbakanlık koltuğunu alabilmek için elini güçlendiriyor…
Dedik ya, Serdar Denktaş’ın kafasında olanları bilmek imkansız diye. Şu an yaşananlar, aysbergin görünen kısmı. Altta olanları görmek, anlamak bugün için imkansız. Ama unutmayın, bu ülkede hiçbir şey uzun süre gizli kalmaz. Yakında Denktaş’ın gerçek niyetinin ne olduğunu hep birlikte göreceğiz…
İnsan bu noktada siyaset ne için yapılıyor diye sormadan edemiyor.



İngiltere’nin en çok aranan 11 suçlusunun 6’sı Kıbrıs’ta…
İngiliz Ulusal Suç Ajansı (NCA), İngiltere’de en çok aranan 11 kaçaktan 6’sının Kıbrıs’ta saklandığını açıkladı.
Açıklamada, suçluların Kuzey yada Güney Kıbrıs’ta olabileceği belirtiliyor. 11 kaçağın 6 tanesi de Türk. Bunlardan 3’ü ise Kıbrıslı Türk.
NCA, bu kişilerin suça yönelik davranışlarından vazgeçmesinin beklenmemesi gerektiğini, gittikleri yerlerde de aynı suçları işlemeye devam edecekleri yorumunu yapıyor.
NCA Operasyon Sorumlusu Steve Bennet, Kıbrıs makamlarıyla iş birliği halinde suçluların peşine düşeceklerini söylüyor. Ayrıca suçluların fotoğrafları İngiliz gazetelerinde yeralırken, Kıbrıs’ta da halkın bu kişilerle ilgili olarak uyarılmaları gerektiği vurgulanıyor. NCA ihbarcıların isim vermeden arayabilecekleri telefon numaraları da vermiş.
Geçmişte bir çok olayın KKTC emniyet güçleriyle İngiliz polisinin işbirliğinde çözüldüğünü biliyoruz. Aynı iş birliğinin bu listedekiler için de sürdürülmesi, konunun kamuoyuna duyurulması gerekiyor. Umarım yetkili makamlar hassasiyet gösterirler…

YERİN KULAĞI VAR

İTTİFAK TEPETAKLAK:
UBP ile DP arasında yerel seçimlere yönelik kurulan ittifak, daha adaylar bile belirlenemeden çatırdadı. Yapılan ittifakla 28 belediyenin büyük çoğunluğunu kazanacakları hayaliyle yola çıkanların, son gelişmelerden sonra hevesleri kursaklarında kaldı. Şimdi bırakın kazanmayı, mevcut belediyeleri koruma telaşına düştüler. “Tavanda sorun olabilir ama tabanda ittifak tamam” diyenler bile, kazın ayağının hiçte öyle olmadığını görüyorlar…

ESENTEPE’DE İŞLER KARIŞTI:
Esentepe Belediye Başkanlığı’na kimin aday olacağı konusundaki muamma sürüyor. DP’de aylardır Hasan Birinci isminin telaffuz edildiği ve partinin de sıcak baktığı Hasan Birinci’nin yerine Cemali Engin isminin öne çıkması bölgede huzursuzluğa neden oldu neden oldu. Yaşananlardan sonra Esentepe DP örgütünün istifa ettiği, TC kökenlilerin kendilerinden bir ismi aday olarak çıkarmak istedikleri belirtiliyor. Adaylığına kesin gözüyle bakılan Hasan Birinci’nin ise gelişen olaylar nedeniyle suskunluğunu koruduğu, partinin kararını beklediği, ancak bir başka ismin açıklanması halinde seçimlere bağımsız aday olarak gireceği iddia ediliyor…

KAZANMANIN FORMÜLÜ BELLİ:
Girne’de aradığı adayı bir türlü bulamayan ve bu konuda hayli sıkıntı yaşayan DP, Nidai Güngördü’nün bağımsız olarak adaylığını açıklamasıyla tam bir çıkmaza düştü. Ya Güngördü’ye destek verecek, ya da kendi adayını çıkaracak. Bugüne kadar Girne Belediye Başkanlığı’nı kazananların özgeçmişine baktığımızda, tümünün de Limasol kökenli olduğunu görüyoruz. Demek ki Girne’de seçim kazanmak isteyen adayın Limasollu olmasına özen göstermeli. DP’de şimdi Limasol kökenli sevilen birini bulmak için kolları sıvamalı…

KIBRIS KONUSUNDA BİRAZ OLSUN AYDINLANDIK:
Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin dün Havadis’te yer alan röportajından anladığım, Rumlar yıllar yılı yapılan görüşmelerde varılan uzlaşmaları reddedip, sil baştan başlamak istiyorlar. Sorun burada. İkincisi Maraş. Maraş’ın çözüm sonrasına kalacağı kesin gibi. Ancak ondan sonrası için şimdiden bazı teknik tespitlerin yapıldığı anlaşılıyor. Rumlar AB’yi sürece dahil etmek istese de, biz buna gerek görmüyoruz. Son olarak da Nami, müzakereciler aracılığıyla ilerlemenin zor olduğunu, liderlerin masaya siyasi iradelerini koymaları gerektiğini düşünüyor. Röportaj müzakereler konusunda gerçekten aydınlatıcı oldu. Zira adrese mesaj niteliği taşıyan açıklamalardan bıkmıştık…

ÇEŞMEYİ DE MÜHÜRLESELER YA:
Lefkoşa Türk Belediyesi’nin su analizleri önemli. Şehir suyu her ne kadar tuzlu da olsa, temiz olması güzel. Ancak YDÜ karşısındaki, çeşmenin suyunun mikrobiyolojik açıdan sakıncalı olduğu da açıklandı. Peki bu analizleri yaptıran Belediye’nin o çeşmeyi de mühürlemesi gerekmez miydi? Oradan hala bidonlarını dolduran dar gelirlilerin basını takip etmelerini beklemeyecekler umarım…

GİRNE LİMANI’NDA BİR KOCA TIR:
Liman Casino’nun karşısında vatandaşın deniz kenarında yürüyüş yaptığı alana kondurulmuş. Tam bir çirkinlik. Etrafında langırt makineleri, çay ocağı, aynen açık havada, denize nazır kahvehane. Yürüyüş yapmak isteyenler, tırdan dolayı yollarını değiştirip, caddeye çıkmak zorunda. Turizm limanı Girne, tasarım kent, şu bu. Ya bu gecekondu? Kime bu kıyak? Başkan Sümer Aygın’ın nasıl izah edeceğini gerçekten merak ediyorum…

ZİRVEDEKİLER
Ertuğrul Apakan: Türkiye’nin KKTC’de görev yapmış Büyükelçileri arasında, halkın en çok tanıdığı ve her kesimin sevdiği bir isimdir Apakan. Hem Müsteşarlığı, hem Büyükelçiliği döneminde unutulmaz izler bırakmıştır. Kıbrıs konusunun mutfağını en iyi bilenlerdendir. Şimdi emekli bir Büyükelçi olarak, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın “Ukrayna Özel Gözlem Misyonu Başkanlığına” atandı. Dünyanın gözü Ukrayna’nın üzerindeyken çok ciddi bir görev üstlenecek. Biz de kendimizden biri olarak gururla izleyeceğiz…

DİPTEKİLER
UBP’de Otorite Yok: Özel Hayatın Gizliliği Yasası geçtikten sonra, basın örgütlerinden gelen tepkiler üzerine, Ersin Tatar basından gelen şikayetlerin ciddiye alınması ve yasanın değiştirilmesi gerektiğini savunmuştu. Önceki gün değişiklikler Meclis gündemine geldiğinde, Nazım Çavuşoğlu, UBP’nin değişikliklere karşı olduğunu söyledi ve ivedilik önerisi geri çekildi. UBP’deki otorite eksikliği bir kez daha kendini gösterdi. Her kafadan bir ses çıkıyor. Neye, ne diye karşı çıktıkları bile belli değil…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar