Nihayet başladılar.
İyi başladılar.
Gerçi sekizinci maddede uzlaşıya varacak tıyneti gösteremediler ve bu yüzden sekizinci maddeyi iptal ettiler ama olsun.
Geç de olsa, Amerika’nın “kulak çekmesiyle” de gerçekleşse, önemli olan artık başlamalarıydı.
Tek egemenlikte, tek uluslararası temsiliyette ve tek vatandaşlıkta anlaşmalarıydı.
Çünkü eğer bunda anlaşmasalardı bütün görüşmeler boyunca kavga edip duracaklardı.
Geçmişte kalmış ne kadar argüman varsa masaya yığacaklar, konu üstüne konu açacaklar ve ipe un serip duracaklardı.
Sağlam bir zeminde başladılar.
Ve inşallah, başladıkları gibi de bitirirler.
***
Liderlerin başlamaları kadar ve belki de ondan daha fazla ilgi çeken yapılan “tebrik” açıklamalarıydı.
Sanki herkes bunu pusuda bekliyormuş gibi daha görüşme biter bitmez açıklamalar peşi sıra gelmeye başladı.
Birleşmiş Milletler’den Avrupa Birliği’ne, Amerika’dan İngiltere’ye, Türkiye’den Yunanistan’a, Fransa ve daha birçokları liderleri selamladılar ve başlayacak sürece güçlü bir destek verdiler.
Batı dünyası bu anı bekliyordu demek ki.
Kıbrıs denilen beladan kurtulmak için görüşmelerin bir an önce başlamasını.
Ve haliyle bu görüşmelerin bir anlaşmayla sonuçlanmasını.
Batı, kendisinin yarattığı bu beladan kurtulmak istemesi normal.
Geçmişte Yunanistan ile Türkiye’yi bir araya getirmek için Yunanistan ile Türkiye arasındaki en büyük sorun olan Kıbrıs’ı çözmek istiyordu şimdi iştah kabartan motivasyonlar var.
Akdeniz’in altında yatan milyarlarca metre küp doğal gaz, enerji bağımlısı Batı’nın iştahını kabartıyor.
Bu iştahın maliyeti düşük bir şekilde giderilmesi için Kıbrıs denilen beladan kurtulmaları gerekir.
Aksi herkesin çok şey kaybetmesine yol açacak.
E malum, onların kaybetmeye tahammülleri yok ya.
Kazanmak için kolları sıvadılar bile.
***
Havadis yazdıydı.
Downer veda ediyor.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, liderleri tebrik mesajında Downer’ın da ayrılacağını açıkladı.
Bizim için iyi bir gelişme olmayacaktır bu.
Görev yaptığı beş buçuk yıllık sürede Downer, Kıbrıs Türklerini yakından tanıdı ve ne istediklerini çok iyi anladı.
Üstelik Kuzey Lefkoşa’daki Türkiye Büyükelçiliği binasına gidip de Türkiye Dışişleri Bakanı ile görüşecek kadar da cesur davrandı.
Downer’ın ayrılması iyi başlayan görüşme sürecinde zafiyete yol açar mı?
Bu noktaya dikkat etmek gerekir.
2004’ten deneyimliyiz ki liderler pazarlık yapacaklar ama son sözü BM söyleyecek.
