Şans vermek lazım - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Şans vermek lazım

Artık yazmayacağım diyorum ama öyle haberler, öyle benzetmelerle karşılaşıyorum ki, yine yazmadan duramıyorum.
CTP ile UBP’nin kurmaya çalıştığı ortaklıktan bahsediyorum. Daha önce hiç denenmemiş bir ortaklığı henüz kurulmadan, olmadık iddialarla engellemeye çalışanları, denenmesini bile hazmedemeyenleri, inanın anlamakta zorlanıyorum.
Siyasi partiler ülke yönetimi için var olan kurumlardır. Aynı zamanda birbirlerinin de rakibidirler. Demokratik seçimler yapılır, vatandaşlar hür iradesini ortaya koyarlar ve seçimlerin sonucuna göre hükümet kurulur ve ülkeyi yönetir…
Siyasi partilerin birbirine rakip olması, asla birbirlerine düşman olması demek değildir. Partilerin birbirleri ile olan münasebetleri daha çok siyasilerin uzlaşı kültürü ile ilintilidir. Partiler birbirinin rakibi olabilir, düşünceleri birbirine zıt da olabilir… Aslında öyle de olmalıdır ki, ortaya düşünce farkı çıksın, en iyisini bulma imkanı olsun…
Partiler bir ortaklığa giderken, hem ülke menfaati, hem de kendi tabanını düşünerek ne yaptığını bilmelidir. Yani en başta ülke menfaati gelirken, aynı zamanda kendi tabanlarını da gücendirmemek zorundadırlar.
Ancak iki taban ideolojik olarak ne kadar farklı olurlarsa olsunlar, bazen öyle zamanlar gelir ki, zıt görüşlü iki parti kendilerini zorunlu hissedebilirler…
Örneğin Almanya’da, iki köklü siyasi parti Hristiyan Birlik Partileri CDU ve CSU ile Sosyal Demokrat Parti SPD örneğinde olduğu gibi. İki ayrı uçta mücadele eden bu partiler, son dönemde art arda iki büyük koalisyon kurmak zorunda kaldılar…
Şimdi bizde de aynı yönde bir girişim başlatıldı. Ama bakıyorum da, herkes daha doğmadan bu çocuğa “don biçmek” için adeta sıraya girdi… Yahu kardeşim, bir bekleyin bakalım, belki de iki zıt partinin ortaklığı ülke için olumlu sonuçlar doğurur. Hayır efendim… Onlar karar vermişler, “Bu iş olamaz” diye. Sebep, “onların kimyası uymaz, dünya görüşleri, tabanları farklı”… İyi de son 2-3 seçimdir öne çıkan slogan, “değişim ve yenilenme” değil miydi..? İnsanlar değiştiği gibi, partilerin de değişebileceğini, ortak müşterekte anlaşabileceklerini niye kabul etmek istemiyoruz..?
Yıllarca bu ülkede, CTP-UBP hariç birçok farklı koalisyon hükümetlerine şahit olduk. Bunların hiç birinin iki, iki buçuk yıldan fazla sürmediğini de biliyoruz. Ama, koalisyon hükümetlerinin ömürlerinden çok, ülkedeki değişik siyasal eğilimleri yönetim katına da yansıtmaları, bunlar arasında demokratik uzlaşma alışkanlıkları doğurmaları, dolayısıyla ülkede var olan, siyasal kutuplaşma ve gerginlikleri yumuşatıcı bir işlev görmelerini de unutmamak gerekir.
Şimdi iki partinin, CTP ve UBP’nin üzerinde uzlaşabilecekleri bir taslak var ortada. Ve CTP’nin hazırladığı bu taslakta, “bu bize uymaz” diyebileceğimiz pek de aykırı bir şey yok gibi. Tek eksiklik, bunların altının doldurulması olabilir. İki parti bu taslak üzerinden gidip, her iki partiyi ve tabanlarını rahatsız etmeyecek, birbirlerine tahakkümü ortadan kaldıracak ortak bir paydada buluşabilirler. Önemli olan da, orada yazılanların, bir takvim çerçevesinde hayata geçirilmesidir…
Vatandaşın derdi, hangi partinin hangi partiyle hükümet kuracağından çok, biriken sorunların acil bir şekilde çözümlenmesidir. Aslında vatandaşın bekleyecek ne gücü, ne de lüksü vardır. Bir an önce bir hükümetin kurulması ve icraatların başlamasından başka bir derdi de yoktur.   
CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat da, CTP tabanında UBP’ye yönelik bir “hoşnutsuzluk” olduğunu kabul ederek,  “Elbette yapacağımız doğru işlerle, icraatlarla bu güveni tesis edeceğiz. Parti tabanı ile konuşarak, tartışarak ve iş yaparak bu süreci aşacağız. Herkes icraatları görünce ‘iyi ki bu hükümet kuruldu’ diyecek” değerlendirmesini yaparken, icraatların önemine dikkat çekti…
Sonuç olarak, siyasilerin vizyon sahibi olması, ileriyi görebilmesi, ülke menfaatini ön planda tutması önemlidir. Bu sıfatlar, bunu becerebilen siyasilerinin ülkeye hizmette ayrıcalığını da ön plana çıkarır. Eleştirmek yerine, bekleyip görmek gerekir diye düşünüyorum…

 


YERİN KULAĞI VAR
BU ORTAKLIK KURULMALI:

Olası bir CTP-UBP koalisyonu için, günlerdir sosyal medyada ve bazı yayın organlarında veryansın ediliyor. “Bu ortaklık olamaz, uzun sürmez, hiçbir şey yapamazlar” ve daha niceleri. Dışta kalan siyasi partiler, iş çevreleri ve bakanlık alamayacağını düşünen siyasiler… Bu ortaklığa karşı çıkanları gördükçe, aslında CTP-UBP koalisyonunun kurulması için, ne kadar çok haklı neden olduğunu şimdi  daha iyi anlıyorum…

HİZMET Mİ, KOLTUK MU:
Kaç gündür yazıyoruz, özellikle de yeni kabinede görev almaları zora giren vekiller, bu işi bozmak için ellerinden geleni yapacaklar diye. İşte son Örnek UBP milletvekili Ersin Tatar… Neymiş efendim, CTP ile yapılacak bir ortaklık UBP’ye fayda sağlamazmış. Vatandaşa sağlarsa kafi değil mi, ama olmaz, onlara göre önemli olan, kendilerine sağlayacağı fayda… bence bu süreçte direnenler, bir yandan da deşifre oluyorlar da farkında değiller…

MEVCUTLARDAN FAYDALANILMALI:
DP-UG’nin hükümetten ayrılmasıyla birlikte yeni müşavirler yaratılması, kimsenin istemediği bir şey. Ancak, DPUG döneminde atanan ve haklarında onlarca iddia bulunan isimlerin de görevde kalmaları doğru değil. Evet yeni müşavirler yaratmayalım ama, değişecek olan isimlerin yerine, mevcut müşavirlerden faydalanılırsa, devlete de ek külfet yaratılmaz.

NİYE ŞAŞIRSINLAR Kİ:
CTP ile UBP’nin, polis ve itfaiyeyi sivile bağlama, özel sektörde ise sendikalaşmayı konuşması birçok kesimi şok etmiş. Ama onlar da haklı, yıllardır söylenip de yapılmayanlar, iki zıt partinin gündemine gelebiliyorsa insanlar da şaşırmakta haklıdırlar sanırım… İyi de bu cam fanusun içinde, bunca adaletsizlikle daha ne kadar yaşayacağız ki… Gün gelip bu işlere bir neşter vurulması gerekecekti. Umarım o gün de bugündür. İnşallah söylenenler bir kez daha sözde kalmaz…

HURMALAR:
AB’nin tekliflerini çöpe atacağını söyleyerek seçim kazanan Yunan Başbakanı Çipras, kendine umut bağlayanlarla referandumdan “hayır”ı da çıkarttı ama, şimdi öncekilerden daha ağır şartlar içeren  tekliflerle karşı karşıya… “Bunu kabul etmeliyiz, ülke ekonomisine nefes aldıracak, bu bizim milli borcumuz” diyor. Zaten ne günümüz dünyasında, ne de tarihte bunun tersi bir örnek yok. Sonunda, geçmişte yenilen hurmalar, gün gelip cırmalıyor, hem de çok fena…

YİNE MESAJ ENFLASYONU:
Basın Günü’nde de, kadınlar günü, anneler günü, babalar günü gibi bol bol siyasi mesaj yayınlandı. Yayınlayanların bir çoğu, o mesajlarda söylediklerini hayata geçirebilecek olanlar… Ancak basının durumu ortada. Basına göz dağı verme amacıyla zamanında, gazete kağıdının üstüne bindirilen anlamsız derecede yüksek KDV oranı, milyonlar basan işletmeleri reklam vermeye zorlayacak  yasaların olmaması, arpa üretimi kadar bile teşvik alamayan bir basın. Peki sorarım size, maddi açıdan kendi kendini idare edemeyen basın nasıl “özgür” olacak? İçine sindiren, kalemini satacak, “taraflı” yayına geçecek; ilkelerinden vazgeçmeyenlerse, ölüm-kalım savaşı verecek. Bu mudur..?

ZİRVEDEKİLER
Özgür Basın: Devlet eliyle desteklenmek yerine, devlet eliyle kösteklenen basının içinde, kalemini satmayı aklından geçirmeden, direniş mücadelesi veren basın kuruluşları ve onların çalışanları olan meslektaşlarımı kutluyor, sizlerden de bunu bekliyorum. Eğer bu hayatta kalma mücadelesi olmasaydı, sadece birilerinin dikte ettiklerini okuyacak, izleyecektiniz. Bağımsız, muhalif görüşleri duyamayacaktınız. Bugün bu ülkede her şeye rağmen demokratik bir tartışma ortamı yaşanıyorsa, kamuoyunu doğru bilgilendiren bağımsız medya organları sayesindedir… 

DİPTEKİLER
Yasayı Çiğneyenler Siyasilerdir: Altınkumsal, özel çevre koruma alanı mı? Evet… Hem de 1988’de alınan bir Bakanlar Kurulu kararından beri. Peki nasıl olmuş da, 1993’te büfe kurma, 2005’te de inşaat izni verilmiş? Dahası da var, 2007’de Emirname bugünkü şeklini almış, her türlü inşaat yasaklanmış. Oysa inşaat 2013’de yapılmış… Ya izin vereceksin, yasaların ona göre olacak, ya da yasakladıysan, koruyacaksın, o yasaları uygulayacaksın. İşte siyasetin devlete verdiği zarar… Onca Daire, onca Yasa, sonuç ortada… Sahi kimmiş o izinleri verenler..?

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar