Kıbrıs’ın ana dilleri olan Rumca ve Türkçe’yi bildiğim için, kendimi çok şanslı sayanlardanım.
Her iki nenem Türk olmasına rağmen, hiç Türkçe bilmiyorlardı. Bu yönleriyle Rumca’yı da daha ilk okula gitmeden öğrendim.
Nenelerimin Rumca anlattığı hikayelerin hemen hemen hepsinin Homeros’tan olduğunu ve geleneksel olarak kuşaktan kuşağa AKTARILDIĞINI , daha sonraki
Türkçe ve Kıbrıs Rumcasını iyi bilmemin faydalarını her zaman fazlasıyla gördüm.
Konuştuğum Kıbrıs Rumca’sının, Rumlar arasında da esas olarak unutulup, Yunanca ağırlıklı bir dile yöneldiğini 2004’tte kapıların yeniden açılmasıyla görmek beni hayli şaşırttı.
Yunan milliyetçiliğinin etkisiyle Kıbrıs Rumları yüzyıllardır konuştukları kendi dilleri yerine Yunanca’ya sarıldılar. Sonuçta kendi yarattıkları kültürel birikimi de kaybettiler.
Bilindiği gibi Erasmus programı, FARKLI ÜLKELERDEKİ yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile işbirliği yapmalarını teşvik etmeye yönelik bir Avrupa Birliği programıdır. Erasmus Projesi Yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile ortak projeler üretip hayata geçirmeleri; kısa süreli öğrenci ve personel değişimi yapabilmeleri için karşılıksız mali destek sağlamaktadır. Bu proje ile değişik kültürdeki insanları kaynaştırmak ANA HEDEFTİR.
ErasmusPlus Türkiye Platform olarak hem Türk hem de yabancı kişiler için yurt dışı fırsatları konusunda içerikler üretiyor, proje yaygınlaştırması/paylaşımı yapıyor, çeşitli konularda ve birçok alanda etkinlikler düzenliyor.
Türkiye’nin de Erasmus Projesine destek vermesi, hayli ilginç sonuçlar doğuruyor.
2 ay kadar önce Karpaz bölgesini ziyaret eden Erasmus öğrencileriyle uzun uzun sohbet etme imkanı buldum.
4 Kişilik bu öğrenci grubu Güney Kıbrıs’a Erasmus değişim programlarından faydalanmak için gelmişlerdi.
Bu 4 kişiden ikisi Türkiye’nin Zonguldak bölgesinden gelen Türkiye’li kız öğrenciydi. Kısacası Türkiye Cumhuriyeti öğrencilerinden iki kız öğrenci, değişim programıyla Güney Kıbrıs’ta kalmakta ve Kıbrıs Üniversitesinde eğitimlerini sürdürmekteydiler.
Türkiye’li öğrencilerin Güney Kıbrıs’ta eğitim gördükleri gibi, Rum öğrencilerin de Türkiye’de eğitim gördüklerini biliyorum.Politik söylemlere aldırış etmeden iki ülkenin gençleri birlikte yaşamayı BAŞARIYORLAR.
Geçtiğimiz Salı, yani 14 Kasım günü, Lidra Palas oteli civarındaki Rum taksi şöförleri ile sohbet ederken, saat 2 civarında bir Rum otobüsü yanımızda durdu. 50 ye yakın, ortaokul öğrencisi genç otobüsten indi. Bu öğrenciler kendi aralarında Türkçe konuşarak Lidra Palas oteli yanından , Türk tarafına doğru yürüdüler.
Gerçekler çok çarpıcıdır. Kıbrıs Türk öğrenciler daha iyi bir eğitim, çok dilli bir eğitim için, Rum kesimindeki birçok okula devam etmektedirler.
Larnaka havaalanına gittiğimiz zaman, buraya inen uçakların içinden çok sayıda Kıbrıslı Türk’ün indiğini görmekteyiz.
Kuzey Kıbrıs’ın benzin istasyonlarından yakıt alanların çoğunun da Rumca konuştuklarını, Super Marketlerimiz, berberlerimiz, restorantlarımız ve çarşılarımızın en iyi müşterilerinin Kıbrıs Rumları olduğunu da unutmamalıyız.
Diş doktorlarımız, eczanelerimiz , tıp merkezlerimiz de her gün Rumlarla doludur.
Pratik Hayat ne söyler, politikacılarımız ne çalar.