Kıbrıs Sorununun çözümlenmemesi, adada ATEŞKES durumunun sürmesi, BARUT FIÇISININ üzerinde OTURMAK demektir.
Öyle görünüyor ki, BARUT FIÇISININ üzerinde oturmak, Kıbrıslıları pek rahatsız etmiyor.
1974’ten beri oluşan ATEŞKES durumunu bazıları kalıcı olarak yorumlamakta ve gündelik yaşantılarını, Kıbrıs Sorununu düşünmeden yaşamaktadırlar.
Suriye’nin, İsrail uçaklarına fırlattığı S-200 füzesinin Kuzey Kıbrıs’a düşmesi, çok önemli bir uyarıdır.
Doğu Akdeniz’deki Enerji Savaşlarında, Türkiye’yi devre dışı bırakma planları, Rum kesimindeki iktidar sahibi politikacıların hayallerinde durmakta, bu ise bölgemizdeki tehlikeyi daha da arttırmaktadır.
Türkiye , Rusya’dan S-400 füzelerini almaya çalışırken, Amerika da bu füzelerin alınması durumunda, Türkiye’ye yaptırım uygulayacağını söylemektedir.
Rum kesimi geçmişte S-300 füzelerini adaya yerleştirmek istemiş, ancak Türkiye’nin karşı çıkması üzerine bu füzeleri Yunanistan’a yerleştirmek zorunda bırakılmıştı.
Şimdi S-400 füzelerinde de benzer bir süreç yaşanabilir.
Amerika’nın karşı çıkışı devam ederken, Kıbrıs’a düşen S-200 füzesi, Türkiye’ye de yeni çıkış yolları yaratabilir.
Nitekim, Türkiye bu yeni durumdan hareketle, yeni politikaları tartışmaya ve kamuoyunu hazırlamaya başlamıştır:
TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi ve NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Başkanvekili Ahmet Berat Çonkar, Rus İzvestiya gazetesine yaptığı açıklamalarda S-400 hava savunma sistemlerinin, Türkiye’nin Suriye sınırları gibi stratejik noktalarda konuşlandırılabileceğini ancak söz konu kararın henüz kesinleşmediğini söyledi.
“Ülkemizin sınırları, adeta bir barut fıçısı gibi. Irak, İran, Suriye, Kıbrıs ve ülkemizin sınırlarını çevreleyen her yerde sıcak bölgeler mevcut.
Milli güvenliğimize dair en ciddi tehditlerin başında ise Doğu Akdeniz, dolayısıyla da Kuzey Kıbrıs ve Suriye bölgeleri gelmekte” diyen Çonkar, “Bu sebeple her şeyden önce Güney ve Doğu sınırlarımızın güvenliğini nasıl sağlayabileceğimiz üzerinde düşünmeyi planlıyoruz” dedi.
Milli Güvenliğe yönelik tehdit Doğu Akdeniz’den gelebilir tespiti, Kıbrıs adasının ve çevresinin daha da silahlandırılması demektir.
Çözümsüzlük, bu durumdan nemalananları dahi tehdit eden önemli bir faktördür.
Taşkent yakınlarına düşen S-200 roketi pek ala Anastasiadis’in evine de düşebilirdi.
Türkiye’nin, kendi güvenliğini ileri sürerek, S-400 füzelerini adaya yerleştirmek istemesine, S-200 füzesinin düşmesinden sonra, pek itiraz edebilen olmayacaktır.
S-400 füzelerinin adaya yerleştirilmesi durumunda, adaya yönelebilecek ROKET TEHDİDİNİN alabildiğine artacağı da kesindir.
Kıbrıslılar artık akıllarını başlarına almak zorundadırlar.
Rumların, Kıbrıs Türklerini dikkate almayan politikaları 1974’tten beri kendilerine hiçbir şey kazandırmamış, aksine, Kıbrıs’ın tümünün demografik yapısının değişmesine yol açmıştır.
Demografik yapının değişmesinin gelecekte yaratacağı tehlikeleri kimse düşünmek istemezken, şimdi devreye bir de S-400 füzelerinin yerleştirilmesi gündeme gelecektir.
Kıbrıslılar çözüm yönünde ilerlemek için, gerekli fedakarlıkları yapmayı göze alamazlarsa, gelecekte ödeyecekleri bedeller katlanarak artacaktır.
Artık, tüm Kıbrıslılar, Kıbrıs’ın dünyanın merkezi değil, BELANIN MERKEZİ olmaya aday olduğunu anlamalıdır.
