Partilerin seçimlerde seçmenin önüne koyacağı adayları yavaş yavaş belli olmaya başladı. Aslında bir çoğunda pek sürpriz yaşanmadı. Aralara serpiştirilen birkaç yeni isim hariç, yine eskimiş yüzler listelerde boy gösterecekler. Seçimlere ilk kez katılacak olan TKP Yeni Güçler, Yeniden Doğuş Partisi ve Halkın Partisi’nin nasıl bir aday profili ile seçmenin önüne çıkacağı oldukça merak ediliyordu. SDP’yi de içine alan ve bu seçimlerde BKP ile güç birliği yapacak olan TKP Yeni Güçler’de, daha önce farklı partilerde siyaset yapmış isimler dışında, ilk kez seçim heyecanı yaşayacak bildik de isimler var. Geçmişte TKP ve CTP’ye gönül vermiş, mücadele etmiş isimler TKP Yeni Güçlerin adaylarını oluşturacak ve ağırlıklı olarak da sol kesimin oylarına talip olacaklar. SDP’nin oyları, güç birliği yapmasına karşı çıkan ve partiden ayrılanları da göz önüne aldığımızda, BKP’den gelecek oylar tek başına TKP Yeni Güçlerin barajı geçmesine yetecek mi derseniz, bu konuda kuşkularım var…
İlk kez seçmenin önüne çıkacak olan bir başka parti ise, Yeniden Doğuş Partisi. Resmi olmasa da, duyduğumuz kadarıyla YDP listesi ağırlıklı olarak Türkiye kökenli isimlerden oluşuyor. Zaten kuruldukları ilk günden beri siyasetlerini bunun üzerinden yaptıklarını görüyoruz. Öncelikli hedefleri Türkiye kökenli oylar olacak. Sanırım YDP’nin seçimlerdeki en büyük propagandası, yıllardır bu topraklarda yaşayan ama, kendilerine göre “hakkını alamayan” ve “dışlandığını” iddia ettikleri Türkiye kökenli oylar üzerinden yapacaklar. Ve bu oylar da daha ziyade, geçmişte UBP ve DP’ye oy vermiş seçmenlerin oyları olacak…
Diğer partilere göre açıklanan aday adayları ile en çok dikkat çeken partlerden birisi de TDP oldu. Toplumda oldukça tanınan ve sevilen bazı isimlerin bu seçimlerde TDP listelerinden aday olmasının, partiye artı bir değer kattığını söyeleyebiliriz. Özellikle Çakıcı ve arkadaşlarının ayrılmasıyla birlikte bir süre bocalayan TDP, bunu erken atlatıp, alternatif bir parti konumuna gelmeyi başardı. Seçimlerde ne yapar bilemeyiz ama, eski ve bilidk yüzlerden usanan seçmen için yeni ve sevilen yüzlerle oluşturduğu aday listesi TDP’nin en büyük avantajı olacak…
Hiç kuşkusuz bu seçimlerde nasıl bir oy alacağı en çok merak edilen partilerden birisi de Halkın Partisi olacak. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı oy oranı ile tüm tahminleri allak bullak eden Kudret Özersay’ın Başkanı olduğu parti, ilk kez seçmen önüne çıkacak. Nasıl bir aday profili ile seçmenden oy isteyeceği belli olmayan ancak, duyumlara göre akademisyen ağırlıklı olacağı tahmin edilen HP listesinin seçmen üzerindeki etkisi oldukça merak ediliyor. Halkın Partisi’nde en büyük handikap, toplumda hala daha “Kudret Özersay’ın partisi” imajını yeteri kadar silememesidir. Özersay’ın yaptığı açıklamalar takdir toplasa da, yetmiyor. Partinin bir baraj sorunu yaşayacağını tahmin etmiyorum ancak, başa güreşecek bir sonuç alması bence seçimlerin en büyük sürprizi olur. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi bir sürprize imza atarlar mı derseniz, önce aday listelerini, sonra da sandıkların açılmasını beklemek zorundayız derim… Çünkü HP için şu anda tam bir bilinmezlik var.
Bu seçimlerin bir başka sürpriz sonucuna imza atacak olan diğer parti ise Demokrat Parti olacak. Henüz aday adaylarını tesbit etmemiş olan parti, bu seçimlerde oldukça zorlanacağa benziyor. 2013 seçimlerinde UBP’den kopan sekizlerin desteğiyle de rahat bir seçim geçiren ve uzun yıllar sonrasında ilk kez 12 vekille Meclis’e giren Demokrat Parti’nin, 2013 seçimlerindeki oy oranına ulaşması oldukça zor. Hatta baraj sorunu yaşayabileceği bile konuşuluyor. Geçenlerde de yazmıştım her seçimde baraj sıkıntısı yaşayan partinin bir şekilde bunu ters çevirip Meclis’te anahtar parti olduğunu gördük. Bu seçimde bunu yeniden başarır mı, biraz zor görünüyor. Özellikle ilk kez seçimlere katılacak olan YDP ve HP’nin, DP ve UBP’li seçmenlerin oylarından çalacağı da bir gerçek.
Ülkenin en eski partlerinden olan UBP ve CTP için ise, ayrı bir değerlendirme yapmamız gerekir sanırım. Onlarla ilgili düşüncelerimi bir başka gün geniş bir şekilde değerlendirmem daha doğru olacak…
Sonuç olarak en az yedi partinin katılacağı bir seçim maratonu izleyeceğiz. Bu defa, sanırım kazananlar kadar, kaybedenler de konuşulacak. Ancak çok çetin ve zor bir süreçin bizi beklediğini söyleyebiliriz. Temennim kavgasız gürültüsüz bir seçim süreci geçirmemiz…
_______________________________________________________________________________
YERİN KULAĞI VAR
YASAKLAR BAŞLAMAZSA YANDIK:
Seçim yasakları biran önce hayata geçmeli. Çünkü mevcut hükümet bu hızla ülkede verilmedik tek karış arazi, vatandaş yapılmadık kimse bırakmayacak. Hukuk, yasa hak getire. Fırsat bu fırsat deyip yasaklar başlamadan ellerinden geleni yapmaya kararlılar. Bugün hayırlısı ile seçim tarihi kesinleşmiş olacak ve yasaklar da yürürlüğe girecek. Bunları başka türlü durdurmanın imkanı yok çünkü…
FASULYENİN YAHNİSİ…:
Partilerin aday adayı listeleri yavaş yavaş belirleniyor. Birçok partinin aday adayları yenilenirken, UBP ne yazık ki bundan nasibini almamışa benziyor. Yıllardır o bildik isimlerin arasına birkaç yeni isim serpiştirip, “yenilendik” deyip halkın karşısına çıkmaya hazırlanıyorlar. Birkaç kadın adaydan başka, ki onda da mecbur kaldılar, yeni kim var? Hani rahmetli ciğerci Ahmet’in dediğinden, “fasulyenin yahnisi, gitti geldi aynisi…”
RASTLANTININ BU KADARI:
Hep diyoruz ya keşke ülkede hergün seçim olsa diye. Çünkü bizim siyasiler vatandaşı, daha doğrusu seçmeni seçimden seçime hatırlıyor. Yıllarca yan gelip yatanlar, seçim oldu mu olmadık fikirler üreterek, seçmenin oyunu almaya çalışıyorlar. Bunun son örneği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner’den geldi. Saner, sosyal yardım ve engelli maaşı alanlara elektirik ve su masrafları için her ay 100 TL yardım verileceğini açıkladı. İyi de iki yıldır aklınız neredeydi? Yoksa bu bir rastlantı mı? Arazi, vatandaşlık dağıtımı ve şimdi de yardım parası. Rastlantının bu kadarı biraz fazla…
ANAYASA’YA AYKIRI DEĞİL Mİ:
Yıllardır şu arsa işleri devam eder gider. Başlangıçta niyet iyi olabilir. Gençleri köyünde tutma falan. Ama artık talana dönüştü. 21 yaş sınırı getirilmişken, 65 yaşına kadar da çıktı. Her neyse, benim asıl takıldığım, bunun Anayasa’ya aykırı bir uygulama olma ihtimali. Düşünün, siz bir köyden binlerce sterline arsa alıp ev yapıyorsunuz, yanı başınızda birilerine benzer bir arsa bedavadan veriliyor. Bu Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı değil midir?
GÖSTERMELİK KARAR:
Rum Temsilciler Meclisi de bir hoş. Irkçılık, yabancı düşmanlığı, şovenizm, etnik köken, din, dil, cinsiyet, cinsel yönelim ve sakatlık temelli ayrımcılık ideolojisi, ahlak, değer ve kanuni olarak kınanıyor, hükümet nefret suçlarına karşı mücadele için bir eylem planı hazırlamaya çağırılıyor. Gülünç olmuş. Başta Mehmet Ali Talat olmak üzere bir çok Kıbrıslı Türke yönelik saldırıların tek bir tanesinde, tek bir dava sonuçlanmadı, tek bir kişi ceza almadı. Ne kınaması, ne eylem planı yahu…
KOMŞUNUN DİLİNE DÜŞTÜK:
Hükümetin, hovardaca dağıttığı kırsal kesim arsaları ve vatandaşlıklar sonunda Rum basınının da diline düştü. “KKTC’de oy avcılığı başka boyut kazandı” başlığıyla verilen haberde alt yapısı olmayan araziler yanında yüzlerce kişiye vatandaşlık verilerek, oy avcılığı yapıldığını yazıldı. Sonunda sırf kazanmak adına memleketin içine edenler bizi el alemin diline de düşürdüler ya, ne diyeyim…
_______________________________________________________________________________
ZİRVEDEKİLER
Nezire Gürkan: “Yaşa takılmayın., vizyona ve kişiliğe bakın… Ruh sağlığına… Ruh sağlığı tartışmalı çok isim var ortalıkta; Meclis’i, dolayısıyla memleketi ‘sağlıksız’lardan koruyalım”…
_______________________________________________________________________________
DİPTEKİLER
Emete Gözügüzelli: UBP aday adayı, sosyal medya mesajlarını UBP logosuyla yayınlıyor ve can alma tehditleri savuruyor… İşte bir mesajı; “Bizim Hak yolu dediğimiz davada, bilmiyorlar ki milletimizin dirliğine, bütünlüğüne göz koyanlara Cellat olacak kudretimiz var!!!”… UBP’nin vaad ettiği bu mudur? Öyle mi anlamalıyız?
