Uyku sorunları: Mit mi gerçek mi?

Bebeklerin uyanmaları veya yalnız uyumak istememeleri yaygın olsa da, ebeveynler genellikle çocuklarının uykusunun normal olmadığı konusunda endişelenirler. Örneğin, Finlandiya’da yapılan büyük bir araştırmada 8 aylık bebekleri olan ebeveynlerin yaklaşık yüzde 40’ı, çocuklarının uyku sorunları olduğunu düşündüklerini söyledi.

Peki uyku araştırmacıları bir “uyku problemini” nasıl tanımlar?

Hiscock, “Kabul edilebilir veya ölçülebilir kesin bir tanım yok” diyor ve ekliyor: “Ama ilk adımda, eğer ebeveynler bunu bir problem olarak görüyorsa, bu bizim bir şeyler yapmamız gereken bir problemdir.”

Hiscock, bazı durumlarda bunun sadece eğitim anlamına gelebileceğini söylüyor. “Bir ebeveyn üç aylık bir çocukları olduğunu ve gece beslenmek için iki kez uyandıkları için bitkin hissettiklerini söylüyorsa, onlara bunun aslında normal bir davranış olduğunu söylersiniz.”

Bu farkındalık oldukça önemlidir, sadece bebeğiniz aslında diğer birçok bebek gibi davranırken bir sorunu olduğunu düşünmek sorunu daha da kötüleştirmekle kalmaz- genellikle zaten yorgun olan- ebeveynlerin stresini ve kaygısını artırır.

Çocuğunun devam eden bir uyku sorunu olduğuna inanan ebeveynlerin, bebeklerine öfke duymaları ve ebeveynliklerine karşı güven eksikliği hissetmeleri daha olasıdır. (Ayrıca diğer taraftan bir ebeveynin çocuklarının nasıl uyuduğuna dair inançları çocukların uykusunu etkileyebilir – bir çalışma, hamile bir kadının bebeğinin geceleri yardıma ihtiyacı olacağına dair inancının altı aylık bebeğinin daha fazla uyanacağını öngördüğünü bile buldu).

Sorun olduğunu düşündüğümüz şeylerin çoğu aynı zamanda kültürel beklentilerimizle de belirlenir. Kapsamlı bir çalışmada Mindell, ebeveynlerin sorunlara ilişkin algılarının ülkeden ülkeye büyük ölçüde farklılık gösterdiğini buldu. Vietnam’daki ebeveynlerin sadece yüzde 10,1’i bir sorun olduğunu düşünürken, Çin’de bu oran yüzde 75,9’du.

Ball, “Bence bebeklerin uyku sorunları olması fikri patolojik. Bu, ebeveynlere bebeklerinde bir sorun olduğunu düşündürür. Bana göre bu son derece sorunlu, bebekler sadece bir bebek gibi davranırken, ebeveynlerin bebeklerinde bir sorun olduğunu düşünmelerine neden oluyorsunuz.” diyor

Mitin kökeni

Ve böylece, birçok ebeveyn bebek uykusu konusunda takıntılı olsa da, görünüşe göre uykuyla ilgili çok fazla yanlış anlaşılma var. Peki bu nasıl mümkün olabilir?

Bebek uykusunu nasıl yorumladığımız çoğunlukla bilime değil kültürel değerlere, varsayımlara ve ideolojilere dayanıyor.

Birlikte güvenli uykunun (“emzirerek uyuma” olarak adlandırıyor) savunucusu Antropolog McKenna, yüzyıllar boyunca bebeklerin aileleriyle uyumasının sadece yaygın değil, aynı zamanda gerekli olduğunu açıklıyor.

Elektrik veya ısıtma olmadan (veya genellikle boş bir odada), bebeklerin annelerine yakın kalmaları uygun, koruyucu ve emzirmeyi kolaylaştırıcıydı. Çoğu kültürde, durum böyle kaldı.

Antropolog Jennifer G. Rosier ve Tracy Cassels: “19. yüzyıldan önce, bebek uykusu genellikle yeni ebeveynlerin endişesi değildi, zamanın popüler ebeveynlik kılavuzları bu konuda hiçbir şeyden bahsetmedi.” diyor ve ekliyor:

“Bir bebek uyandığında, ya bebeğe bakmaya hazır uyanık bir aile üyesi ya da bebeğin yanında uyuyan ve hızla tepki verebilen bir aile üyesi vardı. Bebeklerin (ve yetişkinlerin) ihtiyaç duyduklarında uyudukları ve uyanık olmaları gerektiğinde uyanık oldukları konusunda da bir anlayış vardı.”

Sanayi Devrimi ile değişen uyku algısı

1800’lerle birlikte Sanayi Devrimi ile yükselen bir orta sınıf ve bağımsızlığa yeni bir vurgu geldi.

Daha uzun çalışma günleri, geceleri kesintisiz uykuya daha fazla ilgi anlamına geliyordu. Kentleşme ailelerinin desteğinden uzakta yaşayan yeni ebeveynlerin sayısını artırdı ve aynı uyku alanında birden fazla kişinin olmasının havayı “zehirleyebileceğine” inanan erkek doktorlar, anne ve ebe rehberliğinin yerini almaya başladı.

Yeni kitaplar, katı uyku programlarına olan ihtiyacı ve bebeklerin bağımsız ve güçlü olabilmeleri için yalnız uyumalarının gerekliliğini vurguladı.

Bu her yerde böyle olmadı. Bir araştırmacı, “Japonlar, ABD kültürünün küçük çocukları geceleri böyle bir bağımsızlığa itmekte oldukça acımasız olduğunu düşünüyor” diyor. Guatemala’daki Maya anneleri, ABD’nin uyku uygulamalarıyla ilgili bilgilere “şok, onaylamama ve acıma” ile yanıt verdi.

Uyku koçluğu endüstrisi düzenlemeye tabi değil

Bugün, birçok yorgun ebeveyn bilgilerini bebek uyku kitaplarından veya ABD dışında da popülerlik kazanan uyku koçlarından alıyor. Ancak birçok kitap kanıta dayalı değil ve uyku koçluğu endüstrisi düzenlemeye tabi değil. Sonuçta, herkes kendine bir uyku uzmanı diyebilir.

Bunun yanında, sağlık uzmanları bile çoğu zaman bebek uykusu konusunda bir geçmişe veya eğitime sahip olmaz.

Bir araştırma, ABD’deki 126 tıp fakültesinde öğrencilerin çocukların uykusuyla ilgili yalnızca 27 dakikalık eğitim aldığını buldu.

Kanadalı sağlık hizmeti sağlayıcıları arasında yapılan bir anket, tıp fakültesindekilerin yalnızca yüzde 1’inin pediatrik uyku konusunda herhangi bir eğitim aldığını söylüyor.

Avustralya’da 263 sağlık uzmanıyla yapılan bir araştırma ise profesyonellerin pediatrik uykuyla ilgili soruların yarısından azını doğru yanıtladığını buldu. Ve bunlar uyku eğitimine diğerlerinden daha fazla önem veren ülkeler.

Sözün özü: Bebek uykusuyla ilgili en büyük ve en zararlı yanılgı aslında basit olabilir. Bu da bebeklerin nasıl uyuması gerektiğine dair tek bir doğru yaklaşım olduğudur.

Gregory, “Farklı ailelerin farklı gereksinimleri ve tercihleri ​​vardır ve bebek uykusu için farklı yaklaşımlar benimser” diyor ve ekliyor:

“Kararlarda güvenlik her zaman ön planda tutulduğu sürece bunda bir sorun olmaz. Bebeklerin bakıcıları ABÖS’ü önlemeye yardımcı olabilecek yolların farkında olmalıdır.”