Farklı bir gelecek için seçim yapmak ve adayları sorgulamak yerini seçmen nezdinde sessizce “ders verme” iddiasına terk etti.
Bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde hem AKP iktidarına hem de onun desteklediği Talat’a aynı içgüdülerle ders verilmişti.
“Niye Eroğlu” sorusunun cevabına kafa yordurmadan “niye Talat değil” sorusu ile işi birinci turda halletmişti Eroğlu.
Eroğlu o zaman “ağaya karşı duran “efeydi.” O zamanki “ağanın” kim olduğuna girmeyelim.
Eroğlu şimdi “ağa” rolündedir.
En büyük zoru ve eksikliği de bu seçimlere şu ana kadar karışmayan Türkiye’deki iktidar oldu. AKP de Kıbrıs Türk seçmeniyle ilgili dersini aldı. Kim seçilirse seçilsin ben nasıl olsa dersini veririm diye en azından şu ana kadar geri planda durdu.
Eroğlu ilk turda partiler üstü emanetçi oyları kendi tarafına çekmekte bunun için zorlanmaktadır.
Bir önceki seçimde Eroğlu’na oy verenlerin bir kısmı ilk turda Eroğlu’na oy değil ders verelim havasında.
Sebep de Eroğlu’nun iç siyasette çok iş karıştırdığı ve yeni bir şey söylememesinin yanında geçmiş beş yılın devamını vadediyor olması.
Bundan dolayı ona ders vermek lazım içgüdüsü ona daha önce oy vermiş bir kesimde hakim.
İster misin ders verelim derken Eroğlu’nu sınıfta bıraksınlar.
Hani korkutalım derken, istemeden ölüme teşebbüs etmek gibi.
“Eroğlu’nu sallayalım ama düşürmeyelim” diyen ders verme eğiliminde bu kesim sonradan biz bunu aslında yapmak istemediydik mi diyecekler merak ediyorum. Bunların oyları ikinci tura kalırsa Akıncı’ya gitmez ama diğer iki adaya kayabilir.
Eroğlu’na ders verelim görüşünde olanların sigortası da ikinci turun olması. Ama bir kez yön değiştiren oyun tekrar gelmesi de daha zor oluyor. Değişimin yarattığı heyecanın etkisini seçmen gördükten sonra ikinci turda ne yapacağı hiç belli olmaz.
Kıbrıs Türkü sandığa yansıyacak ağırlığını “ders vererek” hissettirme derdine girdi diye bu olasılık 40 yıllık siyasetçi Eroğlu için az heyecan mı?
xxx
Belli bir kesim üzerindeki yüksek negatif oy algısı olan diğer aday da Akıncı’dır.
Akıncı’ya niyet eden de hararetli bir kesim var.
Kıbrıs sorununu çözerim diyen ve buna en yakın aday gibi gözüken o deniyor. Talat da aynı iddiadaydı.
İçimizde kalacağına ve keşke dememek için Talat’tan sonra çözüm için bir 5 yıl da Akıncı’ya fırsat vermeye değer vallahi diyorlar.
O da sırasını savsın, çıksın aradan.
Kıbrıs sorununun çözümünün hala daha bizimle alakalı olduğunu düşünenlere ders vermek adına Akıncı’yı denemeye değer bulanlar da var!!!
Ama birçoğunun bir şartı var.
Seçimin bu son günlerinde de olsa Akıncı “sonuna kadar çözüm, ama olmadı artık tanınma” diyebileceğinin sinyalini versin diyorlar.
Akıncı şansını artırmak istiyorsa bu sinyali versin ki artık bizim kulağımıza çözüm adına hoş sözler söyleyecek Rum siyasetçilerini de biz bekler duruma geçelim güneydeki her seçim döneminde.
Kıbrıs sorununu sanki de biz çıkarmışız gibi ille de anlaşma diye devam eden bu arabesk çözüm söylemine son verecekse Akıncı niye olmasın deniyor.
Hala daha Kıbrıs sorununun çıkmasının ve devam etmesinin sorumlusu olarak Türk tarafının katı tutumunun olduğuna inananlara ders verecekse hakikaten Akıncı neden olmasın!!!
xxx
Eroğlu ve Akıncı’yı Siber ve Özersay’dan ayıran ortak bir nokta var.
Eroğlu ve Akıncı’nın uzun siyasi yaşamlarından dolayı hararetli destekleyicileri olduğu gibi birbirinden farklı kesimlerdeki negatif oy algıları Siber ve Özersay’a nazaran çok daha yüksek.
Hem Siber hem de Özersay siyasetin son 4-5 yıldaki yükselen değerleri.
Sibel Siber’e de partisi içinden Akıncı’ya destek vererek ders verilecek diyenler var.
“Sen misin bu kadar çabuk yükselirsin” diye herhalde.
Siber eline geçen fırsatları siyasette en kestirmeden yukarıya doğru çıkmayı başararak iyi değerlendirdi. Birçok siyasetçiye nasip olmaz bu.
Siber, düşük negatif oy algısı ile partisinin tabanının ötesine ulaşabilecek yegane aday olmasına rağmen CTP kendi içinde başka hesapların içinde denilerek olası başarısızlığın gerekçesi şimdiden dile getiriliyor. Siber ikinci tura kalamaz ve parti içerisinde bıyıklı eski tüfeklerin ihanetine uğramış hanım rolüne düşerse ne yapacak? İntikam almak için yeni arayışlar içinde olup o da sonrasında partisini bölecek adımları atarak ders mi verecek?
Bir de Özersay var.
Kazansa zaten yapageldiği işin büyük bir bölümünü görüşmeci olarak yine kendisi yapacak.
Kaybetse de bana öyle geliyor ki yine görüşme masasında olacak.
Siyasette gerçekçi söylemleriyle beraber pratikte naif yaklaşımları var.
O da tüm sisteme ders verme derdinde.
Tanımasam ve ona yakın durmaya çalışan dış çevrelerin bağlantıları ile ilgili tereddütlerim olsa da siyasi düzenin tümüne değişim adına mesaj vereceğini düşündüğüm için benim oyum ona. Onu tüm siyasi partilerde olması gereken değişimin işaret fişeği olarak gördüğüm için.
Özersay, benim için sonuç değil yalnızca araç vazifesi göreceği için tercihim ondan yana olacak bu seçimde.
Görüldüğü üzere seçmen de siyasetçi de ağırlığını koyup farklı içgüdülerle ders verme niyetindeyiz bu seçimde.
O ağırlık ki tanınmasa da varlığı var.
Ama rüzgar nereye doğru eserse oraya savrulan havada uçuşan tüy kadar ağırlığımız var.
Etkisi de doğal olarak hem adada hem de ada dışında o kadar hissedilecek.
Kendi içimizde yalnızca bizim anlamlandıracağımız bir ders verme eksersizine dönüşen bu seçim inşallah değişim denen şeyin ilk ilham kaynağı ve referans noktası olur. Ağırlığımızla değilse de yarattığımız bu değişim rüzgarı ile anılırız.
