Piyasalarda Fiyatlar, enflasyona etkisi - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

Piyasalarda Fiyatlar, enflasyona etkisi

Onur Borman

Hem KKTC’de hem Türkiye’de, Ağustos ayında fırlayan döviz kurlarının etkisi altında alım-satım piyasasında özellikle de gıda ve üretilmiş hazır alınıp satış yapılan yerlerde fiyat istismarının kurların düşmesine rağmen halâ yaşanmakta olduğu açıktır.

Gerek Türkiye’de gerekse aynı genişlikte önlemler olmasa da KKTC’de de Hükümetlerce bazı önlemler alınmıştır. Ancak Türkiye’de satıcıların Hükümetin Topyekün enflasyonla mücadele programına çok daha ciddi katıldıkları ve bunu bir milli şuur halinde yaptıklarını ve krizden çıkmak için Hükümet kararlarına daha istekle uydukları açıktır. Nitekim çeşitli kampanyalarla ve kâr marjlarını düşürecek önlemlere giderek KKTC fiyatlarına göre çok daha düşük fiyat seviyesinin oluştuğu açıktır. Zaten enflasyon sonuçlarından da bellidir. Türkiye’de Eylül sonu itibariyle gerçekleşen yıllık enflasyon oranı % 24.52 iken KKTC’de ise DPÖ’nün yayınladığı yıllık enflasyon oranı % 37.23 dür. % 13.3’lük bir fark var. Temel gıda mallarında ise fiyatlarda çok daha fark var.


Türkiye’deki gibi Hükümet önlemlerine ilaveten satıcıların ve üreticilerin topyekün mücadele şuuru, maalesef KKTC satıcılarının tümünde ‘toplu bir görüş’ olarak mevcut değil. Hepsini aynı kefeye koymak doğru değil tabii, hatta Ticaret Odasının da fiyatların düşürülmesine yönelik olumlu beyanatlarına rağmen, satıcı ve toptancıların önemli bir kısmının döviz artışını kâra çevirmek gayreti, dövizlerin gittikçe düşmesine rağmen sürmektedir. Bunu her gün yaşayarak görüyoruz. Değişik mağazalarda satılan ve sürekli tüketilen yiyecek ve içeceklerde aynı ölçü ve aynı marka mallarda ve diğer zaruri tüketim mallarında birkaç TL değil de büyüklük ve küçüklüğüne göre 5 ilâ 30 TL’ye kadar fiyat farkları görüyoruz.

Marketlerin her gün yetkili bir çok çeşitli kuruluşlarımızla kontrol edilerek, tespit edilenlerin teşhir edilmeleri ve ilaveten yiyecek içecek dahil tüm sürekli zaruri kullanım malları satış yerlerinin satışı yaptıkları malların üzerine yalnız satış fiyatlarını değil, hem ‘Alış’ hem ‘Satış’ fiyatlarının aynı etiket üzerinde gösterilmesi mecburiyetinin getirilmesi şarttır. Esasen etiketler üzerinde hem kâr marjlarının deşifre olması hem de caydırıcılık açısından bu şekilde gösterilmesi gerekir. Bir çok liberal ticaret rejimi uygulayan ülkelerde de böyledir. Ve önemli bir caydırıcılıktır. Rekabetin tesis edilmesi ve fiyatların düşmesi için de gereklidir. Tüketicinin de, ilgili satış yerinde ne oranda istismara uğradığının dikkatine getirilmesi bakımından hem de fiyat denetimine bir nevi katılmasını sağladığından, tüketicinin tercihini daha makul satış yapan yerleri seçmeye yönlendirecek, fiyatların  enflasyonun bu sebepten gereksiz olan kısmının da yükselmesi önlenecektir.

Ayrıca marketlerin ve belirlenecek sürekli tüketilen ana gıda ve zaruri kullanım malları satanların, internet gazetelerinde veya direkt kendilerince veya Yetkililerce tespit edilecek bir yöntemle alım ve satım fiyatlarının ilanına mecburiyet getirilmeli.. İlaveten ilan edilecek ‘zaruri Temel tüketim’ mallarının alım ve satım fiyatlarının da market veya satış yeri dış mekânına liste halinde asılması mecburiyeti getirilebilir. İnanın ki bu tür önlemler çok büyük etki yaparak hem şeffaflık hem de fiyatların düşmesine neden olacağı gibi bir homojenlik getirecektir.. Tüketicilerin daha çok bilinçlendirilmesini sağlayacağı cihetle satıcılar arasında kalite ve rekabeti de güçlendirecektir. Bu önlemler çok kolay ve tüketicinin dikkatine getirebilecek hususlardır.

Geçen hafta Türkiye’ye 3-5 günlüğüne gitmiştim. Gitmeden önce çay, hellim gibi hediyelik almaya çıktım. Aynı marka aynı ağırlıktaki çay ve hellimlerde farklı marketlerde 15-20 TL’ye kadar fiyat farkları vardı. Ayrıca raf fiyatları ile kredi kartı makinesine yazılan fiyatlar arasında da farklara dikkat edilmesi gerekir. Bu da yapılıyor maalesef.  Örneğin bir markette 11.20TL küsur olarak yazılı çay’ın raf etiket fiyatının, ödemede 24TL küsur olarak hesaplandığını, 4-5 paket aldığım için ve bayağı fark atınca nedenini sordum, (-çünkü aldıklarımı alışkanlığımdır satış fiyatlarıyla toplam ortalama global rakamı aklımda tutuyorum-), satıcı çocuk gidip rafa baktığında ve etiketi de getirince, ‘ilgili arkadaş etiketi değiştirmeyi ihmal etti herhalde, ama esas fiyatı makinede okunandır’, dedi. Makinede değiştirilen raf’ta değişmez mi? Tam tersi  raftaki fiyatın makineye yansıması lâzım. İade ettim, ve sitemimi yaptım.  Çünkü başka yerden birkaç gün önce aldığım fiyattan oldukça yüksekti. Bu şekilde de tüketici yanıltılıyor maalesef. Ve dikkat edilmezse büyük alış verişlerde fark edilmeyebilir.!

Türkiye’de de dövize bağlı fiyatlarda bir miktar artış oldu, ancak hem gıda hem de bir çok tüketim malları buradaki fiyatların çok altında. Hatta bir çok gıda ve sebzede yarı fiyata yakın. Ayrıca alış ve satış fiyatları ve ilaveten Hükümetin telkiniyle kâr marjlarından en az % 10 indirim kampanyası yapılan emtealarda da tüketicinin dikkatini çekici bandrollar söz konusu. Türkiye’de enflasyonla Topyekün mücadele konusunda satıcıların, her kesim işyerinin ve marketlerin ve üreticilerin ucuzlatma ve kâr marjlarını azaltma konusundaki duyarlılığı fiyatlara yansıyor.

KKTC’de maalesef satıcıların ve üreticilerin topyekün bir hareket halinde fiyatlarda uyum sağlama isteği aynı güçlülükte değil. Bireysellik daha ön planda. Alım gücünün düşmesine karşılık müşterilerine duyarlılık gösterenler var tabii, ancak önemli olan topyekün bu şuura katılma ve fiyatlarda genel bir uyum ve seviye sağlamadır. Geçen gün Sayın Başbakan Erhürman da bu konudaki rahatsızlığını dile getirmiştir. Üstelik döviz fiyatları da düşme eğiliminde devam ediyor. Ancak artan fiyatlar düşmüyor. Enflasyonu körüklüyor.

Tüketicinin düşen alım gücü karşısında konuyu istismar edenleri ve KKTC’de daha yüksek bir enflasyonu körükleyenleri engellemek, fiyat uyumunu ve fiyat dengesini sağlamak için, yukarıdaki önlemlerin tüketici dikkati ve denetimini de kolaylaştıracağı ve devlet kurumlarına yardımcı olacağı cihetle amaca ulaşmada etkinliği arttırması açısından, yürürlüğe konmasında çok önemli yararlar vardır.

Ekim enflasyonunun Türkiye’de Pazartesi açıklanacağı ve geçen ay % 6.20 olan aylık enflasyonun, bu ay % 2-2.5 arasında olabileceği gerek TÜİK gerekse TCMB tarafından hafta sonu bir mesaj verilmiştir. Yani enflasyonun düşme eğilimine gireceği ve yıl sonunda toplam yıllık enflasyonun da %23.5 olacağı tahmini yapılmıştır.

Cuma günü de ABD Başkanı Trump ile TC Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan arasında varılan mutabakatla karşılıklı olarak ambargoların kaldırıldığının açıklanması, Cuma günkü kurların düşme eğilimini arttırdı. % 1-1.5 arası üç geçerli döviz kurunda düşme oldu. Bu yıl turizmin artması ve bu ay ve yıllık ihracat rakamlarının yükselmesi,  sendikasyon kredileri,  döviz talebini de azalttığı cihetle bunların da kurlar üzerinde olumlu etkisi görüldü. Önlemler devam ediyor ancak esas yapısal diğer önemli konu Bütçe ve cari açığın azaltılması ve likit ihtiyaçlarının da gelişim açısından daraltılmamasıdır. Uluslararası siyasi ve diplomatik olumlu gelişmelerin devamı ise yabancı sermayeyi cesaretlendireceği oranda kurlar daha alt seviyelerde oturabilir.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar